HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ'ın da aralarında bulunduğu 108 kişinin yargılandığı Kobani Davası’nın bugünkü duruşması öncesinde Sincan Cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ile milletvekillerinin de katıldığı açıklamada Sancar, şunları söyledi:

“2017 Nisan’ında yapılan referandum ne kadar önemli idiyse bu rejimin devamı için önümüzdeki seçimler de hayati önemdedir. Hatırlayacaksınız 2017 referandumuna gidilirken 2016’da dokunulmazlıklar kaldırılmış, aralarında eş genel başkanlarımızın da olduğu çok sayıda milletvekili arkadaşımız, gözaltına alınmış ve tutuklamıştı. Ardından devam eden operasyonlarla 100’lerce, 1000’lerce arkadaşımız, siyasi rehine olarak alınmıştı ve referanduma o şartlarda gidilmişti. Bu rejim, kendine anayasal kılıf uydurmak için yaptı o referandumu ve referandumda kendisine en büyük tehdit olarak gördüğü HDP’yi devre dışı bırakmayı amaçlamıştır.

“İKTİDAR HAYATIN HER ALANINDA SÜRDÜRDÜĞÜ, ADALETSİZLİK SEFERBERLİĞİNİ, KOBANİ DAVASINDA ZİRVEYE TAŞIMIŞTIR”

Kobani davası da kumpas davasıdır, bir siyasi tasfiye planıdır ama aynı zamanda bu faşizan rejimin devamı için bir planın önemli unsurudur. Bu rejim, kendisine karşı en etkili mücadeleyi sürdüren, hiçbir alanda boyun eğmeyen HDP’ye, ancak bu yollarla engel olabileceğini düşünmekte, HDP’ye engel olmadan da kendi yoluna devam edemeyeceğini hesaplamaktadır. Bunda haksız değildir. Evet. Bu rejimi ve bu iktidarı durduracak ve yeni bir dönemi başlatacak ana aktör, bizleriz. Bizlerin kurdukları ittifaklardır. Bu ittifakların büyüyerek oluşturacağı büyük demokrasi bloğudur. Bu nedenle Kobani davasına sadece yargısal açıdan bakmak, yetersizdir. Önümüzdeki seçimlere giderken Kobani davası, HDP’yi ittifaklarıyla birlikte etkisiz hale getirmeyi planlayanların bir tezgahıdır. Ama bu tezgah, arkadaşlarımız tarafından mahkeme salonlarında bizler tarafından hayatın her alanında boşa çıkarılmaktadır. Kobani davası, dünya tarihinde eşine gerçekten az rastlanacak pervasız bir keyfilikle yürütülmektedir. Bu iktidar hayatın her alanında sürdürdüğü, adaletsizlik seferberliğini, Kobani davasında zirveye taşımıştır.

“BAŞINDAN BERİ YARGILAMA HUKUKUNUN EN TEMEL İLKELERİ AÇIK BİR ŞEKİLDE İHLAL EDİLİYOR. SAVUNMA HAKKI YOK EDİLİYOR”

Başından beri yargılama hukukunun en temel ilkeleri açık bir şekilde ihlal ediliyor. Savunma hakkı yok ediliyor. Öte yandan, bu davanın başlangıcında heyet başkanı olan Bahtiyar Çolak, bir çete üyesi olmaktan yargılanıyor. Onun döneminde de pek çok yargılama işlemi yapıldı. Daha da önemlisi, bu iddianameyi kabul eden heyetin başında Bahtiyar Çolak vardı.

“KORKUNUN ECELE DE FAYDASI YOKTUR”

Kendisi hakkında hazırlanan iddianameye baktığınızda da yine belli siyasi çevrelerle bağlantısı açıkça ortaya konmaktadır. Bütün bunlar, söylediklerimizi pekiştiriyor. Kobani kumpas davası, Kobani siyasi tasfiye davası, ama aynı zamanda bu rejimin kendini sürdürmek için yaptığı planlarda kullanmak istediği önemli bir alan. Ama dediğim gibi bizler bunlara boyun eğmiyoruz. Arkadaşlarımız, onurlu dik duruşlarını duruşma salonunda her gün, herkesin önünde devam ettiriyorlar. Bizler de ittifaklarımızla birikimimizle, geçmişten gelen tecrübemizle mücadelemizi büyütüyoruz. Bu büyüyen mücadele, iktidarı panikletiyor, rejimi telaşlandırıyor ama bunların hepsi nafiledir. Korkunun ecele de faydası yoktur, paniğin alacakları tedbirlerin etkili olmasını sağlamak bir yana daha da bocalamalarına yol açacağı ortadadır.”