Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Hatay’da tarım sektörünün sorunları ve Kırsal Kalkınma Projesi ile ilgili konuştu. Savaş, “Suriye meselesi 12 yıldır her alanda ülkemiz için büyük kayıplara neden oluyor. En büyük yarayı da tarımımız, üreticimiz aldı. Sığınmacılar AB destekleri ile ucuz işçilikle tarımda yerli üreticimizin önüne geçiyor. Kendi çiftçimiz toprağını bırakmasın üretimimiz devam etsin diye tüm desteğimiz. Yanı başımızdaki savaş ihracatçımızı da çiftçimizi de derinden etkiledi, yarınlarımız için karamsarlığa kapılmadan var gücümüzle onların yanında olmaya devam ediyoruz” dedi.

Çiftçilerin arazilerini bırakıp şehre göç etmelerinin sebeplerini ve Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin tarımı kalkındırma konusundaki çalışmalarını anlatan Savaş, “Eskiden 10 dönüm arazisi olan insanlar kendini yeterli hissederdi. Rahat rahat çocuğunu okuturdu ama şu anda 100-200 dönüm arazisi olan insanlar bile ekmekte zorlanıyor. Çünkü girdi masrafı çoğaldı. Mazot, gübre, elektrik, işçilik, ilaç, tohum tüm girdilerin fiyatı çok arttı. Böyle olunca insanlar bu masrafları sattığı ürünle karşılayamaz hale geldiler. Çoğu zaman şunu düşünmeye başladılar: 'Bu sene ekmezsek ne kadar kar ederiz, ne kadar masraftan kurtuluruz.' Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İzmir 1. İktisat Kongresinde, ‘Ziraat milli ekonominin temelidir’ demiştir ve biz bu anlayıştan çok uzaklaşıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Savaş, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

“Biz tarımda özellikle Suriye meselesinden dolayı çok sıkıntı çekiyoruz. Bizim tarımla uğraşan insan sayımız 36 binlerden 8 binlere düştü. Yüzde 75’lik bir insan kaybımız var tarımdan uzaklaşan.

Yayladağı’nda Suriyeli çiftçiler için Avrupa’dan bir fon bulundu, onlar da burada çilek ekti. Burada üretilen çilekler ihraç edildi ve Suriyeli kardeşlerimiz ekonomik olarak çok güçlendi. Ancak bizim insanlarımız, girdi masraflarından dolayı ekip biçemediği için topraklarını satıp şehre göçmeye başladılar. Biz bu durumu öğrenince dedik ki ne gerekiyorsa biz yapalım. Kırsal Kalkınma Projesi yaptık. Bu bölgede tarım yapabilecek ne kadar çiftçi varsa hepsine iki yıl üst üste fide verdik.  Bu insanlarımızın kendi topraklarından para kazanmalarına yardımcı olduk. Böylece şehre göç azaldı ve insanlar kendine yetmeye başladı."

“HER KONUDA ÇİFTÇİMİZİN YANINDA OLUYORUZ”

Her konuda çiftçilere destek olduklarının altını çizen Savaş, "Kırsal kalkınma ile Hatay’ın bütününde 15 bin aileye destek oluyoruz. Tohum ve fide desteği yapıyoruz. Aynı zamanda Türkiye’de en kaliteli, en ucuz organomineral gübreyi ürettik ve bunu en ucuz şekilde Hatay ve çevre illerde çiftçimizle buluşturuyoruz. Gübre son 1 yılda yüzde 235 arttı, tarım girdi masrafları yüzde 134,4 arttı. Hal böyle olunca belediye olarak biz destek olalım dedik" açıklamasını yaptı.

Proje kapsamında Hatay'da detaylı inceleme yaptıklarını söyleyen Savaş, "Projeye başlarken önce bir buçuk yıl Hatay’ın her bölgesinde incelemeler yaptık. Toprak yapısı, rüzgarı, suyu, rakımı… Nerede ne üretilir hepsini çalıştık. Daha sonra ziraat odaları, büyük küçük çiftçiler hepsiyle toplantılar yaptık. Üretim konusunda birçok desteğimiz var ama bununla kalmıyoruz, satış konusunda da çiftçimizin yanında oluyoruz. Örneğin satış konusunda sıkıntı yaşayan çiftçiye biz diyoruz ki piyasa fiyatına biz alıp ticaretini biz yapacağız diyoruz. Bunun için de hem kooperatiflerle iş yapıyoruz hem de bir tane şirket kurduk 70 ortaklı. Şirkete Büyükşehir’i de ortak yaptık. Tarlada üretilen ürünleri endüstri ile buluşturup hem bunun katma değerini yükseltiyoruz hem de raf ömrünü uzatıp yurt dışına da ihraç ediyoruz. Çiftçinin satamadığı ürünü biz alıp kurutuyoruz ve Dubai, Almanya gibi önemli yerlere gönderiyoruz" dedi.

“BELEDİYE OLARAK TÜRKİYE’DE BİR KIRSAL KALKINMA SİSTEMİ OLUŞTURUYORUZ”

Proje kapsamında kar amacı gütmediklerini de vurgulayan Lütfü Savaş, "Bunları yaparken kar amacı gütmüyoruz. Belediye olarak Türkiye’de bir sistem, bir kalkınma planı oluşturuyoruz. Nasipse 2 yıla kadar tüm belediyeler bu sistemi bizden almak isteyecekler çünkü Türkiye’de bakan değiştikçe tarım politikası değişen bir ülkeyiz. Bizim tarım politikalarımızın uzun vadeli yapılması ve stabil yapılması lazım. Şu anki tarım politikası tamamen ithalata dönük olduğu için ve yerli üreticilere de değer verilmediği için biz Türkiye’de gerçekten de üretirken çok sıkıntı yaşayan bir ülke haline geldik. Tarım bakanlığı maalesef sadece ithalatla uğraşıp günlük hangi ürünlerin Türkiye’ye geleceğini konuşur duruma geldi" diye konuştu.

“KIRSALDAKİ İNSANLARIMIZIN ŞEHRE GÖÇÜNÜ ENGELLEME KONUSUNDA ÇOK BAŞARILIYIZ”

'Bildiğiniz bütün yollar tükenmişse ya yeni bir yol açacaksınız ya da yeni bir yer bulacaksınız' anlayışla projeye başladıklarını sözlerine ekleyen Savaş, " Suriye konusundaki sıkıntılar arttıkça biz de belediye olarak tarıma destek vermeye karar verdik. Kırsaldaki insanlarımızın köyden şehre göçünü engelleme konusunda çok başarılıyız. Bu destekleri daha çok çiftçiye ulaştırmayı hedefliyoruz" dedi.

“HÜKÜMETİN DESTEĞİ ÇİFTÇİNİN YÜKÜNÜ HAFİFLETMİYOR”

Savaş, sözlerini şu cümlelerle tamamladı:

"Hükümet tarıma bu sene 29 milyar destek vereceğini açıkladı. Kısa bir hesap yapacağım; şu anda Türkiye’de tarımda kullanılan mazot 3 milyar litre. Hükümet sadece vergi olarak tarımdan, her litrede 7 lira para kazanıyor. 3 milyar litrelik mazota 21 milyar para kazanıyor. Ürettiği şeyi hiç hesaba katmıyorum. Bu mazot 21 milyar, bunun dışında çiftçi tarlaya gelip giderken mazot yakıyor. Onu da yaklaşık 8 milyar hesaplarsanız, tarımda sadece mazot ve benzine koyduğu parayı siz geri vermiş oluyorsunuz çiftçiye. Yani insanların yükünü hafifletecek bir şey yapmıyorsunuz.

Başka bir şey söyleyeyim, şu anda ülke genelinde 13 tane şehir hastanesi var ve bunlar 5 şirkete ait. Bu 5 şirkete hükümetin verdiği para 33 milyar 700 milyon lira. Yani tüm Türkiye’deki tarıma vereceği destekten çok daha fazlasını 7 ayda hükümet 5 tane şirkete veriyor. Onun için canımız yanıyor.

Biz tek başımıza ürettiğimiz gübre ile tüm gübre fiyatlarında 2 defa dampinge sebep olduk. Bundan sonra birçok belediye bu işe el atacaktır. Biz belediye başkanları sık sık görüşüyoruz. Herkesin yol tutuşu farklı ama muhtemelen ortak bir karar vereceğiz. En iyi modeli kim yapıyorsa o modeli devam ettireceğiz. İnşallah biz Hatay olarak tarımdaki kalkınma planını, yeni hükümetle Türkiye’deki kalkınma planıyla birlikte yürüterek çok güzel bir örnek olacağız.”