Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faizini 200 baz puan düşürerek yüzde 16'ya indirdi. Karar, TCMB Para Politikası Kurulu'nun (PPK) bugünkü toplantısı sonrası açıklandı.

TCMB'den yapılan açıklamada, "Arz yönlü arızi unsurlardan kaynaklı politika faizinde yapılan aşağı yönlü düzeltme için yıl sonuna kadar sınırlı bir alan kaldığı değerlendirilmiştir. Cari işlemler dengesindeki iyileşmenin sürmesi beklenirken, bu eğilimin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir" denildi.

TCMB, 23 Eylül'de politika faizini 100 baz puan düşürerek yüzde 19'dan yüzde 18'e indirmişti.

Geçen haftayı üst üste rekorlar kırarak tamamlayan dolar/TL, bu hafta başında tarihi zirvesini 9,3460'a kadar taşımış, salı ve çarşamba günü düşüşe geçerek 9,20'nin altını görmüştü. Sabah saatlerinde 9,24 seviyelerinde seyreden dolar/TL, faiz kararından dakikalar önce yeniden 9,30'un üzerine tırmanmıştı. Dolar/TL'deki hareketlere benzer grafikler çizen euro/TL ise karardan hemen önceki dakikalarda 10,85 seviyelerindeydi.

PPK METNİ: FAİZ İNDİRİMİ İÇİN YIL SONUNA KADAR SINIRLI BİR ALAN KALDI

Yeni üyeleriyle toplanan PPK sonrası faiz kararına ilişkin değerlendirme şöyle:

"Küresel iktisadi faaliyette yılın ilk yarısında yaşanan toparlanmaya rağmen yakın dönemde açıklanan güven endeksleri, salgının etkisiyle gerilemeye başlamıştır. Aşılama oranlarındaki artışa rağmen salgında yeni varyantlar küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerinde olumsuz yansımaları görülmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları enflasyondaki yükselişin talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla birlikte büyük ölçüde geçici nitelikte olacağını değerlendirmektedir. Bu çerçevede, gelişmiş ülke merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.

Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Aşılamanın toplumun geneline yayılması salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Dayanıklı tüketim malları talebi yavaşlarken, dayanıksız tüketim mallarında bir toparlanma gözlenmektedir. İhracattaki güçlü artış eğilimiyle yılın geri kalanında yıllıklandırılmış cari işlemler dengesindeki iyileşmenin sürmesi beklenmekte, bu eğilimin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir.

Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve başta enerji olmak üzere ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri devam etmektedir. Parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başlamıştır. Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için güçlendirilen makroihtiyati politika çerçevesinin olumlu etkileri gözlenmeye başlamıştır. Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir. Bu çerçevede politika faizi 200 baz puan indirilerek yüzde 16 olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte, arz yönlü arızi unsurlardan kaynaklı olarak politika faizinde yapılan aşağı yönlü düzeltme için yıl sonuna kadar sınırlı bir alan kaldığı Kurul tarafından değerlendirilmiştir.

'KURUL, SÜRDÜRÜLEBİLİR FİNANS UYGULAMALARINI UZUN VADELİ BİR POLİTİKA OLARAK DESTEKLEME KARARI ALMIŞTIR'

Kurul, ayrıca iklim ve diğer çevre kaynaklı riskleri sınırlandırmak amacıyla, para politikasının ana hedeflerinde bir değişikliğe yol açmadan sürdürülebilir finans uygulamalarını uzun vadeli bir politika olarak destekleme kararı almıştır.

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır. Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir."

MERKEZ'DE 3 İSİM GÖREVDEN ALINMIŞTI

TCMB, 23 Eylül'de politika faizini 100 baz puan düşürerek yüzde 19'dan yüzde 18'e indirmişti. Faiz indirimi kararı sonrası Dolar/TL kuru artmış; kurdaki yükseliş trendi AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile görüştükten sonra Merkez Bankası Başkan Yardımcıları Semih Tümen, Uğur Küçük ile PPK üyesi Abdullah Yavaş'ı görevden alması sonrası sürmüştü.

BDDK Başkan Yardımcısı Taha Çakmak, TCMB Başkan Yardımcısı; Prof. Dr. Yusuf Tuna ise PPK üyesi olarak atanmıştı.