HABER: ESRA TOKAT

İstanbul'da yaşayan 14 yaşındaki kız çocuğunun 12 yaşından itibaren babası olan T.K. isimli erkeğin cinsel istismarına maruz kalması, yaşadıklarını arkadaşına anlatmasıyla ortaya çıktı. İstismara uğrayan kız çocuğunun arkadaşının, yaşadıklarını annesine anlatması gerektiğini söylemesinin ardından annesinin ihbarıyla çocuğun söyledikleri araştırıldı. 

Konuya ilişkin açılan davanın ilk duruşması 11 Kasım'da İstanbul Anadolu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Bir sonraki duruşma ise 24 Şubat saat 10.00'a ertelendi.

Duruşmada kız çocuğunun baba ile yaşamak istememesinin sebebini istismara değil de,  "özgür yaşam isteği"ne bağlayan mahkeme, kız çocuğunda istismar bulgusuna rağmen tutuksuz yargılama kararının devamına hükmetti.

Dosyayı takip eden avukatı Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği'nden Avukat Nilda Baltalı, duruşmayı dokuz8HABER'e değerlendirdi.

"ELEKTRONİK KELEPÇE TEDBİRİ DE KALDIRILDI"

Failin başından beri tutuksuz yargılandığını vurgulayan Av. Baltalı, daha önce elektronik kelepçenin verildiğini ancak ardından bu yaptırımın da kaldırıldığını kaydederek, "Bu duruma isyan ettik. Çocuk tecavüzcülerinin tutuklu olmaları kamunun güvenliği için gereklidir. Kaldı ki çocuğumuzun bir de küçük kardeşi var" dedi.

"ÇOCUK 2 GECEDE BİR HASTANEYE KALDIRILIYOR"

Failin serbest kaldığı her geçen gün kız çocuğunun psikolojisinin kötüye gittiğini ifade eden Baltalı, "2 gecede bir hastaneye kaldırılıyor. Çünkü kendisine zarar vereceğinden korkuyoruz. Oldukça güçlü bir çocuk o ancak dayanmakta zorlanıyor. Adalete karşı olan güveni tamamen sarsıldı. Kendisini tehlikede hissediyor ve korkuyor. Onu asla yalnız bırakmayan bir aile desteğine sahip, şimdi biz de önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği olarak onu  yalnız bırakmayacağız. Ancak bu durumun çok sürmemesini de temenni ediyoruz" diye konuştu.

FAİLDEN "İFTİRA" SAVUNMASI

Failin duruşma sırasında yaptığı savunmayı da değerlendiren Av. Nilda Baltalı, şu ifadeleri kullandı:

"Çok sakin konuşuyor. Çocuğun annesi istismarcı babaya sorduğunda da kendisini savunmuyor sadece 'ben yapmadım, dışarı çıkmak istediği için bana iftira atmış olabilir' diyor. Ancak başka biri yapmıştır derken dahi oldukça sakin konuşuyor. Halbuki 14 yaşındaki kızının tecavüzünden bahseden bir babanın çok daha fazla tepkili olacağını beklersiniz."

"VERİLEN KARARIN BİLİMSEL HİÇBİR TARAFI YOK"

Baba ile yaşamak istememesinin sebebini istismara değil de, "özgür yaşam isteği"ne bağlayan mahkemenin kararına da değinen Baltalı, "Bu dosyada istismarcının 'kızım dışarı çıkmak için benden izin alamayınca üzerime iftira attı' şeklindeki savunmaya itibar edilerek soruşturmanın başında tutuklanmaması yönünde karar verildi ancak bunun bilimsel hiçbir tarafı yok. Kaldı ki dosyamızdaki deliller de istismarın varlığını ortaya koyan cinsten" diye konuştu.

"ADLİYEYE SAKİNLEŞTİRİCİ İLAÇLARLA GETİREBİLDİK"

İstismar dosyalarında çocuğun beyanına itibar edilerek araştırmaların yapıldığını bildiren Nilda Baltalı "Biz kendisine inanılmayan çocukların yalan söylediklerinde nasıl davranışlar içerisinde olduklarını gözlemleyebiliyoruz. Oysaki bu dosyada çocuğumuzu sakinleştirici ilaçlarla Adliyeye getirebildik" dedi.

"TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU" TANISI KONULDU

Şu anda kız çocuğu hakkında "travma sonrası stres bozukluğu" tanısı konulduğunu belirten Av. Baltalı "Ağır gözetim tavsiye edildi. Doktorlar hayatına kast edeceğinden dolayı hastaneye yatırılması gerektiğini düşünüyorlar. Fakat annemizin maddi gücünün bulunmaması sebebiyle özel hastanelerde böylesi bir tedavi karşılanamaz. Zira devlet hastanelerinde de bir çocuğun yatılı kalması için imkanlar oldukça yetersiz" bilgisini verdi.

FAİLİN TUTUKSUZ YARGILANMASINA İTİRAZ

Failin tutuksuz yargılanmasına dair gerekli itirazları yaptıklarını söyleyen Nilda Baltalı, "Ancak çocuğumuzun burada kayıt altına alınan bir ortamda yani adli görüşme odalarında dinlenilmesi gerekiyor. Bu ifadelere göre tutuklanması mümkün olabilecek. Bu süre zarfında kız çocuğunun bir sonraki celseye kadar tüm tedavi evraklarının dosyaya girmesini ve psikolojik destek aldığının tespit edilmesini talep ettik. Çocuğumuzun anlattıklarına ilişkin rapor alınmasını istedik" dedi.

"KIZ ÇOCUĞUMUZ MÜCADELESİNİ HAKKIYLA VERİYOR"

"Eğer bu çocuk yalan söylüyorsa 5 kişilik bir heyetten rapor alınsın dedik" diyen Av. Baltalı, sözlerini şöyle sonlandırdı:

"Çünkü biz aksinin çıkacağını biliyoruz. Kaldı ki Türk Ceza Kanunu'nda istismar edilen bir çocuk için psikolojisinin bozulma şartını aramıyoruz hukukçular olarak fakat yine de çocukta ortaya çıkan etkileri göstermek istiyoruz. Duruşma için ifadesinin alınmasını beklerken dahi sinir krizi geçirdi çocuk. Sakinlestirdik kendisini ve telkin ettik. 'Önemli olan senin mücadelen biz sana inanıyoruz' dedik. Zaten tutuksuz yargılanması ceza almayacağı anlamına da gelmiyor. Kız çocuklarımızın güçlü kadınlara dönüşmeleri için hayatın her alanında mücadele etmeleri gerekiyor o da bunu biliyor ve bana kalırsa bu mücadeleyi hakkıyla da veriyor."

"ER YA DA GEÇ ÇOCUĞUMUZA YAPILANLARIN CEZALANDIRILACAĞINDAN EMİNİZ"

"İstismara uğrayan çocuklarda olayları gizleme eğilimi mevcuttur. Çocuklar cinsel istismar olayında saklama amacı dışında, nadiren yalan söylerler. Çocukların yaşadıkları istismarın aydınlatılmasında, anne desteği, baskı yaşama, istismarcı ile ilişkiler, istismarın biçimi ve yaşadıkları stres düzeyi gibi faktörler etkili olabilmektedir. Çocuklar kendiliklerinden açıklama yapmamaktadır.  Biz bu gibi dosyalarımızda daha önce istismarcıların en yüksek hadden cezalara hükmedilmelerini sağladık. Dolayısıyla umutsuz değiliz. Er ya da geç çocuğumuza yapılanların cezalandırılacağından eminiz. Derneğimiz ve başvuranları hep birlikte boyun eğmeden şiddete karşı mücadelenin içindeyiz.  Bu mücadeleyi beraber üstleniyoruz. Kadınlara çağrımızdır, çocuk istismarına sessiz kalmasınlar. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği olarak yanlarındayız, buradayız. Bize ulaşın."