İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Dirik, ülkede 28 Temmuz'da başlayan ve bazı bölgelerde hala devam eden yangınların ardından yapılacak fidan dikme çalışmalarına ilişkin değerlendirmede bulundu.

"EKOLOJİK YAPININ BOZULMASINA NEDEN OLABİLİR"

DHA'ya konuşan ve yanan alana fidan dikme gibi uygulamaların ekolojik yapının bozulmasına neden olabileceğini belirten Prof. Dirik, "Yanan alanların envanteri çıkarıldıktan sonra doğanın kendinin yenileyebilme gücünün yeterli olduğu alanlarda ağaçlar yanmış olsalar da tepesindeki kozalaklar canlıdır. Bu kızılçam türüne özgü özellik. Dolayısıyla bazı yerlerde ağaçlandırma yapmadan hayat başlar. Onların nerelerde olabileceği envanterle çıkarılır. Geri kalan yerlerin senaryosu hazırlanır, doğanın kendini yenileyebileceği yerlerde doğaya yardımcı işlemlerle ormanlaştırma sağlanır. Onun yeterli olamadığı yerlerde ikinci seçenek ağaçlandırma olmalı. Yandıktan hemen sonra ağaçlandırma planı doğru değil ağaçlandırma bir seçenektir. Her şeye ağaçlandırma gözüyle bakmamak lazım" ifadelerini kullandı.

"DOĞANIN ORADA EN UYGUN GÖRDÜĞÜ BİTKİ KIZILÇAMLARDIR"

Akdeniz Bölgesi'nin doğal unsurlarından olan kızılçam ve makinin yangın sonrasında sürgün verme özelliği olduğunu vurgulayan Dirik, şöyle konuştu:

"Tür konusunda çok spekülasyonlar var. Yanmayan ağaçlar, meyve ağaçları falan bunlar çok fantastik şeyler. Şu an yangın dışı yerlerde 55 derece sıcaklıklar vardır. Hiçbir bitki bu sıcaklığa dayanamaz. Doğanın orada en uygun gördüğü bitki kızılçamlardır. Başka bir alternatif tür aramaya gerek yok. Olabildiği kadar doğanın kendini yenileyebilme süresiyle ilerlenmelidir. Ancak bu alanların yeşillenebilmesi 10-15 yıldan 60 yıla kadar değişir. Birçoğumuz yaş itibariyle oraların eski halini göremeyecek."