Gazeteci Timur Soykan, Edremit kitap fuarında yaptığı konuşmada yargının artık mafyanın silahına dönüştüğünü belirterek; "Bence Sedat Peker'in ifşalarının en önemli unsuru şu, yargı bir silah olarak kullanılıyor. eskiden mafya infazlar yapardı, tehdit ederdi, topuğunuzdan vururdu mafya. Artık ne yapıyorlar biliyor musunuz? Mafya grupları birbirlerine veya onlara engel olanlara karşı davalar, soruşturmalar açtırabiliyor. Mafyanın polisleri var, mafyanın yargıçları var, mafyanın savcıları var." diye konuştu.

Soykan, bu durumun sadece Peker'in ifşalarında görülmediğini, her gün okudukları dava dosyalarında da karşılarına çıktıklarını belirterek son dönemde yaşanan bir örneği paylaştı:

İRANLI AJANLARA ÇALIŞAN SAVCI

"Bir savcı, İranlı ajanlara çalışıyor arkadaşlar. İranlı ajanlar, Türkiye'deki İranlı muhalifleri kaçırmak için suç örgütleriyle temas kuruyorlar. Suç örgütünün başı, Davut Yılmaz isimli İstanbul Anadolu Adliyesi'ndeki bir savcı. Bir tanesini Denizli'de kaçırıyorlar, bir tanesini Yalova'da kaçırmaya çalışıyorlar. Savcının çetesi var. Çetesinin mensupları polis. Birlikte çalıştığı savunma sanayi şirketinin sahibi kişi var. Onunla birlikte bu işi yaparken, polisli çeteyle/ savcılı çeteyle iş adamının çetesi birbirine giriyor, İranlı ajanlarla parada anlaşamıyorlar. Birbirlerinin işini bozmak için birbirleriyle çatışıyorlar."

SİPARİŞ OPERASYON YAPAN SAVCI

Soykan, devamında yine İstanbul'da bir savcının karıştığı 'sipariş operasyonu' anlattı:

"Bu da İstanbul'da bir savcı, Lütfü Karabacak. Bir şirketin borcu var ve çekler vermiş. O çekleri kullanmamaları için savcı sipariş operasyon yaptırıyor. 'Bana 1 milyon dolar verin. Karşılığında sizden alacaklı olanlara operasyon yaparım' diyor. Dosya kendisine geldiğinde 100 bin dolar rüşvet alıyor, operasyonu yaptığında 900 bin dolar istiyor. Onlar 900 bin dolar veremiyorlar, 250 bin dolar veriyorlar savcıya. Bunun üzerine operasyon yaptığı örgütün liderini 250 bin doları alarak serbest bırakıyor. Bu kadar kirlenmiş, yozlaşmış bir yapıyla karşı karşıyayız."