CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, deprem bölgesi Hatay’da; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Koordinasyon Merkezi’ni ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, burada yürütülen çalışmalar ile ilgili yetkililerden bilgi aldı.

“564 KİŞİ KURTARDIK”

İBB Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) yetkilisi, burada; “Burada, bu zamana kadar; 3 bin 362 İBB personelimiz, 756 gönüllümüz ile yaklaşık 4 bin 652 kişi ile hizmet verdik… 575 aracımız ile kendi görev alanımızdaki işlerimizle buradaki işlerimizi yürütmekteyiz. Yaklaşık 1500 arama kurtarma personeli ile hizmet verdik. 564 kişi kurtardık, enkaz altından aldık. En büyük problemimiz çadır. Kendi binalarının yakınlarında konuşlandırıyoruz…” dedi.  

İMAMOĞLU: “13 BİNİN ÜZERİNDE ÇADIR İMKANI SADECE HATAY’DA SAĞLANDI, BELEDİYELERİMİZİN KATKILARIYLA…”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise şunları söyledi:

“Zaman hızla akıyor. Bir yandan acılarımızı yaşarken bir yandan da hayatı yakalamalı ve insanlarımızın yardımına koşmalıyız. Seri bir çalışma içinde olduk. En son alınan kararla da belli illerde koordinasyon oluşturma adına büyükşehirlerimiz görevlendirildi. Hatay’da da hizmetin sürdürülebilirliğini sağlama görevi bizlere verildi… Sistemli bir çalışmayı burada var etmek istiyoruz. Artık arama-kurtarma süreçleri toparlandı. Ne yazık ki 10 binlerce canımızı kaybettik. İnsanlarımızın şimdi; barınma sorunlarını giderebilmek, onların elbette güvenlik sorununu giderebilmek, giyim ve beslenme ihtiyaçlarını giderebilmek için yoğun çaba içerisindeyiz.

CHP’li belediyelerimizin Hatay sınırlarında, günlük neredeyse 100 bine yakın yemek sunma kapasitesi vardır. Bu sadece bir örneğidir. Ama birçok alanda, çadır meselesi önemli bir başlık. Bizler elimizde hangi imkân varsa, tabiri caizse; ulusal ya da uluslararası kapıları çalarak, sorunları gidermek konusunda yoğun bir gayret içindeyiz. Bu en son aldığım rakamlara göre, 13 binin üzerinde çadır imkânı sadece Hatay’da sağlandı. Belediyelerimizin katkıları ile… Bu sayıyı artırmak için de çalışmalar sürüyor.

Hatay Büyükşehir Belediyemize yarın burada sunumlar yapacağız. Bunların içinde; kentin yeniden planlanmasına dönük teknik kabiliyetimizin onlara sunulması ile ilgili, bu konuda siz birkaç kez beni aradınız, nasıl işbirliği yaparsınız diye sormuştunuz; hem de tarihi varlıklarının, kültür varlıklarının hem korunması hem de yenilenmesi… Bütün bu işlemlerin sağlıklı yapılması ile ilgili nasıl el veririz, teknik katkılarda bulunuruz… Bütün bunları Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımızla paylaşacağız.

“HAFRİYAT KONUSU. BELEDİYELERİN ARAÇLARI İLE YAPILMASINI MÜMKÜN GÖRMÜYORUZ”

Önemli bir başka konu, enkazların hafriyatı konusu. Çevre ile ilgili kaygılarımız var. Bir takım insani kaygılarımız vardır. Bu işin dağınık bir şekilde, belediyelerin bir kısım araçları ile yapılmasını da mümkün görmüyoruz. Bu konuda da bazı düşüncelerimiz var. Belediye başkanlarımızla yarın bu konudaki kaygılarımızı paylaştıktan sonra, teknik düşüncemizi organize edeceğiz.

Bütün bu hassas konularla ilgili fikrimiz vardır. Çünkü deprem denilince İstanbul, akla gelen ilk merkezdi. Ama gerçekten acı bir depremi, Güneydoğu bölgemizde Hatay’dan, Malatya’ya kadar yaşadık. Fakat İstanbul depremi de her zaman konuşulan ve Türkiye için mümkünse en geç tarihe yaşanılması ve o tarihe kadar da sorunlarını gidermiş bir İstanbul var etme çabamız var. Onun için bütün konulara eğilmiş durumdayız. Deneyimlerimiz var. Bütün bunları Hatay’la paylaşarak, el vermek üzere diğer şehirlerimize de katkı sunacak altyapı oluşturma çabası içindeyiz.

“BAMBAŞKA BİR HATAY’I, BAMBAŞKA BİR GÜNEYDOĞUYU İNŞA ETMEYİ BAŞARABİLMELİYİZ”

Uzun bir zaman dilimi ihtiyacı vardır. Hepimizin başı sağ olsun. Ama sabırla bambaşka bir Hatay’ı, bambaşka bir Güneydoğuyu inşa etmeyi başarabilmeliyiz. Yapılaşmayı insanların; vizyonuna, sosyal yaşamına, kültürüne, geçmişine saygı duyan, o çeşitliliğine katkı sunan bir şekilde var etmeyi başarabilmeliyiz.”

LÜTFÜ SAVAŞ: “İLK GÜNLER YALNIZDIK”

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ise şu değerlendirmeyi yaptı:

“17 gündür büyük bir acı ile karşı karşıya olan Hatay ve diğer illerimiz; üçüncü günün başından itibaren dünyanın her tarafından yardım geldi. İlk günler yalnızdık. Telekomünikasyon konusunda büyük problemlerimiz vardı. Gün geçtikçe yaralarımız sarılıyor. Ama şu var ki, Hatay’ın gelecek adına atılacak çok adımları var. Gerçekten de bu sıkıntıyı illerin tek başına aşma şansı yok. Hem teknik, hem ekonomik, hem de fiziki anlamda bütün illerimizin desteğe ihtiyacı var. İlk 17 gündeki desteklerin, bundan sonraki süreç içerisinde hem bize hem de diğer illerimizde devam etmesini temenni ediyorum.”

Belediye Başkanlarının konuşmalarının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

“YARALARIN SARILMASI LAZIM: Üçüncü kez deprem bölgesine geliyorum. Büyük bir yıkımın olduğunu hem okuduk, hem seyrettik, hem de yaşadık. Bu yıkımın bir şekliyle telafi edilmesi lazım. Yaraların sarılması lazım. Depremi ilk duyduğum andan itibaren, bütün belediye başkanı arkadaşlarıma, hemen harekete geçmeleri gerektiğini söyledim. Gerçekten de bütün belediye başkanı arkadaşlarım, depremin olduğu saattin itibaren, deprem bölgelerine geldiler. Yaraları sarmaya çalıştılar. Enkazdan vatandaşlarımızı kurtarmaya çalıştılar. Az önce, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin buradaki koordinatörü olan arkadaşımız da çok sayıda insanı, enkazdan canlı olarak çıkardığını ifade etti. Kurtarılan her canlının bizim için değeri çok büyük. Dolayısıyla, sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Çaba harcayan, emek harcayan; o soğukta, yatmaksızın acaba bir kişiyi daha nasıl kurtarabilirim diye, emek harcayan bütün ama bütün arkadaşlarımı gerçekten yürekten kutluyorum. Verdiğiniz çaba son derece değerli.

SORUNUN BİRİNCİ MADDESİ ÇADIR: Depremin 17. günü. Biraz daha rahat nefes alabiliyoruz. Ama 17. günde hala pek çok sorunun olduğunu görüyorum. Alanda da vatandaşlarla konuştuğumda da görüyorum. Sorunun birinci maddesi çadır. 17 günde, eğer çadır sorununu çözemiyorsak. Bu ülkenin çok ciddi bir sorunu var demektir. Normalde Kızılay’ın, AFAD’ın çadır stoklarının olması ve bekletilmesi gerekirdi. Çadır stoku yoksa bir sorunumuz var demektir. Hala vatandaş, gittiğimiz her yerde çadır istiyor. Çadır olsun, evimin yakınında bir yerde kurayım istiyor; çünkü evinin soyulmasından korkuyor. Vatandaşın bu talebini de haklı görmemiz lazım.

YURT DIŞINDAN ÇADIR İTHALATI İLE İLGİLİ ÇABA HARCIYORLAR: İkinci gelişimde söylemiştim. ‘Kim çadır üretiyorsa, fiyatı ne olursa olsun, gelip satın alacağız ve göndereceğiz’ diye. Ama maalesef, arzu ettiğimiz oranda çadır bulmakta zorlanıyoruz. Bazı belediyelerimiz, yurt dışından çadır ithalatı ile ilgili çaba harcıyorlar. Onlar da geldiği zaman dağıtacağız.

ORİJİNAL HALİYLE YENİDEN İNŞA ETMEMİZ LAZIM: Hatay gerçekten de sadece Türkiye için değil, dünya için önemli bir kültür merkezi. Bir tarih merkezi. Bir kadim kent. Hatay’ın yeniden inşa edilmesi lazım. Bu inşa sürecinin; Hatay’ın kültürünü, tarihini, doğasını yaşatarak yeniden inşa edilmesi lazım. Yoksa yeni binalar yapmak değil. Depreme dayanıklı yeni binalar yapalım, ama Hatay’ın tarihini, kadim kültürünü koruyan yapıları da yeniden, orijinal haliyle yeniden inşa etmek zorundayız. Her gelişimde, belediye başkanımıza söyledim; ‘Hatay ile ilgili bir planlama yapacaksanız, tarihçileri çağıracaksınız. Hatay’ın tarihini bilenleri, üniversite hocalarını çağıracaksınız. Hatay’ı tarihine uygun, tarihi eserleri gelecek kuşaklara aktaracak şekilde yeniden inşa edeceksiniz dedim.

ÖZEL YASANIN ÇIKMASI GEREKTİĞİNİ DE VURGULADI. EVET: Başkanla konuşurken, başkan bir ara; belki bu depremle ilgili olarak bir özel yasanın çıkması gerektiğini de vurguladı. Evet öyle bir düzenleme belki ihtiyaç var. Eğer böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olursa, CHP olarak bu düzenlemelere her türlü desteği veririz. Yani yeter ki var olan sorunları; akılla, mantıkla, bilgi ile birikimle çözmüş olalım.

MİNNET BORCUMUZ VAR: Sadece CHP’li belediyeler değil; Türkiye’de olanağı olan her belediye bir şekliyle deprem olan bölgelere koştu. Bütün belediye başkanı arkadaşlara, neredeyse günün 24 saati, yatmayan; güvenlik güçleri, AFAD çalışanları… Büyük bir özveri ile çalıştılar; uyumadan, yemek yemeden çalıştılar. Ben, sayın başkanlarımızın, başkanlarımızın yönetiminde olan çalışanlara yürekten teşekkür ediyoruz. Hepinize minnet borcumuz var. Sizler yeri geldiğinde tırnaklarınızla, acaba bir taşı kaldırabilir miyim, bir canlıyı kurtarabilir miyim diye çaba harcadınız.

TEMİZ SU İLE İLGİLİ BAZI SORUNLAR VAR: Çadır sorununu çözdükten sonra, su ile ilgili bazı sorunlar var, temiz su ile ilgili bazı sorunlar var. Onun da çözülmesi lazım. İki büyükşehir belediyemiz bu konuda gerekli çabayı gösteriyorlar. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız da burada. Onun da yükü, başka bir türlü arttı. Çünkü buradan oraya yaklaşık 350 bin kişilik nüfus akımı var. Dolayısıyla oranın da sorunlarının çözülmesi lazım.

HEPİMİZİN HAZIRLIKLI OLMASI LAZIM: Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Bütün mesele; eğer siyaset kurumu doğacak olan sorunu önceden görüp, bunun önlemini alabilirse, en azından kayıplarımız çok daha az olabilirdi. Çok daha sağlıklı bir planlama yapabilirdik. Hani derler ya, ‘bir musibet, bin nasihatten evladır’ diye. Dileriz, yaşadığımız bu felaketi bir daha yaşamayız. Böyle bir doğal afet olursa da hepimizin hazırlıklı olması lazım.

DAHA BAŞINDAYIZ: İşimizin henüz daha başındayız. Ve yapılacak çok iş var. Dolayısıyla takip edeceğiz. Bütün kardeşlerimin şunu bilmesini isterim. Biz son sorun giderilinceye kadar bu işin takipçisi olacağız. Arza ederlerse, yapacakları her şeyi; biz denetleyeceğiz. Eksik varsa dillendireceğiz. Depremi yaşayan vatandaşların da bunu görmesi, denetlemesi lazım. Eksiklikleri rahatlıkla dile getirmesi lazım. Bizim de dillendirmemiz gerekiyor.

YÜRÜTMENİN HIZLI VE AKTİF OLMASI LAZIM: Zamana karşı yarışmamız lazım. Yarın sıcaklar başladığında, daha farklı sorunlarla karşı karşıya kalabiliriz. Yürütme organının, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bu konuda çok daha hızlı ve aktif olması lazım. Hızlı ve aktif olamadığı takdirde sorunlar büyüyecektir. Hızlı ve aktif olabilir mi? Endişelerimin ötesinde; hızlı ve aktif olma şansının olmadığını da biliyoruz. Çünkü depremden sonra büyük bir koordinasyonsuzluk yaşadığımızı hep beraber gördük. Bu ders olur mu? Umarım olur ve bir koordinasyon sağlanır. Dolayısıyla devlet sağlıklı bir şekilde harekete geçer. Ve sorunları çözmüş olur.”