CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, Manisa’nın Turgutlu ilçesinde kasapları ziyaret etti. Kasap Osman Çırakoğlu, “Alım gücü düştü. Vatandaş bir peynirciye gidecek, bir de bize gelecek; bin lira. Et, o peynirin yanında ucuz bile yani. 250 lira peynir. Vatandaşın alım gücü yok. Gelir gider tablosu bozuk. Önceki yıllarda hiç böyle konuşmazdık” dedi. Başevirgen ise “Durmak bilmeyen zamlar nedeniyle hem vatandaşlar hem üreticiler isyan ediyor. Pahalılık nedeniyle tüketici et alamıyor, kasaplar ise et satamıyor. Diğer taraftan yüksek maliyetler nedeniyle üreticiler de zarar ediyor. Bir ülkenin hayvancılığı nasıl bu kadar kötü yönetilebilir, anlam veremiyoruz” diye konuştu.

Bekir Başevirgen, Turgutlu’da kasapların sorunlarını dinledi. Kasaplar, artan maliyetler nedeniyle fiyatlara zam geldiğini, bu sebeple de vatandaşların et alamadığını belirtti. Et fiyatlarına ardı ardına gelen zamlar yüzünden işlerinde büyük ölçüde düşüş olduğunu söyleyen kasap Semih Yumitgan, şunları söyledi:

“BİR GECEDE FİYAT DEĞİŞİYOR”

“İşler şükür iyi de fiyatlardan dolayı bir düşüş var haliyle. Vatandaşın alım gücünde düşüş var. Haftada bir kilo kıyma alan, şimdi yarım kilo almaya başladı. Öyle bir sıkıntılı durum var. Karkas et şu anda 200-210 lira arası. Bu değişim son 3-4 gündür oldu. Sebep, malın kıtlığından kaynaklanıyor. Hem bu karantina dönemi başladı, iller arası sığır geçişleri durduruldu. Hayvancılık çoğu kişi tarafından bırakıldı, yemlerden dolayı. Şu anda 300 lira kıyma ve kuşbaşının kilosu. Sucuğu da aynı şekilde 300 lira yaptık. Bonfile 400-450 lira arası. ‘50 liralık ver, 70 liralık ver, 100 liralık ver.’ ‘Bir kilo ver’ diyen kalmadı. Eğer yem desteklenir, yem maliyeti düşürülürse hayvan fiyatı da düşer. Yem yüksek olunca haliyle üretici zaten 2 sene para kazanamaz. Para kazanamadığı için bırakıldı. O bıraktı, bu bıraktı. Şimdi ben otelde çalışıyordum, otelde çalışırken 20 tane dana bakıyordum. Sabah gidiyordum danalara bakıyordum, işime gidiyordum, akşam işten çıkınca tekrar danalara bakıyordum. Bir maaşla bunu yapabiliyordum ya da yemci bekleyebiliyordu, bu kadar enflasyon yoktu. Yemci bekliyordu, zam yemiyordu yem bu kadar. Bu işin çözümü bence ithalle değil, bu işin çözümü yem ile. 180 liraydı bıçak 4 gün önce, akşam 182 lira dana kestik. Sabah bir kalktım, 200 lira, 210 lira. Dana yok piyasada. O diyor ‘200 lira’, öteki diyor ‘210 lira’ diyor. Elektrik 3 bin lira, 4 bin lira, 5 bin lira. Havanın durumuna göre, hava eğer güzelse dolaplar daha az çalışıyor. Sucuğu da şu anda 300 lira satıyoruz. Artık biz de şaşırdık fiyat sorarken. Normalde sucuk, etten bir kat daha yüksek oluyor. Çünkü biz dükkanda basım yapamıyoruz. Ya mezbahaya ya sucuk haneye götürmemiz lazım. Ekstra 20 lira basım ücreti veriyoruz. O yüzden bir fark oluyor sucukta. Bir gecede fiyat değişiyor.”

“VATANDAŞ BİR PEYNİRCİYE GİDECEK, BİR DE BİZE GELECEK; BİN LİRA”

Turgutlulu kasap Osman Çırakoğlu ise vatandaşın alım gücünün düşmesiyle et satışlarının azaldığına dikkat çekerek, “Bonfile; onu artık baz almıyoruz. Yazıyoruz 600 lira, onu zaten soran yok. Pirzola 290 lira, kuzu eti 270 lira, kemiksiz 320 lira. Alım gücü düştü. Vatandaş bir peynirciye gidecek, bir de bize gelecek; bin lira. Et, o peynirin yanında ucuz bile yani. 250 lira peynir. Vatandaşın alım gücü yok. Gelir gider tablosu bozuk. önceki yıllarda hiç böyle konuşmazdık yani. Ben 25 yıldan beri yapıyorum. Kestik, bugün 200 lira, yarın 210 lira oluyor. 10 lira dediğinde, bir ton 10 bin lira para yapar. Adam, ‘Neden kestim’ diye dövünüyor bu sefer. Çıraklığımda 50 kuruş, 1 lira artardı. Elektrik, bir de 3’üncü aydayız, 2 bin 200 lira gelmiş buraya, ufacık dükkana. 25 metre kare. Ben 3 tane dana fazla satsam bu elektriğe hiç bakmam ki. Haftada 6 tane keserken 3 tane danaya düştük. Bugün bir kahramanlık yapıp gelse bin lira bırakır gider yani. Uygun alsak uygun satacağız. Uygun alamıyoruz ki uygun satalım. Ailece burada olmasak bu iş çıkmaz” dedi.

“PAHALILIK NEDENİYLE TÜKETİCİ ET ALAMIYOR, KASAPLAR İSE ET SATAMIYOR”

Bekir Başevirgen de ziyaretleri sonrası şu değerlendirmeyi yaptı:

“Durmak bilmeyen zamlar nedeniyle hem vatandaşlar hem üreticiler isyan ediyor. Pahalılık nedeniyle tüketici et alamıyor, kasaplar ise et satamıyor. Diğer taraftan yüksek maliyetler nedeniyle üreticiler de zarar ediyor. Bir ülkenin hayvancılığı nasıl bu kadar kötü yönetilebilir, anlam veremiyoruz. İktidarı defaten uyardık. Süt, et ve yem fiyatları arasında bir denge vardır. Yem fiyatları sürekli artarken süt ve et fiyatlarını baskılayarak üreticiyi küstürdüler ve bu dengeyi bozarak sektöre büyük zarar verdiler. Maalesef ithalat kapılarını sonuna kadar açarak bu sektöre öldürücü darbeyi vurmak üzereler. Kişi başı yıllık et tüketimimiz 12 kilodan 5 kiloya düştü. Süt ve süt ürünleri tüketiminde de önemli azalışlar var. Süt fiyatını belirleyen Ulusal Süt Konseyi sürekli toplanıyor. Fakat aylardır 8 lira 50 kuruş olan sütün litre fiyatını artırmıyorlar. Karkas et fiyatı 220 liraya ulaşmışken süt fiyatları adeta yerlerde sürünüyor. Bu nedenle damızlık hayvanlar kesime gönderiliyor. Gerek hayvan gerekse işletme sayımızda büyük azalmalar var. Bu gidişle vatandaşlar kırmızı ete daha da hasret kalırken kasaplık mesleği de günden güne sona erecek.”