Samandağlı bir depremzede; depremin ilk gününden itibaren yaşadıklarını ANKA Haber Ajansı’na anlattı. Yurttaş, şunları söyledi:

“Uyanık olduğum için diğer insanların yaşadığı dehşeti yaşamadım. Deprem sabahı sahaya indik. Çizmemi, yağmurluğumu giydim; insanlara yardıma koştuk. AFAD yoktu, sabahleyin sadece ve sadece sahil güvenlik timleri vardı, başka hiç kimse yoktu, polis bile yoktu” dedi. Depremzede, sözlerini şöyle sürdürdü:

“RESMEN İNSANLAR ÖLSÜN İSTENDİ, SOĞUKTAN DONSUN İSTENDİ, BU KADAR. BU KONUDA İSYANDAYIZ, BUNU KABUL ETMİYORUZ”

“Resmen insanlar ölsün istendi, soğuktan donsun istendi, bu kadar. Bu konuda isyandayız, bunu kabul etmiyoruz. Kendi çabalarımızla akrabalarımızı, komşularımızı kendi çabalarımızla, tırnaklarımızla çıkardık.

“BAŞIBOŞLUK, KEŞMEKEŞ VARDI DOĞRU DÜRÜST YARDIMLAR HAK ETTİĞİ NOKTALARA DAĞITILMADI”

“Aslında Samandağ’da, yardımlar engellendi. Ama bizim şu özelliğimiz var. Dünyanın dört bir yanında bizim insanlarımız var. Yönetim noktalarında olsun, ticaret noktalarında olsun insanlarımızın etkinliği sayesinde bize yurtiçinden dördüncü günden sonra yardımlar gelmeye başladı. Ama bu yardımları Samandağlı insanlarımız yaptı, yaptırdı. Başıboşluk, keşmekeş vardı doğru dürüst yardımlar hak ettiği noktalara dağıtılmadı. 10 gün geçtikten sonra büyükşehirlerden gelenler depolar kurdu sonra dağıtım düzenli hale geldi.

“BİZE DEPREMDE BİLE ÜVEY EVLAT MUAMELESİ YAPILDI. BİZ BUNU NASIL AFFEDECEĞİZ, HAKKIMIZI NASIL HELAL EDECEĞİZ MÜMKÜN DEĞİL”

Dördüncü elektriğimiz geldi, internetimiz geldi dünyayla bağlantımız kopartmıştık. Ayrıca ben Türkiye’deki basına kızıyorum. Dünya, burada deprem olduğunu dördüncü gün öğrendi. Nedir bu? Neden Antakya, neden Samandağ denilmedi. Hep diğer taraflar gösterildi. Bize depremde bile üvey evlat muamelesi yapıldı. Biz bunu nasıl affedeceğiz? Hakkımızı nasıl helal edeceğiz? Mümkün değil.”