Jeoloji yüksek mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, ‘Afet Yeniden İmar Fonunun Kurulması ile Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen geçen perşembe günü yaptığı konuşmada, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında yaşananlara dikkat çekerek şunları söyledi:

“Depremlerde ölen vatandaşların sayısı, resmi rakamlara göre 46 bin. Ancak deprem bölgesinde yaşayan insanlar olarak; enkaz, bina ve kayıp insanların sayısına baktığımızda, bu rakamların çok çok daha üzerinde ölümler olduğunu biliyoruz ne yazık ki. Daha ölümün bile gerçekleriyle yüzleşmeyenler tarafından yanlış rakamların, manipüle edilen rakamların önümüze konulmasından usandık. En azından bu afet, bir dönüm noktası olsun. Deprem Komisyonu’nda 5,5 ay, 22 milletvekiliyle sabahlara kadar bir mesai harcandı. Bilim insanları, belediyeler, kamu kurumları ve kurtarma ekipleri dinlendi. 268 maddelik önermeyle 500 sayfalık hazırlanan Deprem Raporu, Temmuz 2021'de Meclis’e sunuldu ve ne yazık ki her zaman olduğu gibi tozlu raflarda çürümeye terk edildi. Şimdi yeni bir deprem yaşadık ve yeni bir komisyon daha kuruyoruz, beşinci komisyonu da kuracağız.

“FAY ZONLARININ ÜZERİNDEKİ YAPILAR TAŞINMALIDIR”

Türkiye’de fay zonlarının muhakkak çalışılması ve imar planlarına ‘yasaklı alan’ olarak işlenmesi gerekiyor. Bugün 24 il, 100’ü aşkın ilçe ve 500 aşkın köyümüz doğrudan fay zonları üzerinde bulunuyor. Jeolojik, jeoteknik ve mikro-bölgeleme çalışmalarıyla fay zonları belirlenmeli, fay zonları üzerindeki yapılar taşınmalıdır.1999’dan bugüne 24 yıl geçti, hangi kentimizi taşıdık. Bunları yapmadık.

“KENTSEL DÖNÜŞÜM, AFET RİSKİNİ AZALTMAYA DEĞİL, RANT SAĞLAMAYA HİZMET EDİYOR”

6306 sayılı ‘Kentsel Dönüşüm Yasası, afet riski altındaki kentlerin dönüştürülmesinden başka alana dönüştü. Bunu söylediğimiz zaman kızıyorsunuz ama bu yasa, herhangi bir kentin afet riskini azaltmaya dönük değil; rantı yüksek olan herhangi bir semtte 3 katlı, 5 katlı bir binanın gökdelene çevrilmesine evrildi. Bunu söylediğimizde kızmayın lütfen, çünkü yaşadığımız son deprem gösteriyor ki bu kentsel dönüşüm sağlıklı olarak yapılmadı. 4708 sayılı Yapı Denetimi Yasası'nın yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Yapı denetiminin, proje firması tarafından, yapı bitinceye kadar hem sorumluluğunda hem de denetiminde olması gerekiyor.

"İMAR AFFININ LİTERATÜRDEN ÇIKARILMASI GEREKİYOR"

Doğal Afet Sigortası’nın (DASK) hem sorumlu hem de denetleyen bir yapıda olması gerekiyor. Yapı denetiminde 4 mühendislik birimi var, jeoloji mühendisi yok. En önemli konunun zemin olduğunu, Hatay'da devrilen binalarda gördük. Zemin etütlerinden su basmanına kadar, mutlaka jeoloji mühendisleri tarafından, önlemler doğru mu uygulanmış, uygulanmamış mı, kontrol edilmesi gerekiyor. Yaralar sarılmadan önce yaraların oluşmamasına yönelik imar affının literatürden tamamen çıkarılması gerekiyor.  

“AFAD RAPORLARINDA DEPREMİN YERİ SÖYLENMİŞ”

AFAD tarafından hazırlanmış; Adana, Hatay ve Kahramanmaraş'a ilişkin İRAP raporları var. Size sadece Hatay'la ilgili olan raporu okumak istiyorum. Diyor ki ‘5.5 büyüklüğünde bir deprem olursa Antakya, Defne, Belen ilçeleri zarar görecek’. Bugün hangileri zarar gördü 5,5 depreminde? Peki 7.5 büyüklüğündeki depremde ne diyor? ‘Hatay merkez ve tüm ilçeleri zarar görecektir.’ AFAD'ın hazırladığı İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) raporu arkadaşlar. Peki buna ilişkin ne yaptınız, dönüşüme ilişkin ne yaptınız? Bakın, sayfalarca rapor var. Depremin yerini söylemişler; Maraş'ta. Dolayısıyla burada, gerçekten parasal konulara gelince cevval olan, ancak sosyal ve fiziksel olarak yaşanan bu afete ilişkin nasıl bir çözüm olacağını bilemediğimiz, İstanbul'a ilişkin nasıl öneriler getireceğini bilemediğimiz; denetim, şeffaflık olması gereken bu fonun, aynı zamanda kayıt dışılıktan da kurtarılması gerektiğini düşünüyorum.”