KESK Samsun Şubeler Platformu, Samsunluları 17 Aralık’ta Ankara’da yapılacak “Seçim Bütçesi Değil, Halktan- Emekten Yana, Geçim Bütçesi İstiyoruz" mitingine davet etti. Mecidiye’de Atatürk Evi karşısında açılan stantta da imza kampanyası başlatıldı. SES Samsun Şube Başkanı Aysel Ocak, şunları söyledi:

"5’Lİ ÇETEYE DEĞİL HALKTAN EMEKTEN YANA BÜTÇE İSTİYORUZ"

"2023 bütçesinde halkın sırtındaki vergi yükü ağırlaşıyor. Başta eğitim ve sağlık hizmetleri olmak üzere, kamu hizmetlerine bütçeden ayrılan payların, faize, kur korumalı mevduat sistemine müşteri garantili şehir hastanelerine, yol, köprü, hava alanı, tünel inşaatları müteahhitlerine, 5’li çeteye, sermayeye aktarılan pay artıyor. Tüm kamuoyu ve halkımızın sermayeye değil, halktan emekten yana bir bütçe talebimizi yükseltmek için, ortak mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz. Bu amaçla 17 Aralık’ta Ankara’da mitingdeyiz. Bir imzada senin olsun, Meclis’te sesin duyulsun. Halktan emekten yana bir bütçe için bir imza da siz verin. Öğrenciye, işçiye, çiftçiye, yoksula, emekçilere bütçede olan payımızı biz de istiyoruz. Çocuklarımız okula aç gitmesin istiyoruz.”

"HAYATIMIZIN HER ALANI BÜTÇEYLE BELİRLENİYOR"

Tarım Orkam Sen Samsun Şube Başkanı Erdem Avcı ise şunları ifade etti:

"Artan yoksulluğumuz ve ağırlaşan yaşam koşullarında TBMM’de 2023 bütçesi görüşülüyor. Maaşlarımızdan ödeyeceğimiz vergilere, yararlanacağımız faiz ve faturalarımıza kadar, hayatımızın her alanı bütçeyle belirleniyor. Bütçeyi oluşturan vergiler halktan toplanıyor. Tüm vergi yükü halkın omuzlarında. Ama bizden toplanan vergiler, bize insanca yaşamaya yetecek bir ücret ve hizmet olarak geri dönmüyor. Zenginlere, patronlara muafiyet, teşvik, vergi indirimi şeklinde aktarılıyor. Kamu emekçilerinin, emeklilerin, işçilerin, gençlerin, kadınların halkın fikri artık yok sayılıyor. Bugüne kadar biz emekçilerin, emekten yana halktan yana bütçe talebi bütçe imkânlarımız kısıtlı denilerek, görmezden gelindi."

"ŞÜKÜRLER OLSUN SİMİT YİYEBİLİYORUZ"

İmza kampanyasına katılan bir vatandaş ise şunları söyledi:

"Bu bütçe bir genci bırak, bir aile bu bütçe ile nasıl geçiniyor ben şüpheler içerisindeyim. 5 bin 500 lira şöyle baktığında güzel bir para, eski para geçen seneye göre, şu anki şartlarda ben 5 bin 200 lira değil de ortalama günlük giderin aylığa vurduğumuzda aylık bazında ortalama 3 milyar yapar. 20 yaşındaki gencin, ben 21 yaşındayım, askerliğimi de yaptım. Sigara kullanan birisiyim. Sigara kullanmasam ben, haftada iki kere dışarıya çıksam ben, bir genç olduğum için, hatta şu anda bir yere otursam, bir çay içmeye kalkıyorum çay 10 lira, şimdi her zamanda bir arkadaşın ödeyemez. Bir kere ben ödedim benim aylık giderim var çay param, Şükürler olsun simit yiyebiliyoruz. Kız arkadaşımla 5 yıldır beraberiz. Ne zaman evleniriz biliyor musun abi, mezara girince belki evlenebiliriz. Ben şu an mobilya falan baktım, beyaz eşya falan baktık, imkânsız. Sade bir düğün, ikinci elden beyaz eşyayı almayı düşünüyorum. Ben istemem mi sıfır bir eşya ben en iyisini alayım istiyorum ama diyorum imkân yok şu an ben sıfır eşya alamam böyle bize evlenmek hayal olur. Ev nerede ev imkânsız, o bir aşikâr. Aylık 10 milyar (bin) alsam ben şimdi ev alamam. 10 milyarı (bin) geç 20 milyar (bin) da alsam ben ev alamam. Hatta TOKİ başvuruları var. Kız arkadaşıma dedim ki başvuru yapayım mı? Dedi ki, sakın yapma! Mezara girince mi evin taksitini ödeyeceksin. Her ay artıyormuş bu. Memur maaşıyla artıyormuş. Yani TOKİ’deki evleri alanlara Allah kolaylık versin diyorum. Ev almamız baştan imkânsız zaten. Evlenmek hayal oldu. Ne yapacağımı bilmiyorum. İş bakıyorum, adama gidiyorum, adam abana diyor ki daha önce deneyimin var mı? Ne deneyimi bekliyorsun ki benden. Beni alacaksın ben zaten orada tecrübe edineceğim tabii ki, her yere bakıyorum tecrübeli, tecrübeli benim tecrübem yok ki, sıfırdan başlayacağım, tecrübe edinmeden tecrübe sahibi olamam ki ben.”

"182 VE MHRS ÇÖKTÜ, RANDEVU ALAMIYORUZ"

Bir başka yurttaş ise şöyle konuştu:

“Şimdi geçinemiyoruz. Samsun’da son 5 yılda geldiğimiz şu hale bakın, ne hallere düştük, nerelere geldik. Son beş yılda geldiğimiz halde eczaneler vermidon ilaçlarının olmadığını, göz damlalarının olmadığını, son 5 yılda eczacılar, sıkıntı büyük, eczacılarımız diyorlar. Artı giyim eşyası, artık affedersiniz söylemesi ayıp, iç çamaşır almaya kalktığımız zaman bir iç çamaşırı bir fanila 50 lira, önceden bir fanilayı 30 liraya alıyorduk. Bana deyin ki, yalan söylüyorsunuz. 

Türkiye Cumhuriyeti’nde MHRS’ye, 182 MHRS’ye son dört buçuk yılda durdu. Kimse MHRS’ye ulaşamıyor. Randevular çökük, üniversite hastaneleri 2002’de siz geldiniz, Türkiye’nin başına siz geldiniz ve 2011’de GSS sistemi, başladı mı? Başladı! Peki, 2011 yılında benim Genel Sağlık Sigortam, ben bankaya 208 lira ödediğim halde, ben neden, GSS’liler neden fakülte hastanelerine alınmıyoruz? Neden anlaşmalarımız yok? Prosedür gereği dediniz, siz GSS’lileri bağlamadık dediniz, prosedür açık dediniz. Niye o zaman bize GSS’liler, üniversite hastanelerine alınmıyoruz? Anlaşmalarımız yok diyorsunuz. Bizi pes etmeye kalktınız. Biz insan değil miyiz? Ben aynı arkadaşın dediği gibi, Türkiye Cumhuriyeti’nde geçinemiyoruz. 5 yılda ne hallere düştük, düştüğümüz şu hallere bakın. Geldiğimiz şu hallere bakın ilacımızı da parayla alıyoruz, cebimizden. Bırak hastaneye gidip reçete almaya, reçete alıyorduk, ilaç yazdırıyorduk. Şimdi parayla ilaç alır vaziyete düştük. Hastaneler koymuyorlar bizi, üniversite hastaneleri 2011 yılından beri. Ben GSS’liyim, niye üniversite hastaneleri içeriye almıyor? Çünkü anlaşmaları yok. Anlaşmaları olmadığı gibi alamayız diyorlar. Burası özel diyorlar."