Okulların kapanmasıyla birlikte yoksul ailelerin çocukları atölyelere akın etti. Eşitsiz koşulların kurbanı çocuklar, uzun çalışma saatlerine rağmen az ücretle sömürülüyor. Bedenlerinden daha ağır işler yaptırılan çocuklar, sigortasız ve güvenliksiz ağır işlerde çalıştırılıyor. Çalışmak zorunda bırakılan çocuklar, plastik-kâğıt toplayıcılığından tekstil atölyelerine, mobilyadan oto tamirciliği gibi ağır işlerde 12 saat karşılığında asgari ücretin 7’de birine tekabül eden ücret alıyor. Ebeveynlerinden izin alarak konuştuğumuz çocuklar, hayal kurmayı unuttuklarını söyledi. 

“BİR AİLEDE İKİ ÇOCUK İŞÇİ”

Mobilya atölyesinde çalıştırılan 12 yaşındaki R, bu yıl 7’nci sınıfa geçtiğini söyledi. Okulda takdir almak için dönem boyunca ders çalıştığını ve başarılı bir öğrenci olduğunu belirten R, ekonomik zorluklar çeken ailesine yardım etmek için haftalık 150 TL’ye çalıştırıldığını anlattı. Babasının sigortasız tarım işçisi olduğunu belirten R, kirada kaldıklarını ve zorlandıkları için 16 yaşındaki ablasıyla çalışmak zorunda kaldıklarını söyledi. Ablasının da tekstil atölyesinde aylık bin TL’ye çalıştığını kaydeden R, “Bazen karşımda yaşıtlarım, top oynuyor, oynamak istiyorum. Fakat çalıştığım için gidemiyorum.” dedi. 

“YÖNETENLER BİZİ DÜŞÜNMÜYOR”

Tekstil atölyesinde çalışmak zorunda bırakılan 16 yaşındaki H. de ailesinin durumundan dolayı okulların bitmesiyle birlikte okul masraflarını karşılamak üzere işe girdiğini belirtti. Aylık bin 500 TL aldığını anlatan H, geçen yıl bin 250 TL aldığını, asgari ücrete zam yapılmasına rağmen kendisine sadece 250 TL zam yapıldığını vurguladı. Yetişkinlerle aynı işleri yaptıklarını fakat çok daha düşük ücret aldıklarına dikkati çeken H, “Atölyede bizden büyükler var. Bizlerde onlar kadar iş yapıyoruz. Bazen de onlardan daha fazla çalışıyoruz. 18 yaşın altında olan 12 kişiyiz. Bazı atölyelerde ful 18 yaş altı çalışıyor. Özellikle Suriyeli çocuklar çalıştırıyorlar. Çünkü hem okula gitmeyen çok hem de daha düşük ücret veriyorlar. Biz çocukları mesai bitmesine rağmen atölyeleri temizletiyorlar. Ek para da vermiyorlar. Artık bu ülkede umudum kalmadı. 18 yaşımı doldurunca bu ülkeden gitmek istiyorum. Çünkü yönetenler bizi düşünmüyor. Onların çocukları yaşıyor. Biz ise eziliyoruz” diye konuştu.

“DERS ÇALIŞMA VAKTİM YOK”

Sabahın erken saatlerinde sanayinin yolunu tutan 14 yaşındaki B, liseye hazırlık yapıyor. Sabah 7’de işbaşı yaptığını, akşam 18.00’de paydos ettiğini anlatan B, tepeden tırnağa yağ içinde olduğunu vurguladı. 3 yıl önce ekonomik sorunlardan dolayı Şırnak’tan geldiklerini ama her zaman köyünü özlediğini söyleyen B, okuldan arta kalan zamanında da işe geldiğini ve ders çalışmaya hiç vakti olmadığını belirtti. 

“OYUN OYNAMAYI ÖZLEDİM”

Boyunu aşan çekçekle (çöp arabası) atık kağıt, plastik ve demir toplayarak ailesine katkıda bulunduğunu anlatan M, ülkesindeki (Suriye) iç savaştan kaynaklı geldiğini dile getirdi. 15 yaşında olan M, çekçeki doldurmak için akşama kadar gezdiğini anlattı. Eve vardığında sürekli bel ağrısı çektiğini sözlerine ekleyen M, 8 yaşından bu yana aynı işi yaptığını söyledi. Oyun oynamayı özlediğini dile getiren M, çocuğuyla Avrupa’ya giden amcasından bahsederek, “Babama diyorum, biz de gidelim. Ne güzel kuzenim oyun oynuyor. Babam söz verdi, evrak işleri bitsin. Bizi de götürecek” dedi. 

Bir başka atık toplayıcısı 13 yaşındaki mülteci çocuk Y. de okul ve parklarda geçerken yaşıtlarına özendiğini ve oyun oynamanın hayalini kurduğunu dile getirdi.(MEZOPOTAMYA AJANSI)