"Bunun için de her birimiz, geçmiş ayrılıklarımıza bakmadan daha sağlıklı ve daha güzel bir geleceği inşa etmek için mücadele etmeliyiz. O mücadelenin başlangıcı da burası olsun diyorum” dedi. Uysal ise “Bize bıraktığı emanetleri ilelebet yarınlara taşımak adına hep beraber büyüttüğümüz bir umut var, bir irade var. Bunu da en kısa sürede zirveye taşıyacağımızdan eminim” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Büyük Taarruz’un 100. yıl dönümünde Afyonkarahisar’ın Çakırözü Köyü’nden, Kocatepe Anıtı’na kadar yürüdü. Beş saatten fazla süren; ellerde Türk bayrakları, marşlar, türküler söylenerek ve sloganlar atılarak kat edilen yol boyunca Kılıçdaroğlu’na, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, CHP Gençlik Kolları, partililer ve vatandaşlar eşlik etti. 

Kılıçdaroğlu ve Uysal, sabah saat 04.45’te Kocatepe Anıtı’na geldi ve anıta çelenk bıraktı.

Demokrat Parti Genel Başkanı Uysal, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Büyük Atatürk’ün 16 Mayıs 1919’da, Bandırma Vapuru ile Anadolu’ya taşıdığı cesaret ve iradenin, zirveye çıktığı Kocatepe’den akarak 9 Eylül’de düşmanın denize dökülmesi ile beraber genç Türkiye Cumhuriyeti’nin yolu açılmıştır. Biz de bu anlamlı yürüyüş ile beraber iliklerimize kadar; kıt kanaat imkanlarla, ‘iman varsa imkan da vardır’ diyerek yürüyen ecdadımızı andık. Bir kez daha büyük lider, büyük komutan Mustafa Kemal Atatürk’ün şahsında tüm mücadele arkadaşlarını, silah arkadaşlarını rahmetle, minnetle anıyoruz. Bize bıraktığı emanetleri ilelebet yarınlara taşımak adına da bugün hep beraber büyüttüğümüz bir umut var, bir irade var. Allah’ın izniyle, milletimizin de desteği ile bunu da en kısa sürede zirveye taşıyacağımızdan eminim. Büyük Taarruz’un 100. yılı hepimiz için kutlu olsun.”

“BİZE DÜŞEN GÖREV, İKİNCİ YÜZYILDA TÜRKİYE’Yİ, CUMHURİYETİ; DEMOKRASİYLE TAÇLANDIRMAK”

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise şöyle konuştu:

“100 yıl geçti. Yeni bir yüzyıla başlıyoruz. 100. yılda burada olmaktan, bir önceki yüzyılın atmosferini yaşamak için burada olmaktan son derece mutluyum.

Önümüzdeki yüzyıla bakmalıyız. Daha güzel bir Türkiye’de yaşamak için; bağımsız, demokratik bir Türkiye’de yaşamak için bizden öncekiler hayatlarını verdiler. Düşmanla göğüs göğüse mücadele ettiler ve bugünkü bağımsız Türkiye’yi kurdular. Bize düşen görev, ikinci yüzyılda Türkiye’yi, Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyeti, demokrasiyle taçlandırmak.

Biz, önümüzdeki kuşaklara güzel bir Cumhuriyet, demokrasisi gelişmiş bir Cumhuriyeti bırakmak zorundayız. O nedenle 100 yıl sonra burada olmaktan son derece mutluyum. Ve biz önümüzdeki yüzyılda çok daha güzel bir Türkiye’yi el birliği ile gönül birliği ile kuracağız. Hayatlarını veren, şehit olan şehitlerimize; gazilerimize minnet borçluyuz. Onları rahmetle anıyoruz, saygıyla anıyoruz. Onlara büyük borcumuz var. O borcun bize yüklediği bir yükümlülük var. O yükümlülüğün temel normu da önümüzdeki yüzyılda Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmaktır. Bunun için de her birimiz, geçmiş ayrılıklarımıza bakmadan daha sağlıklı ve daha güzel bir geleceği inşa etmek için mücadele etmeliyiz. O mücadelenin başlangıcı da burası olsun diyorum.”