Ordu Altınordu ilçesi tahıl pazarında Ordu Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Şube Başkanı Hikmet Pala açıklamalarda bulundu. Pala basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Hiranur Vakfı Onursal Başkanı Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşında evlendirdiği kızının çocukluğu boyunca yaşadığı istismar kamuoyunda infial yaratmış, vicdanları yaralamıştır.

HABER: Ümit İŞBAKAN

Siyasi iktidarlar tarafından yıllardır sırtı sıvazlanan, eğitim sistemimize ortak edilen, taciz ve cinsel istismar skandallarıyla gündeme gelen tarikatlar, yine bir çocuğun yıllarca istismara uğramasına neden olmuştur.

“DİNİ SÖMÜRÜP SUİSTİMAL EDİYORLAR”

Kuşkusuz ki peşine düşülmeyen taciz-tecavüz, cinsel istismar vakalarında, "bir kereden bir şey olmaz" diyen 'yöneticilerin' payı, sorumluluğu çok büyüktür. Bu dolaylı teşviklerle cesaretlenen sapıklar, ne yazık ki geleceğimiz olan yavrularımıza zarar vermektedir.

Tarikat ve cemaat yapılarının çocuklara karşı işlediği suçlar artık cezasız kalmamalıdır. Cezasızlık, bu tür skandalların patlak vermesini beraberinde getirecek, dini sömürüp suistimal ederek kendilerine güç sağlayan karanlık yapılar için yine dolaylı teşvik anlamı taşıyacaktır.

Bizler, bu tür olayların azalarak bitmesinin tek yolunun, laiklik ilkesine sahip çıkmaktan, hukukun kurallarının evrensel ilkelere göre şekillendirilip işletilmesinden, tarikat, dernek ve vakıfların Millî Eğitim Bakanlığı bünyesindeki tüm faaliyetlerine derhal son verilmesi gerektiği defalarca söyledik.

Çocuklarımıza dair en ufak saldırıya bile kayıtsız kalınmamalı, kimden geldiğine bakılmaksızın hem caydırıcılık prensibi hem de yargı mekanizmaları işletilmelidir. Hem siyasi sorumlular hem de devletin işleyişinde görev ve sorumluluğu olan kamu görevlileri, bütün bu yasadışı uygulamaların bir gün hukuk karşısında hesabını vermek zorunda kalacaklarını da unutmamalıdırlar.

“YAVRULARIMIZ SAHİPSİZ DEĞİLDİR”

Ufacık, savunmasız bir çocuğun uğradığı cinsel saldırıda söz konusu olabilecek tek gizlilik çocuğun kim olduğudur. Toplum vicdanını yaralayan her konuda, faillere bir kalkan gibi işletilen gizlilikten derhal vazgeçilmelidir.

Çözüm, insanları cinsiyetine, dillerine, dinlerine, ırklarına göre ayırmakta değil, bu çağın gereği olduğu üzere bir arada yaşamayı öğretmektedir.

Çözümün bir ayağı da devlet yetkilisi sıfatı taşıyan insanları bu hassasiyetlere, bu bilince uygun seçmekten geçtiğidir. Devlet kurumlarında bugün 9 yaşındaki kız çocuklarıyla evlenilebileceğini, kızların eşofman giyemeyeceğini, kızlar ve erkeklerin ayrı ayrı eğitim görmesi gerektiğini düşünen yöneticiler mevcuttur. Bu karanlık zihniyete sahip insanlara koruma sağlamak yerine, devletin her kademesine liyakat ve toplumsal vicdan ile barışık isimler getirilerse, sorunun çözümüne büyük katkı sağlanacaktır.

Bu ülkenin yurtseverleri, cumhuriyetçileri, Atatürkçüleri olarak uyarıyoruz:

Yavrularımız sahipsiz değildir! Onların karşı karşıya kaldığı ve kalacağı her saldırıyı tüm insanlığa tehdit görüp, mücadele edecek Atatürkçüler var!

 Çocuklarımızın eğitim hakkı başta olmak üzere en temel haklarını korumak ve geliştirmek için mücadele etmeye; çocuk istismarını, taciz ve tecavüzü meşrulaştıranlara karşı durmaya devam edeceğiz.