Fransız kaynaklar, Brüksel'deki NATO zirvesi sırasında Cumhurbaşkan Erdoğan ile Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un "2017 yılında uyuşturucu bulundurmaktan 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılan Fransız Fabien Azoulay'ın davasına da değindiğini" duyurdu.

#dokuz8/Dr. Selmin Seda Coşkun

Yine Fransız kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Emmanuel Macron, “Fabien Azoulay'ın Fransa'ya hızlı bir şekilde nakledilmesi için koşullar ilerliyor, umarım en kısa zamanda başarılı oluruz. Bu sabahki tartışma zaten faydalı sonuçlar üretiyor” dedi. Fransa'nın eski Danimarka Büyükelçisi François Zimeray ise görüşmeyi ‘sevindiren bir olasılık’ olarak yorumlayarak: "Fabien'in Fransa'ya dönmesi için Türk ve Fransız makamlarıyla temas halindeyiz" diye yanıtladı, Fransız cumhurbaşkanına konuyu ele aldığı için teşekkür etti.

François Zimeray’ın Nisan ayında yaptığı açıklamalara göre, "Fabien Azoulay satın alma işlemini iyi niyetle, güpegündüz ve en ufak bir önlem almadan yaptı, çünkü yanlış bir şey yaptığına dair en ufak bir fikri yoktu. Kendi adına sipariş etti, kredi kartıyla ödedi ve otel odasında teslim aldı. Bu ürün kendisine teslim edildiğinde Türkiye polisi onu tutukladı ve bu durum kabusun başlangıcı oldu."

Fransa ve Türkiye’nin “Hükümlülerin Nakline Dair Avrupa Sözleşmesi” kapsamında Fransız vatandaşı olan Fabien Azoulay’un kalan tutukluluk süresinin Fransa’da geçirilmesi amacıyla Fransız yetkililer 2019 yılında nakil başvurusunda bulunmuştu. Ancak başvuruya bugüne kadar Türk yetkililerden bir yanıt gelmemişti. 43 yaşındaki Fabien Azoulay, 2017 yılında saç ekimi yapmak için İstanbul'a yaptığı kısa bir gezi sırasında, internetten uyarıcı olarak kullanılan bir madde olan GBL şişesi satın aldığı için tutuklanmıştı.

GÖZALTI KOŞULLARI

Fransız kaynakları Giresun cezaevinde kalan Fabien Azoulay’ın gözaltı koşullarının iyi olmadığına işaret ederek, kendisinin haftada sadece bir kez yakınlarından telefon alabildiğini söylüyor. Akrabaları ve ailesinin ziyaretleri mümkün olmazken sadece zaman zaman konsolosluk ziyaretlerine izin veriliyor. Zimeray, Azoulay’ın bulunduğu koşulları ‘gerçek bir duygusal çöl’ olarak imgeliyor. Nitekim, Azoulay’ın avukatları müvekkilin eşcinsel ve Yahudi kimliğinden ötürü tutukluluğunun daha da sert geçtiğini dile getiriyor. Fabien Azoulay’ın akrabalarına gönderdiği ve avukatlarının okuyabildiği mektuplarda, Türkiye cezaevlerindeki günlük yaşamın anlatıldığından söz ediliyor. Azoulay’ın şiddet uygulayan, kimisi radikalleşmiş, kimisi onu zorla İslam’a zorlayan diğer mahkûmlardan söz ettiği öne sürülüyor.

Avukatlar, tutuklu Fabien Azoulay’ın yaşadıklarını aktarmaya devam ediyor: “Dört Suriyeli bir adamın boğazını kesti.” Fabien Azoulay, Ağustos 2018'de arkadaşı Floriane'ye yazdığı mektupta, “...Olay olduğunda uyuyordum, ancak tutukluların çığlıkları beni uyandırdı, her yerde kan görmek korkutucuydu, bir korku filminden beterdi. Daha sonra, ölen tutuklunun Suriyelilerden birine para yatırdığını ve eşcinselliğinin bedelini Allah adına hayatıyla ödemek zorunda olduğunu öğrendim. Uyku haplarına rağmen artık uyuyamıyorum. (…) Bilmiyorum benim ruh halimi hayal edebiliyor musunuz? Fakat kendimi tüm bunlardan koparmak imkansız, böyle dehşetlerle karşı karşıya kaldığınızda güzel şeyler görmek imkansız” diyor.

Fabien Azoulay birkaç ay sonra da arkadaşı Arnaud'a şu itirafı yapıyor: "Bir buçuk yıldır buradayım, hâlâ özgürlüğümün yasını tutamıyorum, oraya bir daha gelebilecek miyim bilmiyorum. [Bu durum] beni içten içe yiyor. Çığlık atmak istiyorum ama hapishane kanunları çok sert, en ufak bir yaramazlığı affetmiyorlar. Mücadele etmeye çalıştım ama tek elime geçen on defa tokat yemek oldu."

François Zimeray'e göre Fransa ile Türkiye arasındaki bozulmuş bağların ilişkisi Azoulay’ın akıbeti üzerinde de etkili oldu, "İlişkiler daha iyi olsaydı, bunu kurtarabilirdik. Avrupa Birliği, Fransa ile ilişkileri geliştirmek için çaba göstermek istediklerini söylediklerinde Türkiyeli yetkililerin sözlerini de göz önüne almalıyız,” dedi.