CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, deprem felaketinden etkilenen Antakya’da Hatay Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi, Samandağ İlçe Jandarma Komutanlığı ve Arsuz’a giderek yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Kılıçdaroğlu, yıkılan 600 Evler’de gece yarısı depremzede vatandaşlarla bir araya gelerek sorunlarını dinledi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer eşlik etti.

KILIÇDAROĞLU: “ÇÖZECEĞİZ, BAŞKA ÇARESİ YOK”

Kılıçdaroğlu, derdini dinlediği depremzedeye şunları söyledi:

“Gerçekten de belediye başkanı arkadaşlarımız bütün çabayı gösteriyorlar. Zaten otobüsten tutun bütün iş makinalarına kadar gönderildi buraya. Tabii bunlar tümüyle AFAD’ın emrine veriliyor ve AFAD işi koordine ediyor. Büyükşehir Belediye Başkanımız da tabii gelişmelerden biraz rahatsız çünkü bir an önce el konulması lazım. Bir an önce sonuç alınması lazım. Anneniz, babanız içeride. Bekliyorsunuz. Hava soğuk. Onun da farkındayız. Çözeceğiz, başka çaresi yok.”

İMAMOĞLU: “BÜTÜN EKİPMANIMIZI ONLARA TESLİM EDİYORUZ”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da şöyle konuştu:

“Buraya henüz AFAD yönlendirme yapmadı mı? Nedir durum? Bütün ekipmanımızı onlara teslim ediyoruz. Türkiye’nin her yerinden geliyor. Biz de yolluyoruz. Tabii ama yönlendirmeyi onlar yapıyor. Devam ediyoruz, takip ediyoruz. Şimdi ilgileneceğiz. Bakalım nasıl sıralama yapmışlar.”

“İÇERİDE ANNEM, BABAM VE ABİM VAR. EN AZ BİR KİŞİDEN ISI ALDILAR. ‘SES VER’ DEDİM, SES VERDİLER”

Kılıçdaroğlu’nun dinlediği Hataylı depremzedeler ise şunları söyledi:

“Yaklaşık 42 saattir burada yardım bekliyoruz. AFAD ekibi geliyor ama ‘Ekipmanımız yok’ diyor.  Yardımcı olamadıklarını söylüyorlar. İçeride annem, babam ve abim var. En az bir kişiden ısı aldılar. ‘Ses ver’ dedim, ses verdiler. Sonra ‘Ekipmanımız yok’ deyip ayrıldılar. Benim telefonum evde kaldı o yüzden kimseyle irtibat kuramıyorum. Ama zaten ilk 10-15 saat bir siren sesi bile duymadım burada. Sizin ışıklarınız olmasa zaten bu sokakta ışık da yok. Elektrik de yok, internet de yok. İletişim kurabileceğimiz herhangi bir imkân da yok. Yemek olarak canlı yayın aracından sandviç verdiler. Bir de dün askerler kumanyasından bir tane bisküvi verdi.

“KİM YAŞIYOR BİLMİYORUM AMA ÖLECEKLER. LÜTFEN YARDIMA GELİN”

‘Ses ver’ dedim. Ses geldi. Bir yere vurdu. Yani içeride 42 saattir duruyorlar. Çok soğuk, dün çok yağmur yağdı. Deprem anında da çok yağmur yağdı. Çok üşüyorlar. Çok tepki veremiyorlar ama bir ses var. Termal kamerayla baktılar. Biri de canlı, yaşıyor şu an. Yardım bekliyorum. Benim içeride canlarım var. Yardım bekliyorum, lütfen. Yani biliyorum çok büyük deprem oldu. Herkes ihtiyaç sahibi. Ama yani bu imkânsızlık, bu çaresizlik çok kötü. Rica ediyorum. Hatay, Antakya, 600 Konutlar'a her yer yıkıldı. Burada yani gelmezlerse ölecekler. Kim yaşıyor bilmiyorum ama ölecekler. Lütfen yardıma gelin.”

“TERMALDEN ISI ALIYORUZ AMA EKİP YOK”

Başka bir vatandaş da “Çok yetersiz. Arkada çoğu yerden ses alıyoruz. Tıkırtılarını duyuyoruz. Termalden ısı alıyoruz ama ekip yok. Yardım yok. Kepçe yok. Biz hiçbir şey yapamıyoruz. Canlarımız içinde hep” diye konuştu.

“KIYAMET”

Bir kadın yurttaş da “Babaları çocuklarıyla kucaklarında çıkarıyorlar. Sarılmış halde çıkardılar daha bir saat önce. AFAD yok. Biz yardım istiyoruz. Kıyamet. Binaların yıkılmasını bekledik. Nasıl çıktığımızı hatırlamıyoruz” dedi.