Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Fatih Aydın, "Senin yaşamış olduğun bu topraklarda en fazla kar edenler toplumun kendisi değil de en fazla kar edenler bankalar olduktan sonra, emeklin, memurun, işçin, esnafın, çiftçin bankalara çalıştıktan sonra Türkiye’nin dört bir tarafı imam hatiplerle, kuran kurslarıyla dolu olsa ne olur olmasa ne olur. Onun için bizim meselemiz bu düzenin, bu sistemin değiştirilip yerine adil bir düzenin kurulma mücadelesidir" dedi.

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Fatih Aydın, partisinin Burdur Merkez İlçe 8. Olağan Kongresi’nde konuştu. Kongrede, ilçe başkanlığına Abdullah Acar yeniden seçildi. Fatih Aydın, kongrede yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"İSTİYORUZ Kİ, HERKES İNSANCA YAŞASIN, KİMSE SÖMÜRÜLMESİN"

"Devlet adil olmadan toplumlar refah toplumu olamazlar. Biz Saadet Partisi olarak 85 milyon insanımızın huzurunu, barışını, güvenini, saadetini ancak ve ancak devletin adil olmasıyla mümkün olduğuna inanıyoruz. Biz bunun için siyaset yapıyoruz. İstiyoruz ki adalet olsun, herkes insanca yaşasın, kimse sömürülmesin, kimsenin hakkı gasp edilmesin, kimseye zulmedilmesin. Bütün mücadelemiz bunun için. Bütün gayretimiz bunun için. Yoksa efendim Recep Tayyip Erdoğan gitsin şunlar gelsin, AK Parti, MHP gitsin bunlar gelsin. Bizim böyle bir mücadelemiz yok. Bizim mücadelemiz şahıslarla ve partilerle değil. Bizim mücadelemiz hakkın hâkim olması, adaletin tesis edilmesi için. Biz bunun için çalışıyoruz.

"BU DÜZENİN DEĞİŞMESİ LAZIM"

Bildiğimiz gördüğümüz bir gerçek var ki ve 50 yıldır tespit ettiğimiz bir gerçektir bu; Türkiye’de öyle bir sistem öyle bir düzen kurulmuş ki bu düzenin, sistemin başına kim gelirse gelsin maalesef insanlarımız, insan onurundan uzaklaştırılacak şekilde sömürülmüştür, haksızlığa uğratılmıştır. Adam öyle bir düzen kurmuş senin hakkını çalıyor, emeğini çalıyor, senin huzurunu, mutluluğunu çalıyor. Aileleri kaosa sürüklüyor. Öyle bir sistem kurgulanmış. İşte bu sistem değişmediği müddetçe de bizim devletimizin adil olması, toplumun refah toplumu olması, ailelerin huzurlu aile olması, kişilerin de mutlu olması mümkün olmaz. Bu sistemin, bu düzenin değişmesi lazım.

"BİZİM MESELEMİZ ADİL BİR DÜZENİN KURULMA MÜCADELESİDİR"

Biz diyoruz ki Saadet Partisi olarak; düzen, sistem, tezgâh bozuk olduktan sonra düzenin başındaki adam laik olsa ne olur, milliyetçi olsa ne olur, dindar olsa ne olur. Senin hakkın çalındıktan sonra, sen çarşıya, markete, pazara gittiğin zaman torbalarını dolduramadıktan sonra, elektrik faturalarını ödeyemedikten sonra, doğal gaz yakıtlarını ödeyemedikten sonra, toprağa ektiğini biçemedikten sonra, hayvanına yedirdiklerini kazanamadıktan sonra, ahlakını, maneviyatını kaybettikten sonra seni yöneten kişiler güzel Kur’an-ı Kerim okusa ne olur, okumasa ne olur. Senin yaşamış olduğun bu topraklarda en fazla kar edenler toplumun kendisi değil de en fazla kar edenler bankalar olduktan sonra, emeklin, memurun, işçin, esnafın, çiftçin bankalara çalıştıktan sonra Türkiye’nin dört bir tarafı imam hatiplerle, kuran kurslarıyla dolu olsa ne olur olmasa ne olur. Onun için bizim meselemiz bu düzenin, bu sistemin değiştirilip yerine adil bir düzenin kurulma mücadelesidir. Tezgâh bozuk olduktan sonra tezgâhın başındaki adam sarıklı olsa ne olur apoletli olsa ne olur. Sonuç aynı olacak. Milletimiz, açılığa, fakirliğe, yoksulluğa mahkûm bırakılacak. Gençlerimiz işsizleştirilecek ve toplumların ahlaki, manevi değerleri yozlaştırılacak. Bunun tersine dönmesi için biz hep çalışıp, mücadele ettik.

"SENİN HAKKIN OLAN BİR AVUÇ AZINLIĞA PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR"

Geçen ay Meclis'imizde 2023’ün bütçesi onaylandı. 2023 bütçesi, devletin ekonomisi, yani sizin kasanız, sizin mallarınız. Devletin geliri ne kadar biliyor musunuz? 3 trilyon 810 milyar TL. Türkiye Cumhuriyeti’nin, sizlerin toplam geliri 3 trilyon 810 milyar TL.  Giderimiz ne kadar? 4 trilyon 470 milyar TL. Fark ne kadar, 660 milyar TL. Devlet olarak 1 yılda 660 milyar TL açık veriyoruz. Peki bu açık nasıl kapatılacak, bu parayı bulmanız lazım. Nasıl bulacaksınız? Tefecilerden, bankalardan, örgütlerden borç almanız lazım. Borç alacaksın ki dükkânı çevirebilesin, evi döndürebilesin. 660 milyar TL. Şimdi bu rakamlar söylenmeyince çok anlaşılmıyor. Bizim bütçemizin en büyük harcama kalemlerinden birisi eğitimdir. 21 milyon ortaöğretim, ilkokul öğrencisi, 8 milyon üniversite öğrencisi, 25 milyon civarında öğrenciye, 1 milyon 100 bin öğretmene toplam maaşlarıyla birlikte ayrılan miktar 649 milyar TL. Millî Eğitim Bakanlığı’nın bütçesi 649 milyar TL, açık ne kadardı 660 milyar TL. Sağlık giderimiz 696 milyar TL. Bu bütçenin en büyük harcama kalemlerinden birisi hangisi, her bütçede olduğu gibi faizler. Faiz ne kadar 565 milyar TL. Senin hakkın olan bir avuç azınlığa peşkeş çekiliyor senin hakkın olan. Sen niye gidip faturanı ödeyemiyorsun bundan dolayı. Senin çocuğun niçin iş bulamıyor, sen niçin ayın sonunu getiremiyorsun bundan dolayı, bu rakamlardan dolayı getiremiyorsun. Senin bu duruma itiraz etmen lazım, karşı gelmen lazım. Buna karşılık olarak ülkemiz bir tarım ülkesi. Tarıma ayrılan miktar sadece 142 milyar TL. Bu rakamı görünce içim çok acımıştı. Sosyal yardımlar; yani kaymakamlıkların, valiliklerin, belediyelerin dağıttıkları kömürler, makarnalara ne kadar ayırmışlar biliyor musunuz? Tarıma 142 milyar TL para harcamışlar, sosyal yardımlara ayrılan miktar 258 milyar TL. Adam sana diyor ki, ‘sen üretme, sen çalışma. ‘Ya sen yoksullaş, verdiği desteklerle birlikte ben sana ayın sonunu getirtirim’ diyor. Çünkü yoksullaştırılmış toplumları yönetmek çok kalay. İstediğiniz gibi yönetirsiniz. Biz bu duruma karşı geleceğiz.

"YAŞANAN YOKSULLUK MECBURİYET DEĞİL BİR STRATEJİDİR"

Bileceğiz ki Türkiye’deki bu yaşanan yoksulluk bir mecburiyet değil bir stratejidir. Zenginin daha zengin olabilmesi için fakirin daha fakir hale getirilmesi lazım. Orta sınıfın yok edilmesi lazım. Bugün okullarda görev yapan öğretmenlerin maaşları, o okuldaki hademelerinin, güvenlik mensuplarının maşlarıyla eş değer hale gelmişse bir sömürü var demektir. Onları hor gördüğüm için söylemiyorum ama emeğin bir karşılığı kalmadı. Bu duruma itiraz etmek lazım. Türkiye’de yaşadığımız durum bir mecburiyet değil. Allah bu topraklara o kadar büyük bir zenginlik vermiş ki Türkiye bütün sınırlarını dünyaya kapatsan dünyada kendi kendine yetebilen nadir ülkelerden birisi Türkiye. Dünyanın en stratejik kavşağında bulunuyoruz. En önemli jeostratejik ve jeopolitik konumu diyoruz biz. Ne demek biliyor musunuz? Enerji kaynaklarımızın doğal gaz, petrol vesaire yüzde 70’ini ihraç eden ülkeler bizim doğumuzda. Enerji kaynaklarının yüzde 80’ini ithal eden ülkeler bizim batımızda yer alıyor. Biz tam ortasındayız. Benzin ne kadar, mazot ne kadar? Gelirken baktık 24 lira olmuş 24 lira. 2 yıl önce bunu sen 7-8 liraya alıyordun. Tamam enflasyon var 10 liraya al. Avrupa’da 1.8’di şimdi oldu. Enerji kaynaklarının merkezinde yer alıyorsun. Bütün medeniyetlerin beşiği Türkiye. Yer altı kaynaklarımız geleceğin enerji kaynakları olarak bilinen bor madenlerinin yüzde 75’i Türkiye’de. Ancak dünyanın en büyük bor maden şirketi nerede; Amerika’da Avrupa’da. Biz bu duruma itiraz ediyoruz. Şu toprağın altındaki kıymetlerimizi harekete geçirin. Japonya şu anda dünyanın en büyük 3. ekonomi devi. Japonya’nın yer altı kaynakları Türkiye’deki kaynakların yüzde 5’inden daha az durumda ancak şu anda dünyanın 3. süper ülkesi. Biz 20’nin altına düştük."