CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, yaş üzüm alım fiyatının 2 dolar olması gerektiğini belirterek, “Biz, üzüme, yıllardır hak ettiğimiz ve piyasayı doğru yerde tutan fiyatı, 2 doları istiyoruz. 2 doları, Türk lirası karşılığı 35 TL’yi istiyoruz. Bu, bizim anamızın ak sütü gibi helal hakkımızdır. Kardeşim, Beşli Çete’ye para var, müteahhitlere para var, zenginlere para var, ama üzümcüye, çiftçiye, bağcıya gelince ‘dünya piyasası’” dedi.

Özgür Özel, bugün Manisa'nın Karaağaç ilçesinde üzüm üreticileri ile bir araya geldi. Üreticilerin sorunlarını dinleyen Özel, üzüm maliyetinin 25 TL olduğunu söyledi. Üzüm üreticilerinin maliyetlerini tek tek sıralayan Özel, bu kalemlerdeki artışlara dikkat çekti. Üzümün kilogram maliyetini en düşük 23,5 TL, en yüksek ise 26,5 TL olarak hesaplayan ziraat odaları olduğunu vurgulayan Özel, “Ortalaması 25 TL. Bunu basın mensuplarına dağıtacağız. İtirazı olan varsa çıksın karşımıza, istedikleri televizyonda tartışalım” dedi. Özel, üreticilerin üretim yapabilmesi için kredi çektiğini ve faiz ödediğini belirtti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını işaret eden Özel, "Fındık üreticisi Ordu’da, Giresun’da ‘Kemal Bey ne diyecek’ diye ayağa kalkıyor. Fıstık üreticisi, Gaziantep’te, Kilis’te ‘Aman Kemal Bey hakkımızı korusun’ derken geçmişte hangi siyasi partiye oy vermiş olurlarsa olsunlar, bir partinin, bir liderin emekten, üreticiden, çiftçiden yana tavrını bütün siyasi görüşlerden insanlar, Kemal Bey’in açıklamasını bekliyorlar" dedi. 

Özel'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

“O’NA İKİ DE BİR TELEFON GELİYORDU: Üzüm demek, sadece bir mahallenin, köyün, ilçenin, şehrin meselesi demek değildir. Dün Sayın Genel Başkanımız, hepinizin beklentisini karşılayacak şekilde üzüm fiyatına ilişkin açıklama yaptı. Edirne’de aynı arabadaydık yol boyunca, ben ilçe başkanlarımızın O’na teşekkürlerini okuyordum, O’na iki de bir Kilis’ten telefon geliyordu, üzüm üreticilerinden. Iğdır’dan, Gaziantep’ten telefon geliyor. Denizli, İzmir’in Menemen’i, Selçuk’u ayağa kalktı. Herkes, o üzüm fiyatının doğru yerden telaffuz edilmesine, doğru bir talebin açılmasına ve beklentinin hakkaniyetli bir noktaya konulmasına teşekkür ediyorlardı.

CHP PSİKOLOJİK OLARAK İKTİDARA GEÇTİ: Türkiye’de bir gerçek yaşanıyor, psikolojik iktidar el değiştirdi. Yani iktidar partisi ve onu destekleyen parti muhalefete geçtiler; akıllarına gelen, olur olmadık her sözde muhalefeti eleştiriyorlar. CHP de psikolojik olarak iktidara geçti; olması gerekeni söylüyor, çözüm söylüyor, rakam açıklıyor ve iktidar onu takip ediyor. Muhalefetteyken asgari ücrete zam yaptırabiliyor. Muhalefetteyken emekliye bayramlarda ikramiye verdirebiliyor, taşerona kadro verdirebiliyor, 3600 ek göstergeyi verdirebiliyor, öğrencilerin KYK’dan çektiği kredilerin faizlerini sildirebiliyor.

FINDIK ÜRETİCİSİ ORDU’DA, GİRESUN’DA ‘KEMAL BEY NE DİYECEK’ DİYE AYAĞA KALKIYOR: Öyle olunca fındık üreticisi Ordu’da, Giresun’da ‘Kemal Bey ne diyecek’ diye ayağa kalkıyor. Fıstık üreticisi Gaziantep’te, Kilis’te ‘Aman Kemal Bey, hakkımızı korusun’ derken elbette referandumda yüzde 56’lık sonuçla Genel Başkana ve onun kurmuş olduğu ittifak siyasetine, Millet İttifakı’na gönül vermiş herkes ve geçmişte hangi siyasi partiye oy vermiş olurlarsa olsunlar, bir partinin, bir liderin emekten, üreticiden, çiftçiden yana tavrını bütün siyasi görüşlerden insanlar, Kemal Bey’in açıklamasını bekliyorlar.

ANNENİN GÖZYAŞININ VE ALIN TERİNİN RENGİ YOKTUR: İktidar partisinin üyesi olan, ama ekmeğinin peşinde olup aramızda olan değerli yöneticilerimiz, muhtarlarımız var. Bu çok kıymetli, çünkü iki şeyin rengi olmaz. Bir; annenin gözyaşının rengi yoktur. İki; alın terinin rengi yoktur. Alın teri akıyor mu, toprağa düşüyor mu? AK Partilisi de CHP’lisi de MHP’lisi de başka siyasi partidense de onun hakkını vermek lazım. Çünkü o alın terinde siyaset olmaz. Önce yaşayacağız, geçineceğiz, borcumuzu ödeyeceğiz, evlatlarımızı geçindireceğiz; sonra gelip burada siyaset tartışacağız. Yaşamadan, aç karnına, borcunu ödeyemeden ‘acaba haciz memuru ne gün gelecek’ korkusu, ‘acaba ipotek ettirdiğim tarlam bankaya mı geçecek’ korkusuyla düşünen insana gidip de siyaset yapmanın bir mantığı yok. O yüzden CHP olarak, hangi görüşten olursa olsun herkesin alnının terinin karşılığını alması için buradayız.

10 NUMARA ÜZÜME ‘9 NUMARA’ DEDİLER, 9’A ‘8’ DEDİLER: Geçen sene 2 doları terk ettiler. 13 TL, 9 numara üzüme fiyat açıkladılar. Açıkladıkları gün fiyat, serbest piyasada 11 TL’ye doğru çekildi. Aslında işlem 14,5 TL’den yapılıyordu, 13 TL açıkladılar, 11 TL’ye doğru çekildi. Hemen dedik, ‘Düzeltin’. Dinlemediler, 9,80 TL’den işlem yapıldı geçen sene. Yetmez, numara oyunu yaptılar. 10 numara üzüme ‘9 numara’ dediler, 9’a ‘8’ dediler. Geçen sene üzüm üreticisi zarar etti. O zarar büyük faizlere dönüştü. Üstüne beceriksiz enflasyon yönetimi…

ÜZÜMÜN MALİYETİNİ EN DÜŞÜK BULAN 23,5 TL BULMUŞ: Elimizde ziraat odalarının yaptığı çalışma var. Hepsi ayrı ayrı yapmış. Üzümün maliyetini en düşük bulan, 23,5 TL bulmuş. En yüksek bulan, 26-26,5 TL bulmuş. Ortalaması 25 TL. Bunu basın mensuplarına dağıtacağız. İtirazı olan varsa çıksın karşımıza, istedikleri televizyonda tartışalım.

BAHSEDİLEN FİYATLAR ÜZÜM ÜRETİCİSİNİN İDAM FERMANIDIR: Maliyeti 25 TL olan bir kilo üzüme bir fiyat vereceksiniz, bu insanlar geçinecek. Bu insanlar borcunu ödeyecek, çıkıp çarşıya gidebilecekler. O fiyat için bugün diyorlar ki ’23, 25, 27 TL verilecek’. Bahsedilen fiyatlar üzüm üreticisinin idam fermanıdır. Sakın bunu yapmayın, sakın. Buradan Tarım Bakanı’na da Cumhurbaşkanı’na da sözümüzü duyabilecek herkese sesleniyoruz. Aklınızı başınıza alın. Sadece üzüm üreticisine verilen para, ona elinde tut diye verilmiyor. O para bütün bir kente can suyu oluyor. Bugün esnaf sıkıntıdaysa üzüm üreticisinde para olmadığı için sıkıntıda.

2 DOLARI, TÜRK LİRASI KARŞILIĞI 35 TL’Yİ İSTİYORUZ: Genel Başkanımız, ‘Ben biliyorum, bu böyle olacak’ demedi; dedi ki ‘Manisa üzüme ne istiyor’. Ne istiyoruz? Biz, üzüme, yıllardır hak ettiğimiz ve piyasayı doğru yerde tutan fiyatı, 2 doları istiyoruz. 2 doları, Türk lirası karşılığı 35 TL’yi istiyoruz. Bu, bizim anamızın ak sütü gibi helal hakkımızdır.

O PARALARDAN KARAAĞAÇLI DA HAKKINI İSTİYOR: Kardeşim, Beşli Çete’ye para var, müteahhitlere para var, zenginlere para var, ama üzümcüye, çiftçiye, bağcıya gelince ‘dünya piyasası’… Sen, ‘seçim kaybedeceğim’ korkusuyla takır takır hazinede para basıyorsun; bugün bankadan çıkan para jilet gibi. Hepsi yeni basılan para. O paralardan Karaağaçlı da hakkını istiyor. Vereceksiniz hakkını. İster verdiler ister vermediler, ne olursa olsun Genel Başkanımızın sözüdür. Geldiğimiz gün çiftçinin ister Tarım ve Kredi’den ister devlet bankalarından ister Yunan, İsrail bankası, çekmiş olduğunuz kredilerin faizlerini bir sefere mahsus tamamen sileceğiz, hepinize rahat bir nefes aldıracağız, söz veriyoruz.

KAVGAMIZ EKMEK KAVGASIDIR: Bundan sonra kavgamız ekmek kavgasıdır. Bundan sonra kafaları karıştıranlara, dün sizi unutup da seçim zamanı hatırlayanlara, seçim atmosferine girdiğimiz bugünlerde hakkınızı istediğinizi ve bundan sonra çiftçiyi, köylüyü milletin efendisi olarak görenlerle yol yürüyeceğinizi, çiftçiyi ezenlere yüz vermeyeceğinizi göstermenizi bekleriz."