CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında geçtiğimizde günlerde yaptığı 'Helalleşme' çağrısının altını doldurdu. 

"Çocuklarımız, geleceğimiz için yaşayacağız. Bizim yaşadıklarımızı, milletimizin çocuklarını gelecekte yaşamayacak, yaşamamalı. Helalleşme ile hukuku karıştıranlar oldu. Hukuk onun hesabını soracak....Ben gelecekte bu ülke çocuklarının ardımdan bu ülkeyi barıştırdığımı söylemelerini istiyorum...Açık yaralar var, biliyorum zor olacak ama kesinlikle yapacağız ve başaracağız...Helalleşeceğiz dostlarım." vurgusuyla başlayan CHP lideri 'helalleşme'nin muhatapları olarak 28 Şubat'tan Roboski'ye, Varlık vergisi mağdurlarından Romanlara, Sivas katliamı mağdurlarından Diyarbakır hapishanesi mahkumlarına kadar geniş ve kapsayıcı bir çerçeve çizdi. Kılıçdaroğlu'nun bu çıkışı salonda bulunan yüzlerce CHP üyesi tarafından alkışlar ve 'helal olsun' sesleriyle karşılandı. 

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Türkiye'nin sorunları çok, sorunları bizzat her bir vatandaş tek tek yaşıyor. Ama sorunları yerinde tespit etmek, o sorunları aşmak için çözümler üretmek hepimizin görevidir. Kayseri'ye tarın seçim varmış gibi giden 38 milletvekilimiz vatandaşların dertlerini dinledi ve onlara şunu söyledik; her birimiz bu sıkıntıları yaşıyoruz ayrıca bizler çözüm üretmek istiyorum ve bunun için mücadele edeceğiz, halktan destek istiyoruz. Vatandaşların şikâyetleri var; emekli bir vatandaşımız 'Ülkenin hali harap, geçinemediğimiz için gündelik inşaat işlerine gidiyoruz, 600 millet vekilimiz var 1800 liraya bir tanesi geçinsin ben her ay maaşımı ona vereceğim' diyor. Doğru söylüyor. Bir de sarayda oturanlar var. Onlara da teklif ettim emeklinin halini öğrenmek istiyorsanız bir ay 1800 lira alın geçinebiliyor musunuz geçinemiyor musunuz bir bakın bakalım. 

"Pahalılığın can yaktığını biliyorum, insanların geçinemediğini biliyorum. Gaziler geçinemiyor, şehit yakınları onlara bağlanan aylıklarla geçinemiyor. Bugün aldığını esnaf yarın yerine koyamıyor, saat başı etiketler değişiyor. Bütün bunlara rağmen merak etmeyin diyoruz, biraz sıkıntı çekeceksiniz ama geliyor gelmekte olan. İlk yağacağımız işlerden biri devleti derleyip toparlamaktır. Devleti yönetmek zor değildir. Devleti liyakatle adaletle yönetirseniz bütün sorunları aşarsınız. İşi ehline vereceksiniz ve görev bekleyeceksiniz ondan. Bizim MB var. Düne kadar sorun yok MB'de. 

"Merkez Bankası fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikasını ve araçlarını doğrudan kendisi belirler.' diyor. Ama bu yetki bir kararname ile MB'den alındı. 36 2021 tarihli Resmî Gazete'de fiyat istikrarı komitesi kuruldu. TBMM'nin bankaya verdiği yetkiyi sarayda oturan zat elinden aldı bir başkasına verdi. Bu komite hiç çalıştı mı? Bu komite bu fiyatlara bir şey dedi mi? İlgili kişiler bir araya gelip bu kadar zam nereden geliyor diye düşündü mü? Hiç düşünmedi ve memleket bu hale geldi: Ateş pahası neyi tutsanız eliniz yanıyor. Merkez Bankası'na müdahale ettiniz de ne oldu? 1)128milyar dolar MB kanununa aykırı olarak kayınpeder damat arasında yok edildi. Nereye gitti 128 milyar dolar? Cevabını hâlâ almış değiliz. MB'nın kasasında kendisine ait olan ne bir dolar ne de bir senti var! Tam 35 milyar dolar eksi bakiyesi var. Beyler ne yapıyor? Ha bire bize çatıyorlar, eleştirilerimize tahammül edemiyorlar. Yahu bizim eleştirilerimizden ders al. Her eleştirinin arkasına mutlaka öneriyi de getiriyorum.

"Öyle bir duruma geldi ki Türkiye damat ayrılırken at izi it izine karıştı demek zorunda kaldı. Türkiye'nin hedefleri şu: Türk lirası erisin, dolar yükselsin, memleket fakirleşsin, bizim servetlerimiz pula insin, dışarıdan dolar gelsin, dolardan cari fazla oluşturalım, cari fazlayla biz bu durumu düzeltiriz! Ya kıl alacak şey değil. Dünyada böyle bir şey yok! Paranın itibarını koruyacaksın, sağlıklı bir denge oluşturacaksın. Bunun için sadece para değil maliye politikası da var onunla da uğraşacaksın. Bunların hiçbiri yapılmadı. Fakirliği böyle temel bir argüman olarak beslerseniz iç piyasanın durumu ne olur? Kayseri'de konuşan esnafın hali olur!

"BU HALE NASIL GELDİ MHP?"

"Erdoğan'ın ekonomi kitabından bir sayfa okuyorum: Zafer Havalimanı bu yılın ilk 8 ayında dolar bazında garanti vermişler, 878 bin 488 kişi buradan uçacak. Sözleşmesi var altına da atmış imzayı. Ama giden yolcu 5 bin 725 kişi. Peki devletin hazinesinden beşli çeteye giden para 4 milyon 650 bin avro. Erdoğan'ın kitabında bu yazıyor! Haksızlığı, sömürüyü görüyorsunuz! Siz MHP'nin hiç esnaf dediğinizi duydunuz mu? Bu hale nasıl geldi MHP? Ne kadar yolsuzluk varsa ilk alkışlayan da Sayın Devlet Bahçeli'dir.

"KÜLTÜREL ÇÖKÜŞ DE BAŞLADI"

"THK başkanı istifa dilekçesi vermiş, kabul olmuyor. mahkemeye başvurdu hayır sen orada duracaksın! Şu düzene bakın. Sosyal çöküntü getirdi. Ahlaki değerlerimizde çöküş var. Bu iktidar bu ülkeye en büyük ahlaki çöküşü getirdi. Uyuşturucu bataklığı içinde. Baronlar el üstünde tutuluyor, serbest bırakılıyor. Polisin bırakıldığı baronlar mahkemeler tarafından serbest bırakılıyor. Baron siyaseti satın almışsa o baron hapiste kalmaz. Gidiyorsunuz İçişleri Bakanı konuşuyor; virane yerlerde varoşlar uyuşturucu kullanıyor yıkın orayı. Gücün yetiyorsa o baronlara ses çıkar. Ahlaki değerlerimizle birlikte kültürel çöküş de başladı. Çözeceğiz rüşvet alanların burnundan getireceğiz , bu ülkedeki bütün baronları bu topraklardan sileceğiz.

"YARALARIMIZI SARMAMIZ GEREKİYOR"

Hafta sonu bir videoyla iktidara geliyoruz ama bunun bana yetmediğini anlatmaya çalıştım. Benim için sarayların, konvoyların zerre önemi olmaz. Eğer ülkemizin makus talihini kırabiliyorsam ben iktidar olayım, olayım ki çocuklarımıza bembeyaz bir Türkiye bırakalım. Yaralarımızı sarmamız gerekiyor, yaralar hâlâ açık. Helalleşmeyle hukuku karıştıranlar oldu. Helalleşmek yüzleşmek, barışabilmek, devam edebilmek demektir. Bunu yarası olan topluluklarına yapacağız. Kim ne suç işlediyse hukuk onun hesabını soracak. Ben bu ülke çocuklarının ardımdam bu ülkeyi barıştırdığımı söylemelerini istiyorum. Hani gstrateji çocuklarımın geleceğinden önemli. Açık yaralar var, biliyorum zor olacak ama kesinlikle yapacağız. 28 Şubatçıların açtığı yaraları kapatıp helalleşeceğiz, Roboski'yle helalleşeceğiz. Sivas, Maraş mağdurlarıyla, Diyarbakır hapishanesi mahkumlarıyla helalleşeceğiz. Varlık vergileri altında inim inim inleyen azınlıklar, 6-7 Eylül mağdurlarıyla helalleşeceğiz. Ali İsmail Korkmaz'ın ailesiyle, Soma'yla helalleşeceğiz. Darbeciler tarafından bir sağdan bir soldan gençlerimiz asıldı; onlarla helalleşeceğiz. Ahmet Kaya ile helalleşeceğiz.

'BENİM İÇİN SARAYLARIN, KONVOYLARIN ZERRE ÖNEMİ OLMAZ'

Kılıçdaroğlu, konuşmasının son bölümünü hafta sonu yaptığı 'helalleşme' çıkışının ardından başlayan tartışmalara ayırdı.

"Ben ülkemize iktidar olmaktan çok, iz bırakan başka biri olarak anılmak istiyorum. Benim için sarayların, konvoyların zerre önemi olmaz. Eğer ülkemizin makus talihini kırabiliyorsam ben iktidar olayım, olayım ki çocuklarımıza bembeyaz bir Türkiye bırakalım" diyen Kılıçdaroğlu, 'helalleşme ile neyi kastettiğini şöyle açıkladı:

'HELALLEŞME; YÜZLEŞMEK, BARIŞABİLMEK DEMEK'

"Yaralarımızı sarmamız gerekiyor, yaralar hâlâ açık. Helalleşmeyle hukuku karıştıranlar oldu. Helalleşmek; yüzleşmek, barışabilmek, devam edebilmek demektir. Bunu yarası açık olan topluluklara yapacağız. Kim ne suç işlediyse hukuk onun hesabını soracak."

'ROBOSKİ'YLE, SOMA'YLA, ALİ İSMAİL KORKMAZ'IN AİLESİYLE HELALLEŞECEĞİZ'

"Ben bu ülke çocuklarının ardımdan bu ülkeyi barıştırdığımı söylemelerini istiyorum" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"28 Şubatçıların açtığı yaraları kapatıp helalleşeceğiz. İkna odalarına sokulan başı kapalı kızlarımızla helalleşeceğiz. Roboski ile helalleşeceğiz. Hukuk başka helalleşme başka. İnsanlara devlet tazminat ödeyecek ama bir taraftan da helalleşeceğiz.

Sivas, Kahramanmaraş mağdurlarıyla helalleşeceğiz. Diyarbakır hapishanesi mahkumlarıyla helalleşeceğiz. Mahalleleri gasp edilip sürülen romanlarla helalleşeceğiz. Varlık vergileri altında inim inim inleyen azınlıklar, 6-7 Eylül olaylarının mağdurlarıyla helalleşeceğiz. Mahkemelerle süründürülen askerlerimiz ve aileleri ile helalleşeceğiz. Bugün Londra'ya göç etmiş en parlak beyinlerimiz ile helalleşeceğiz. Ali İsmail Korkmaz'ın ailesi ile, Soma ile helalleşeceğiz. Darbeciler tarafından bir sağdan bir soldan gencecik çocuklarımız asıldı bu ülkede o insanlarımızla helalleşeceğiz. 9 yaşındaki Oğuz Arda Sel'i kaybeden ve mahkemelerde süründürülen Mısra Öz ile helalleşeceğiz, Ahmet Kaya ile helalleşeceğiz.

'ÇOCUKLARIMIZ  TEŞEKKÜR EDECEKLER'

Helalleşeceğiz dostlarım. Yakın gelecekte bir gün çocuklarımız geçmişe baktıklarında 'Neler olmuş ama önümüze bakmayı bilmişiz, helal olsun onlara' diyecekler. Laik, demokrat, insan haklarına saygılı, Atatürkçü bir ülkede yaşayan çocuklarımız birileri buna cesaret ettikleri için teşekkür edecekler bize."

'SANIRIM BİZE NASİP OLDU'

Bizim iktidarımızı konuşmuyorum ben. Bizden sonra gelecek yüz iktidara bir kapı aralıyorum ben. Doğru bir kapı açmamız. Evet, bütün baskıyı biz yaşayacağız ama birinin bunu yapması gerekiyordu, nasip bize oldu."