Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve eşi Nursen Yavaş, Ankara Kent Konseyi’nde yapılan iftara katıldı. Yavaş çifti, iftarın ardından “Katılımın Gücü Kadınların Sözü” adlı etkinlikte depremi yaşayan kadınlar ve Ankara’daki deprem dayanışmasına katkı sunan kadınlarla buluştu. ABB Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı ile Ankara Kent Konseyi’nin ortaklaşa düzenlediği programa; depremlerin ardından Ankara'ya gelen ve Kesikköprü Yerleşkesi'nde misafir edilen depremzede kadınlar, iş kadınları ve Ankaralı üniversite öğrencileri katıldı. Programda başta kadına yönelik şiddetin sona ermesi için alınması gereken tedbirler olmak üzere kadınların sosyal ve ekonomik hayata katılmasına kadar Türkiye'de kadınların yaşadığı sorunlar ele alındı.

Programda konuşan Yavaş, şunları söyledi:

"Böyle büyük bir acıyı bizler de ilk defa yaşadık. Bizler sabahın erken saatlerinde AKOM’da toplanıp nasıl yardımcı oluruz diye düşünürken hemen hemen tüm deprem bölgelerine ekiplerimizi gönderdik. Hâlâ yaraları sarmak için uğraşıyoruz. Önce enkaz altındaki canların kurtulması için ekipler gitti. Daha sonra enkaz kaldırma, arama kurtarma çalışmaları bittikten sonra kişisel ihtiyaçlara geçilmesi gerekiyordu. Şunu gördük tüm vatandaşlarımız biz ne yapabiliriz diye ayaklandı, yollara koyuldu. Görevlendirdiğimiz yerlerde hâlâ ekiplerimiz çalışıyor. Birçoğu gönüllü olarak gitti.

“YARDIMLAŞMA BİZİM GENLERİMİZDE VAR”

Hayatın normale dönmesi için iş yerleri ve dükkânların açılması gerekiyor. Kahramanmaraş esnafını buraya getirdik. Şimdi Malatya günleri başlayacak ardından Hatay günleri başlayacak. Üreticilere de tohum, gübre, fide yardımı yapmak suretiyle deprem bölgelerini tekrar ayağa kaldırmak için kırsal kalkınma desteklerimize de devam edeceğiz. Sizler bize emanetsiniz. Teşekküre değer bir şey yok bu bizim görevimiz. Bu yardımlaşma bizim genlerimizde var. Büyük bir dayanışma örneği gösterildi.

“BİZLER GÜCÜMÜZÜN YETTİĞİ KADAR SİZLERİ RAHAT ETTİRMEYE ÇALIŞIYORUZ”

Kadınların tekrar üretmeleri, ayakta kalmaları için çalışmalar yapmamız gerekiyor. Yardımlarla yaşamak sürdürülebilir bir şey değil. Bizler gücümüzün yettiği kadar sizleri rahat ettirmeye çalışıyoruz. Kadın üreticiler varsa Ankara’da biz kadın kooperatif yoluyla satın almak istiyoruz. El ele vererek kadın muhtarlarımız Kent Konseyi ile depremzede vatandaşlarımızla el ele tutuşacağız. Bizim tesislerimizde kalıp iş isteyenler insanlar oldu, kariyer merkezimize yönlendirdik. 400-500 kişiye bugüne kadar iş bulma imkânını yakaladık. Oralarda anılar yaşanmışlık var, hayat normale döndükten sonra döneceklerdir. Bize ihtiyaçları olursa tekrar hayatlarını idame ettirme konusunda onlara yardımcı olacağız. Acıyı yaşayan bilir burada kalan çocukların eğitimleri, sınava hazırlanmaları, eksiklikleri telafi edilecek çalışmaları yapmaya çalışıyoruz. Hayata hazırlanmaları için elimizden geleni yapıyoruz.

“TÜRKİYE’NİN ÜRETMEKTEN BAŞKA ÇARESİ YOK, BİZ DE BUNA KATKI SAĞLIYORUZ”

Sizin verdiğiniz vergiler önce devlete sonra bize pay ediliyor. Madem parayı siz ödüyorsunuz, söz hakkınızın olması lazım. Ankara’nın sorunları nedir? Neler istiyorsunuz? Kadınlar güvenliğimiz yok dediler. Aydınlatma sorunundan başlayarak harekete geçtik. Akşamları eve giderken korkarak gidiyoruz, dendi. Ankara’daki kadınlar otobüsle seyahatlerinde 19.00’dan sonra evine en yakın durakta inebiliyor. Vatandaş bu şekilde yönetime katılır, talebini belirtirse bize de yol göstermiş olacaktır. Kadınlar şehre gelince tarlayı, üretmeyi bıraktı. Başka bir mesleği de yok. Büyükşehre geldiği zaman sıkıntı çekiyor. Yaptığımız kırsal kalkınma destekleriyle üreticilerin tekrar üretime katılmalarını sağladık. Tümüne yardımcı oluyoruz. Türkiye’nin üretmekten başka çaresi yok, biz de buna katkı sağlıyoruz."