Raporun Türkiye bölümünde, “Türkiye'de gazeteciler genellikle polis tarafından (66 hedef gazeteci ile 21 vaka), çoğu da (59 hedef gazeteci ile 16 ihlal) protestoları takip ederken fiziksel şiddete maruz kalmıştır. MapMF'de kaydedilen tüm fiziksel şiddet vakalarının (33 ihlal) yaklaşık üçte ikisi (yüzde 63,6) polis veya devlet güvenliği tarafından gerçekleştirildi. Kadın gazeteciler de polis tarafından cinsel saldırıya ve tacize uğradı" değerlendirmesi yapıldı.

MFRR'nin yılda iki kez yayınlanan Medya ve Basın Özgürlüğü İhlalleri İzleme Raporu'nun ikincisi yayınlandı. İlki 16 Eylül’de yayınlanan rapor, AB üye devletleri ve aday ülkelerde tespit edilen basın ve medya özgürlüğü ihlallerini içeriyor. Bugün yayınlanan ikinci raporda Türkiye ile ilgili şu değerlendirmeler yer aldı:

“AKP HAKKINDA ELEŞTİREL HABER YAPAN GAZETECİLER TUTUKLANMA VE KOVUŞTURMAYLA KARŞI KARŞIYA KALIYOR”

“2022, bağımsız medyaya yönelik sistematik baskının devam ettiği, Türkiye'de basın özgürlüğü için yıkıcı bir yıl oldu. MapMF, Türkiye'de 362 kişi veya medya kuruluşunun dahil olduğu toplam 167 basın özgürlüğü ihlali kaydetti. Türkiye, dünyada gazetecileri en çok hapse atan ülkelerden biri olmaya devam ediyor. Raporun yayımlandığı tarihte 41 gazeteci hapisteydi.

İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hakkında eleştirel haber yapan gazeteciler tutuklanma ve kovuşturmayla karşı karşıya kalıyor. Bu arada, gazetecilere yönelik artan fiziksel saldırılar düşmanca ve tehlikeli bir çalışma ortamına katkıda bulunuyor. Özellikle Kürt medyası hem gazetecilik faaliyetleri hem de etnik kökenleri nedeniyle büyük bir baskıyla karşı karşıya.

Şubat ayında, yerel Ses Kocaeli gazetesinin sahibi ve genel yayın yönetmeni Güngör Arslan ofisinin önünde vurularak katledildi. Arslan, kendisini susturmak için cinayet emrini veren aşırı sağcı grup Ülkü Ocakları'nın eski Kocaeli il başkanı Ersin Kurt'u eleştiren yazılar yazmıştı.

Bağımsız medyayı ve eleştirel gazetecileri susturmak için sistematik olarak kullanılan hukuk yoluyla gerçekleştirilen taciz, belgelenen vakaların yarısından fazlasını (yüzde 53,3, 89 ihlal) oluşturmaktadır. Keyfi gözaltılar, hapis cezaları, sınır dışı etmeler ve polis baskınları Türkiye için belgelenen vakaların yaklaşık dörtte birini (yüzde 24,0, 40 ihlal) oluşturmaktadır.

Farklı terörizm suçlamalarını da içeren mahkumiyetler, kaydedilen ihlallerin yüzde 13,2'sini oluşturmaktadır (22 ihlal). Gazeteciler ayrıca düzenli olarak taciz kampanyalarına maruz kalmış ve internet üzerinden fiziksel şiddet ve ölüm tehditleri almışlardır.

“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE BİR BAŞKA BÜYÜK DARBE EKİM AYINDA TBMM’NİN YENİ BİR YASAYI ONAYLAMASIYLA GELDİ”

Basın özgürlüğüne yönelik bir başka büyük darbe ise Ekim ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin dezenformasyon yaymakla suçlananların üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını öngören kapsamlı yeni bir yasayı onaylamasıyla geldi. Aynı paket yasanın bir parçası olarak, internet haber portalları resmi haber medyası olarak kabul edildi ve bu portalların yetkililer tarafından yayınlanan ‘düzeltmeleri’ yayınlamaları da zorunlu kılındı. Buna ek olarak, Temmuz ayında yürürlüğe giren ‘Basın Ahlak Esasları’ başlıklı bir yönetmelik, yetkililerin medya içeriğini ‘ahlaka’ dayalı olarak sansürlemesine olanak tanıyarak özellikle LGBTQ artı ile ilgili haberleri etkileyecektir.

Türkiye'nin hükümet kontrolündeki medya düzenleyicisi Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), medya kuruluşlarına yaptırım uygulamaya devam etti ve ayrımcı bir şekilde web sitelerine erişimi engelledi. Türk mahkemeleri yüzlerce haber hakkında erişim engelleme kararı verdi ve bu ihlallerin yoğunluğundan dolayı hepsi MapMF'ye kaydedilemedi. Kasım ayında İstanbul'da meydana gelen bombalı saldırının ardından Türk makamları yayın yasağı kararı almış ve sosyal medyaya erişimi kısıtlamıştır.

Türkiye'de gazeteciler genellikle polis tarafından (66 hedef gazeteci ile 21 vaka), çoğu da (59 hedef gazeteci ile 16 ihlal) protestoları takip ederken fiziksel şiddete maruz kalmıştır. MapMF'de kaydedilen tüm fiziksel şiddet vakalarının (33 ihlal) yaklaşık üçte ikisi (yüzde 63,6) polis veya devlet güvenliği tarafından gerçekleştirildi. Kadın gazeteciler de polis tarafından cinsel saldırıya ve tacize uğradı.”

Raporun tamamına https://www.mfrr.eu/monitoring-report-2022/ adresinden ulaşılabiliyor.

MFRR NEDİR?

Medya Özgürlüğü Acil Müdahale, Avrupa Birliği üye devletleri ve aday ülkelerde basın ve medya özgürlüğü ihlallerini izleyen Avrupa çapında faaliyet gösteren bir mekanizmadır. Gazetecileri ve medya çalışanlarını korumak için yasal ve pratik destek, kamu savunuculuğu ve bilgi akışı sağlayan proje, European Centre for Press and Media Freedom (ECPMF) liderliğinde ARTICLE 19, European Federation of Journalists (EFJ), Free Press Unlimited (FPU), Institute of Applied Informatics at the University of Leipzig (InfAI), International Press Institute (IPI) ve CCI / Osservatorio Balcani e Caucaso Transeuropa (OBCT)’nin katılımından oluşan bir konsorsiyum tarafından düzenleniyor.