Kentin kültür havzasına katkı sağlamak ve okumanın önemi ve gerekliliği konusunda farkındalık kazandırmak amacıyla bibliyomanların ve nadir koleksiyonların edebiyatseverlerle buluştuğu Küçükçekmece İmzalı Müze Sohbetleri’nde gençlerle bir araya gelen Dizdar, koleksiyonculuğa giden kitap perver yönünü anlatarak, gençlere tavsiyelerde bulundu.

İmzalı ve İlk Baskı Kitaplar Müzesi; Dizdar’ın koleksiyonundan Tamamlanan İşler, Byron, Pasteur’ün Hayatı, Tristan ve İsolde gibi yabancı eserlerin yanı sıra Az Gelişmiş Ülkelerin Toplumsal Yapısı, Karlı Dağdaki Ateş, Fransız Resminde İzlenimcilik gibi yerli, ilk baskı ve araştırmacılar için kaynak olabilecek 16 nadide esere de bir ay boyunca ev sahipliği yapacak.

Söyleşide, kitap koleksiyonu yapmaya pandemi döneminde başladığını aktaran Cem Dizdar, şunları söyledi:

“Aslında benim evde çok kitabım vardı. Bir arkadaşımın evindeyken kızlarından birine 1. baskı şiir kitapları biriktirdiğini gördüm. İlk aydınlanma bende oldu orada. Sonra 52 yaşında baba oldum. Eşim Amerikalı olduğu için çok fazla dil biliyor. Kızımı da Fransız dilini öğrenmeye, Fransız eğitim modelinde okutmaya karar verdik. Arkadaşımın kızına yaptığı o ufuk açıcı girişimi ben de yapmak istedim. Mezat nedir bilmezdim. Mezada gitmeye başladım. Elime bir kitap geçti. Tek kelime bilmiyorum. 3 ciltlik bir serinin Fransız eğitim modeli nasıl olmalı konulu bir kitabıydı. Cildine dokundum. Ebru içi vardı. 1 sayfası yırtık, üstünde bir kütüphane damgası vardı. Tarihi 1876 yazıyordu. Bu kitaba kaç kişi dokunmuştur diye düşündüm. Ta Fransa’dan kalkmış gelmiş buraya dedim. Bu kitap sadece içinde yazanlarla ilgili değil, serüveniyle yolculuğuyla, bambaşka bir hikayeye sahipti. O zaman işte kitaplara yatırım yapmaya karar verdim. Ben kitapları kızım için topluyorum. Kızımın babasının ona bıraktığı miras ev, araziden ziyade kitaplar olsun istiyorum. Özellikle Fransız kitapları olmak üzere 20 bine yakın kitabım var. Şimdi Mürefte’ye yakın Gazi Köyü'nde bir yer aldık ve burada kütüphane kurmayı planlıyoruz. Bu kitaplar başta kızımın ve birilerinin işine yarasın istiyorum.”

Türk Edebiyatı’nda Kemalettin Tuğcu ve Sait Faik Abasıyanık’tan etkilendiğini paylaşan Dizdar, son zamanlarda popüler olan dijital kitaplardan haz almadığını belirterek, “Dijital kitaplardan hiçbir şey anlamıyorum. Aklımda bir şey kalmıyor. Gazeteciyim. 30 yıl bilgisayara baktım, yazı okudum, kilometrelerce haber okudum. Ama kitabın yeri başkadır. Ben çizerim kitabı okurken. Kitabı kitaptan okumak, dokunmak başka bir şeydir” dedi. 

Cem Dizdar, gençlere kitap okuma alışkanlığı kazanmaları için de tavsiyeler de bulunarak, şunları kaydetti:

“Gençler; telefona, tablete, televizyona çok bakıyor. Kitap okuma alışkanlığı kazanmak için hikaye ve dizi arasındaki farkı görmek için sevdiğiniz bir dizinin kitabıyla başlayabilirsiniz. Çok kolay okunur Sait Faik. Çok zevkli okunur. Sokaktaki insanı farklı bir gözle görmenizi sağlar. Onun kitaplarını tavsiye edebilirim. Kitap, dilinizi çok geliştirecek. Kitapta karşılaştığınız o kelimeyi, gündelik yaşamda sizden başka kimse kullanmıyor olacak. Hayatınız zevkli hale gelecek. Kitapları ayrıca çok havalı buluyorum. Kütüphanenin karakteridir kitap. Okur olmak dil açısından sizi bir yere taşır. Soyutlamalar yapmak için, yönümüzü bulmak için içinde çok fazla tecrübe var.”

İMZALI MÜZE’DE 386 ADET KİTAP BULUNUYOR

Türkiye’nin görsel sanat tarihinin temel kaynaklarının birinci elden oluşturulması amacıyla oluşturulan müzenin kalıcı sergileme alanında, yazarı tarafından imzalı ve ilk basım 386 adet kitap yer alıyor. Küçükçekmece Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’ndeki İmzalı Müze, pazartesi günleri dışında 10.00 ile 20.00 saatleri arasında ziyaretçilerini ağırlıyor.