Editör notu: Hakkında koruma kararı olduğu için habere konu olan kişinin ismi veya isminin kısaltılmış hali haklarını korumak adına kullanılmamıştır. Bu yüzden haberde okurken kolaylık sağlaması adına Zeynep Çetin ismi kullanılmıştır.

HABER: ESRA TOKAT

Fotoğraf: Serra Akcan / csgorselarsiv.org

Ankara'da 8 yıl önce boşandığı erkekten psikolojik şiddet gördüğü ve tehditler aldığı için 2021'in Eylül ayında koruma kararı aldıran Zeynep Çetin, hâkimin gerekli gördüğü gizlilik kararı ile ilgili, sağlık hakkında ve sosyal haklarında engellere sebep olmaması için kaldırılmasına yönelik başvuruda bulundu.

"SAĞLIK BAKANLIĞI İLETİŞİM MERKEZİ KONUYLA İLGİLENMİYOR"

Verilen bu gizlilik kararı nedeniyle Covid-19 testi yaptıramayan Zeynep Çetin, "Sağlık hakkına erişimim kısıtlanıyor. Tedavi edilmiyorum. Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi konuyla ilgilenmiyor. ŞÖNİM ise 'Biz Sağlık Bakanlığı'na bildirdik' demekle yetiniyor" diyerek karşılaştığı duruma tepki gösterdi.

"SAĞLIK BAKANLIĞI, VERİ TABANINI GÜVENİLİR HALE GETİRMELİ"

Konuya dair değerlendirmede bulunan Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Ceren Kalay Eken, şu ifadeleri kullandı:

“Bir hâkimin çok haklı olarak almakta yarar gördüğü tedbir kararı, ne yazık ki uygulamada kadının yaşam kalitesini düşürmekte. Bakanlıkların sağlık hizmetlerini buna duyarlı hale getirememeleri nedeniyle, kadın aslında ihtiyaç duyduğu tedbir kararını kaldırmak zorunda kalıyor. Sağlık Bakanlığı, ŞÖNİM'in aktardığı verileri dikkate almalı ve zamanında bu verileri işlemeli. Bakanlık acilen veri tabanlarını kadınların ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde güvenli hale getirmeli.”

“GİZLİLİK KARARINI KALDIRTMAK ZORUNDA BIRAKAN SEBEPLER ARAŞTIRILMALI"

Mor Çatı kurucularından avukat Canan Arın ise konuya dair şunları kaydetti:

“Kadınlara yönelik her türlü olayın ne kadar ciddiye alınmadığını bize gösteriyor bu durum. Kadının gizlilik kararını kaldırtmak zorunda bırakan uygulamayı düzeltmek gerekiyor. Kadını bu kararı almaya iten sebepler araştırılmalı ve ortadan kaldırılmalı.”

GİZLİLİK KARARI NEDENİYLE TEST YAPTIRAMADI

2021’in Ekim ayında gizlilik kararının kaldırılması için başvurduklarını ve kararın Kasım ayında kaldırıldığını kaydeden Zeynep Çetin, geçtiğimiz Cuma günü koronavirüs belirtileri gösterdiğini ve bu yüzden hastaneye giderek test olduğunu kaydetti. Test olduktan kısa bir süre sonra hastaneden aranarak, "Laboratuvara numunenizi gönderemiyoruz, çünkü Sağlık Bakanlığı veri tabanınızı göremiyoruz; yargı kararı var. Bunu açtırmanız lazım" denildiğini belirtti.

“SAĞLIK BAKANLIĞINA BİLDİRMİŞTİK, NE YAPILDI BİLGİMİZ YOK”

Yaşadığı sorun karşısında avukatını aradığını ve aile mahkemesine giderek kararın tebliğ edilmesine dair yeniden bir işlem başlatıldığını belirten Zeynep Çetin, şöyle konuştu:

“Hastane gün boyu numuneyi göndermek için uğraştı. Bu sırada ben de ŞÖNİM'i aradım. ŞÖNİM'deki görevli de 'Pandeminin başında da bu tarz durumlarla çok karşılaştık. Biz Sağlık Bakanlığı'na bu durumu bildirmiştik. Sağlık Bakanlığı bu konuya dair bir şey yaptı mı bilmiyoruz' dedi. Ben de 'Ben rahatsızım şu an ve muhtemelen Covid pozitifim. Ancak buna rağmen test yaptıramıyorum. Hakkında koruma kararı aldırdığım kişi elini kolunu sallayarak geziyor, muhtemelen gizlilik kararından bile haberi yok. Yine ben çekiyorum bu zorluğu. Test olmam lazım bir şey yapmayacak mısınız?' dedim. Ancak sadece ‘Sağlık Bakanlığı'na bildirdik’ cevabı verildi."

“184 ‘SİZİ ARAYACAĞIZ’ DEDİ VE BİR DAHA DÖNMEDİ”

Ardından 184'ü (Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi) arayan ve bildirim yaptığını kaydeden Zeynep Çetin, "Sizi arayacağız" denilmesine rağmen bir daha aranılmadığını ve konuyla ilgilenmediklerini söyledi. Sonrasında da İlçe Sağlık Müdürlüğü'nü de aradığını belirten Çetin, kimseye ulaşamadığını aktardı.

PARA VEREREK TEST YAPTIRMAK ZORUNDA KALDI

184'e de ulaşamayınca özel laboratuvara para vererek test yaptırdığını kaydeden Zeynep Çetin, "Bedava yaptırmam ve hakkım olan bir testi, para karşılığında yaptırdım ve sonuç da pozitif çıktı. Ancak onlar da gizlilik kararı nedeniyle Halk Sağlığı Merkezi'ne test sonucumu bildiremediklerini söylediler" dedi.

“POZİTİF OLDUĞUMU BİLDİRDİM, FAKAT HES UYGULAMASINDA RİSKSİZ GÖRÜNÜYORUM”

Tekrar 184'ü arayarak Covid-19 testinin pozitif çıktığını, bu yüzden karantina altına alınması ve tedavi edilmesi gerektiğini bildirdiğini kaydeden Zeynep Çetin, sistemde görülmediği için herhangi bir şey yapamayacaklarını, birimlere bildirilip aciliyet değerlendirmesi yapılabileceğini ve bu değerlendirmeye göre görevlilerin geleceğinin söylenildiğini belirtti. Aradan 48 saat geçmesine rağmen 184'ün hala geri dönüş yapmadığını söyleyen Zeynep Çetin, "HES uygulamasında bildirim yapmama rağmen risksiz görünüyorum" diye konuştu.

“TEDAVİ OLAMIYORUM VE İŞİMİ KAYBETME KORKUSU YAŞIYORUM”

Tüm bu süreçte herhangi bir koronavirüs tedavisi alamadığını kaydeden Zeynep Çetin, "Sağlık hakkına erişimim kısıtlanıyor. Tedavi edilmiyorum. Test sonucum kayıt altına alınmadığı için rapor alamıyorum. İşe de gidemiyorum çünkü pozitifim hem başkalarını da tehlikeye atabilirim hem de zaten çok hastayım. Buna rağmen iş yerim işe gitmediğim için beni işten de atabilir. Bu tehlike ile de karşı karşıyayım. Bir yandan sağlık hakkım engellenirken bir yandan da işimi kaybetme korkusu yaşıyorum" ifadelerini kullandı.

"SAĞLIK BAKANLIĞI'NIN KADININ GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE ATTIĞI PEK ÇOK KARARI VAR"

Konuya dair değerlendirmede bulunan Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Ceren Kalay Eken ise, şunları söyledi:

"Sağlık Bakanlığı'nın bu hizmeti iyi bir şekilde verilir hale getirmesi lazım. Sağlık Bakanlığı ŞÖNİM'in aktardığı verileri dikkate almalı ve zamanında bu verileri işlemeli. Acilen Sağlık Bakanlığı’nın veri tabanları kadınların ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde güvenli hale getirilmeli. Çünkü bu noktada Sağlık Bakanlığı'nın kadının güvenliğini tehlikeye attığı pek çok uygulaması var.

cern

"SAĞLIK BAKANLIĞI, AİLE BAKANLIĞI VE ŞÖNİM'İN VERİLERİNİ DİKKATE ALMALI"

Örneğin, gizlilik kararı olduğunda müşterek çocuğun hangi hastaneye yattığı bilgisi direkt olarak babaya mesajla bildiriliyor. Ancak kadına kendi verisinin gönderilmesi ile bir başkasına gönderilmesi hakkında Bakanlığın titiz davranması lazım. Burada kadının sosyal hakları konusunda daha duyarlı bir veri tabanı ve uygulama geliştirilmesi şart. Bu noktada da en önemli şey Sağlık Bakanlığı'nın Aile Bakanlığı ve ŞÖNİM ile senkronize çalışmaları gerektiğidir.

“TEK BİR KADIN BİLE BU HATA NEDENİYLE HAYATINI KAYBETMEMELİ”

Mesela kendisi ve çocukları için gizlilik kararı aldırarak can güvenliği nedeniyle başka bir şehirde sığınma evine yerleştirilen kadının çocuğunun bulunduğu şehirde hastaneye başvurması halinde baba olan şüpheliye sms gönderdi Sağlık Bakanlığı. Oysa sistemde sadece bir tık ile bu bilginin üçüncü kişilerle babası dahi olsa paylaşılmaması konusunda önlem var. Bu adımı hem kadına eşlik eden ŞÖNİM çalışanı hem de bilgileri sisteme giren Sağlık Bakanı çalışanı atlamış oluyor. Ancak burada hataya yer yok. Tek bir kadın bile bu hata nedeniyle hayatını kaybetmemeli. Bunun için bakanlıkların senkronize çalışması gerekli ve meslek içi düzenli eğitime tabi tutulmalı.

"KADINLAR GİZLİLİK KARARI ÇIKARTTIRMADA ÇEKİNİR HALE GELİYOR"

Bu gizlilik kararının sebep olmaması gereken kişinin kendi sağlık hakkında engellere sebep olması nedeniyle aslında ihtiyaç duyduğu gizlilik kararını bile talep etmede kadınların çekinir hale gelmesine sebep oluyor. Bir hâkimin çok haklı olarak almakta yarar gördüğü bir tedbir kararı ne yazık ki uygulamada kadının yaşam kalitesini düşürmekte. Bu Bakanlıkların sağlık hizmetlerini buna duyarlı hale getirmemeleri nedeniyle kadın aslında ihtiyaç duyduğu ve bir hâkimin gerekli gördüğü tedbir kararını kaldırmak zorunda kalmakta. Buna rağmen kadın yine sağlık hakkında erişememiştir. Bunların çok hızlı şekilde veri tabanlarında sonuç doğurmasını bekliyoruz.”

canan-1

“SAĞLIK BAKANLIĞI AKP'NİN DUYARSIZLIĞIYLA HAREKET EDİYOR”

Mor Çatı kurucularından avukat Canan Arın, şunları kaydetti:

“Kadınlara yönelik her türlü olayın ne kadar ciddiye alınmadığını bize gösteriyor bu durum. Çünkü ne yazık ki artık kadınlara dair kurumların hiçbiri doğru düzgün çalışmıyor ta ki ulusal basında ya da sosyal medyada ciddi gündem olana kadar. Bürokrasi hele konu kadınsa inanılmaz derecede yetersiz ve baştan savma oluyor. Kadının gizlilik kararını kaldırtmak zorunda bırakan uygulamayı düzeltmek gerekiyor. Kadını bu kararı almaya iten sebepler araştırılmalı ve bu sebepler ortadan kaldırılmalı. Sağlık Bakanlığı belirli bir siyasi partinin elinde olduğu için o siyasi partinin (AKP) kadın hakları konusundaki duyarsızlığıyla hareket ediyor.”