Dil ve konuşma terapisinin, konuşma ve dil becerilerini geliştirmeye yardımcı olan bir tedavi süreci olduğunu belirten Dil ve Konuşma Terapisti Almila Soylu, dil ve konuşma terapisinin; iletişim, dil, konuşma, ses ve yutma bozuklukları hakkında çalışan bağımsız bir meslek grubu alanı olduğunun altını çizdi. "Vakalarımızda terapi, değerlendirme ve konsültasyon yapıyoruz" diyen Soylu, "Bazı vakalarımızda kontrol bazı vakalarımızda terapi süreçlerini devam ettiriyoruz. Buraya başvuran bir hastada önce bu vakanın erken dönem vakası da olabilir, yani çocuk olabilir, aynı zamanda yetişkin de olabilir. Önce terapi uygun olup olmadığını, seanslarına ihtiyacı olup olmadığını belirliyoruz. Bazı vakalarımızda sadece değerlendirme yapıyoruz, bazılarında da terapi ve aynı zaman da kontrole devam edebiliyoruz" diye konuştu.

"AİLE İLE İŞ BİRLİĞİ İÇİNDE SEANSLAR YÜRÜTÜYORUZ"

Soylu, şöyle konuştu:

"Eğer vakamız erken dönem vakasıysa yani dil vakası olabilir, konuşma vakası olabilir, ses bozukluklar olabilir, kekemelik olabilir bu vakalarımızda aile ile iş birliği içinde seanslar yürütüyoruz. Yetişkin vakalarımızda ise daha bireysel olmakla beraber yine aile desteği bizim için önemli. Dil düzeylerini daha üst düzeylere çıkartmaya çalışıyoruz. Bu ses bozukluğu ise, ses kalitesini arttırmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. Genelde seansımız haftada bir defa olacak şekilde planlanıyor. Haftada bir düzenli giren vakalarına yarım saat kadar seans veriyoruz. Bu seanslarda eğer çocuk ise seans içinde çocukla bir etkileşimde bulunuyoruz, sonrasında ailelere bilgilendirme yapıp, bunların evde yapılmasını sağlıyoruz."

“YOZGAT GENELİNDE ÇOK FAZLA İHTİYAÇ VAR, İLÇELERDEN ÇOK FAZLA GELEN OLUYOR”

Yozgat’ta bu alanda talebin çok fazla olduğunu bildiren Soylu, "Buraya çok fazla vaka geliyor, çok fazla hastamız oluyor. Yozgat genelinde çok fazla ihtiyaç var, ilçelerden çok fazla gelen oluyor. Günde sekiz hasta alıyoruz, değerlendirilmeyen vakaları da alıyoruz, serviste yatan hastalarınız var onlara da seanslar planlıyoruz" dedi. Vakaları şikayetlere göre planlanan terapilerde, terapi sonrası genelde güzel geri dönüşler aldıklarını aktaran Soylu, açıklamasını şöyle tamamladı:

"Ses terapisi vakalarında yüzde 95 üzeri iyileşmeye gözlemleniyor. Dil vakasıysa çocuk genellikle geldiği dil yaşının 6-7-8 ay bazen bir yıl ilerisi kadar ilerliyor. Biz bunu hem aileden hem de çevrelerinden görmüş ve duymuş oluyoruz. Yatan hastalarımızda aynı şekilde, hastalarımız yattıkları süre içinde buraya gelip seanslarını alıyorlar, uygun gördükleri taktirde ve onlar da genellikle memnun kaldıklarını ifade ediyorlar. Her bozuklukta olduğu gibi dil ve konuşma bozukluklarında erken tanı ve müdahale çok önemli. Erken tanı olduğu zaman çocukta yaşanılacak problemler, ileriki problemlerin çok daha azı şeklinde görülebiliyor. Önleyici de oluyor aynı zamanda. Bu noktada da ailelerimize de erken başvuru yapmalarını tavsiye ediyoruz."