Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kocaeli İl Koordinasyonu, 17 Ağustos Marmara depreminin 22'nci yılına ilişkin İzmit'te bir dizi etkinlik gerçekleştirdi. Etkinlikler kapsamında Yeni Cuma Parkı’nda “Deprem Sergisi” açan koordinasyon akşam saatlerinde ise Anıtpark’ta bulunan Deprem Anıtı önünde bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, “Afetler değil, bilim ve teknikten uzak politikalar can almaya devam ediyor! 17 Ağustos Depremi’ni unutmadık, unutmayacağız” pankartı taşınırken, katılımcıların ellerinde karanfiller vardı.

Basın açıklamasını TMMOB Kocaeli İl Koordinasyonu Sekreteri Murat Kürekçi okudu.

‘DEPREM DEĞİL POLİTİKALAR ÖLDÜRÜYOR’

MA'nın aktardığı habere göre; Gölcük merkezli olan depremden 16 ilin etkilendiğini söyleyen Kürekçi, “Tarihin tekerrür ettiği, insanlığın acılarının yeniden ortaklaştığı günün 22’inci yılındayız. 18 bin 873 yurttaşımızı yitirirken, 10 binlerce yurttaşımız yaralandı. İlk günkü gibi canımız hala yanmakta” dedi. Kürekçi, 17 Ağustos Depremi’nde binlerce kişinin deprem yüzünden ölmediğini belirterek, yurttaşları “İnsanı sevmeyen, saygı duymayan” politikaların ve uygulamaların öldürdüğünü vurguladı.

RİSKLİ YERLER TAŞINMADI

Son dönemde yaşanan sel ve yangınlarda da sebebin insan ve doğaya düşman rant politikaları olduğunun altını çizen Kürekçi, kamusal önceliği olmayan politika ve uygulamaların can almaya devam ettiğini dile getirdi. Kürekçi, “Bir taraftan yaklaşan İstanbul Depremi, diğer taraftan geçen 22 yıllık sürede, afet riski olan yerleşim yerleri taşınmadı. Binalarımız depreme dayanıklı hale getirilmedi. Kent merkezlerinde göstermelik alanlar dışında gerçek anlamda deprem toplanma alanları oluşturulmadı; afet sonrası kriz yönetim senaryoları hazırlanmadı ya da uygulamaları yapılmadı” diye belirtti.

‘SONUÇ DAHA AĞIR OLACAK’

Kamusal bir anlayışla yürütülmesi gereken “yapı denetim” sisteminin ticarileştiğini söyleyen Kürekçi, odalarının yapı denetim süreçlerinin dışında bırakıldığını belirtti. “İmar Barışı” adı altında projesi olmayan kaçak yapıların yasallaştırıldığını ifade eden Kürekçi, bu uygulamayla birlikte yapı stokunun proje uygunluğu ve deprem dayanıklılığının denetlenme ihtimalinin ortadan kalktığını söyledi. Kürekçi, “Kentimizde 17 Ağustos Depremi öncesi eski deprem yönetmeliklerine göre yapılmış ve kentimizdeki yapıların yaklaşık yarısını oluşturan yapıların ciddi anlamda denetlenerek dönüştürülmesi gerçekleştirilmemiştir. Yaşanacak İstanbul ya da başka benzer bir depremin sonuçları 17 Ağustos’un sonuçlarından çok daha ağır olacaktır” ifadelerini kullandı.

TALEPLER

Kürekçi son olarak TMMOB olarak taleplerini ise şu şekilde sıraladı:

“ *Bulunduğumuz coğrafyanın jeolojik yapısı itibariyle karşı karşıya kaldığımız doğa ve insan kaynaklı afet risklerine karşı ‘afet güvenliğini önceleyen bir ekonomiyi, tedbirleri kararlılıkla uygulayan bir siyaseti ve afet farkındalığı yüksek bir toplumu’ yaratmak ve bu yolda ilerlemek zorundayız.

*Yapı denetimi sistemi TMMOB ve bağlı Odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla kamusal bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir. Ülke genelindeki yapılar incelenerek riskli yapılar tespit edilip güvenli hale getirilmelidir. Uygun olmayan zemin ve arazilerdeki yapılar derhal boşaltılmalıdır. Tüm yaşam alanlarımız bilimin ve teknolojinin rehberliğinde, insanların ihtiyaçları doğrultusunda ve doğayla barışık biçimde yapılandırılmalıdır.

*Deprem Şurası ivedilikle toplanmalı; afetlerin olumsuz etkilerine karşı,  "Afet Risk Azatlımı ve Yönetimi Sistemi"nin inşası için gerekli eylemleri, iş programı ve planlamayı da içeren stratejik plan oluşturulmalıdır. Bu planın izleme ve değerlendirmesi, ilgili kamu kurumlarının yanı sıra meslek odalarının da yer aldığı bir grup tarafından gerçekleştirilmeli ve kamuoyuna belirli periyotlar da açıklamalar yapılmalıdır.

*Risk azaltma odaklı bütünleşik bir afet yönetiminin ana hatlarını içerecek şekilde düzenlenecek bir çatı yasa altında, afet mevzuatı yeniden yapılandırılmalı; diğer ülkelerde de örneğine rastlanan, deprem özelindeki çalışmalara referans olacak bir ‘FAY YASASI’ kazandırılmalı; planlama ve yapılaşma açısından ‘Diri Fay Haritası Kullanımına’ ve ‘Yüzey Faylanması Tehlikesinin Değerlendirilmesine’ ilişkin alt mevzuatı oluşturulmalıdır.

*TMMOB’nin de görüşleri alınarak yeniden düzenlenmesi gereken Ulusal Deprem Strateji ve Eylem Planı(UDSEP 2012- 2023) Gereklilikleri acil olarak yerine getirilmelidir

*Her şeyden önce bir çok kentimizde olmayan Deprem Master Planı oluşturulmalıdır.

*Vatandaşa hizmet edecek tüm kamu binaları, özellikle hastaneler ve okullar depreme güvenli hale getirilmelidir.

*Yapı Stok Envanteri çalışmaları yapılarak, risk bölgeleri haritaları çıkartılmalıdır.

*Acil toplanma alanları uluslararası standartlara uygun hale getirilmeli;  olası bir afette İnsani ihtiyaçları karşılayacak şekilde şimdiden hazırlanmalıdır.

*Afet anı ve sonrasına odaklanmaktan daha çok afet öncesine odaklanmalı.

*Her yıl çok sayıda mühendislik diploması verilmesinden öte, mühendislik ve mimarlık eğitimi kalitesi yükseltilmelidir.

*En büyük yıkımı kentimizde yaşadığımız 17 Ağustos 1999 Büyük Marmara Depremi ile bir kez daha farkına varılan, ancak ders almakta halen yetersiz kalınan afet yönetimi, bilime ve tekniğe dayalı olarak oluşturulmalıdır.”

Basın açıklaması anıta karanfil bırakılmasıyla son buldu.