Kılıçdaroğlu’nun dinlediği Samandağlı depremzede, “İlk 5 gün kendi imkanlarımızla yaralarımızı sarmaya, depremde göçük altında kalan yakınlarımızı çıkarmaya çalıştık. İlk 5 gün devlet adına hiçbir çalışma yoktu. Kendi imkanlarımızla ve belediyemizin imkanlarıyla bir şeyler yapmaya çalıştık. Sonraki, ikinci hafta, yeni yeni AFAD gelmeye başladı... AFAD’ın yaptığı çalışmalarla zaten iş işten geçmişti. Devlet yoktu. Su, elektrik yoktu. Yakıt yoktu” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Selvi Kılıçdaroğlu, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ve eşi Azize Yaşar ile birlikte deprem bölgesi Hatay Samandağ’dan Yenimahalle Belediyesi aracılığı ile Ankara’ya yerleşen depremzede Adil Bilgin ve ailesini bu akşam ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, aile üyelerinin deprem sürecinde Samandağ’da neler yaşadıklarını dinledi.

Samandağlı Bilgin, şunları söyledi:

“İLK 5 GÜN DEVLET ADINA HİÇBİR ÇALIŞMA YOKTU”

“5 gün Hatay’da kaldık. Ben Samandağ Belediyesi’nin avukatıyım. İlk 5 gün kendi imkanlarımızla yaralarımızı sarmaya, depremde göçük altında kalan yakınlarımızı çıkarmaya çalıştık. İlk 5 gün devlet adına hiçbir çalışma yoktu. Kendi imkanlarımızla ve belediyemizin imkanlarıyla bir şeyler yapmaya çalıştık. Sonraki, ikinci hafta, yeni yeni AFAD gelmeye başladı. AFAD’ın yaptığı çalışmalarla zaten iş işten geçmişti. Devlet yoktu. Su, elektrik yoktu. Yakıt yoktu. Biz arabalarda kaldık. İlk hafta yağma olayları o kadar şiddetlendi ki artık biz soğukta kalmayı göze aldık. Dışarda kalmayı göze aldık ama can güvenliğimizin olmadığını görünce de ilçeden çıkmak zorunda kaldık. Ailemizi ve çocukları güvenli bir yere yerleştirmek maksadıyla yer arayışına koyulduk. Ankara’ya geldik.

“BU SÜREÇTE DEVLETİN BİRLİKTEN NE KADAR UZAK OLDUĞUNU, İNSANLARA NE KADAR SIRTINI DÖNMÜŞ OLDUĞUNU GÖRDÜK”

Sağ olsun Vedat Bey’e çok teşekkür ediyorum. Bize burayı açtı. Yenimahalle Belediye Başkanımıza da çok teşekkür ediyorum. Onların yardımıyla bu eve yerleşebildik. Biz de ilk fırsatta oradaki çalışmalara kaldığımız yerden devam edeceğiz. Ama, inşallah sizin Cumhurbaşkanlığınız döneminde şu yaşanan olayların bir daha hiçbir şekilde yaşanmayacağını da ümit ediyoruz. İnanıyoruz buna. Biz bu süreçte devletin birlikten ne kadar uzak olduğunu, insanlara ne kadar sırtını dönmüş olduğunu gördük. İnşallah CHP iktidarında bu sürecin tam tersini göreceğimize inanıyoruz. Sizin Cumhurbaşkanlığı döneminizde imar mevzuatının tamamının gözden geçirilmesini temenni ediyorum.

“İLÇEMİZDE 240 TANE CENAZEMİZ VARDI”

Çok büyük bir yıkım yaşadık. Ailemizi kaybettik. Çevremiz yok oldu. Orada artık yaşamı tekrardan sürdürebileceğimiz, eski yaşantımıza dönebileceğimiz ne yazık ki bir ortam olduğuna inanmıyorum. Ama el birliğiyle, sizin desteklerinizle bunu aşacağımıza inanıyoruz. Şundan çok umutluyum. Orada devlet yoktu ama CHP’li belediyeler vardı. Çok gururluyum, çok mutluyum. İlk etapta tabii bireysel, Allah razı olsun her vatandaşımızdan Herkes elinden geleni yapmaya gelmişti, yapıyordu da. Ama ben kurumsal olarak şunu gördüm. İlk günlerde CHP’li Mersin Büyükşehir Belediyemizin, Adana Büyükşehir Belediyemizin, İstanbul Büyükşehir Belediyemizin, Ankara Büyükşehir Belediyemizin, ilk günlerdeki katkılarını, çabalarını gördüğümüzde biz yalnız olmadığımızı hissettik. Bu moral ve motivasyonla biz de kendi imkanlarımızla ilçe belediyesi olarak bir şeyler yapmaya çalıştık. Ama buna rağmen ilçemizde sadece 240 tane cenazemiz vardı. Felaketleri hep konuştuk. Kendi başımıza geleceğini kimse hesaplamıyordu. Hep önlemler alınması gerektiğinden bahsedildi. Uyarılarda bulunuldu ama tamamen hazırlıksız yakalanıldı. Şeyi hep merak ettik. Neden ordunun, TSK’nın afet bölgelerine intikal etmediğini merak ettik. Şu aşamada bile hala çadırlar ulaşmadı. Jeneratörler ulaşmadı. Köyler çok kötü durumda.”

Ailenin bir diğer üyesi ise “48 saat sonra ilk müdahale geldi. O da İskenderun’dan, Kahramanmaraş’tan başladılar. Bize geç geldi. Perşembe’den sonra anca gelmeye başladı” diye konuştu.