Konya'da Tarımda Çalışan Kadınlar ile Bölge Toplantısı'nda konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu; saraya gitmek, sarayda yaşamak gibi bir isteğinin olmadığını belirterek "Ben onlar gibi saraylarda yaşamıyorum. Saraylara gideceğim diye bir çabam da yok. Benim evlatlarım öyle parayla pulla oynamıyorlar, sarayları arkalarına almıyorlar" dedi.

"ZAM ÜSTÜNE ZAM!"

Annelerin huzuru için yola çıktığını söyleyen Kılıçdaroğlu; "Türkiye'yi sizler değiştireceksiniz. Huzuru, bereketi sizler getireceksiniz. Her evde bereketin olması lazım. Her evde annenin babanın yetiştirdiği evladı işsizse anne huzur içinde değildir. Her bir annenin huzuru için huzurunuzdayım. Bunun mücadelesini vereceğim. Kavgaysa kavga edeceğiz. Mücadeleyse mücadelemizi yapacağız. Bütün mücadelem bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmesin." diye konuştu.

"ÇİFTÇİDEN NE İSTİYORSUNUZ?"

KIlıçdaroğlu tarımdaki ithalat artışına dikkat çekti:

"Biz niye buğdayı dışarıdan alıyoruz? Biz neden arpayı, mercimeği, canlı hayvanı, eti dışardan alıyoruz? Bizim topraklarımız yetersiz mi? Güneşimiz, suyumuz var. Konya'da küçük bir devlet olan Hollanda'nın yıllık tarım ihracatı 180 milyar doların üzerinde. Biz niye yapmıyoruz? İktidardaki siyaset anlayışı bizim çiftçimizin, üreticimizin kazanmasını istemiyor. Bu siyasetle Türkiye büyüyemez, gelişemez. Zam üzerine zam. Çiftçiden ne istiyorsanız siz? Gübreye, elektriğe, ilaca, tohuma, her şeye zam. Ne üretecek nasıl üretecek bu insan?

Elektriğe büyük paralar verdiğinizi biliyorum. Beşli çeteler yerine bu ülkenin tarım kooperatifleri, ziraat odası var. Çiftçi kendi elektriğini kendi üretecek. Ektiği üründen pay alacak. Allah'ın güneşini beşli çeteye teslim etmeyeceğiz. Orayı kamulaştıracağız, çiftçilere teslim edeceğiz. Elektrik elde edeceğiz, tamamını bedava kullanacaksınız. Ayrıca elektrikten, buğdaydan gelir elde edeceksiniz. Beşli çeteden alacağım çiftçiye vereceğim."

Kendisini "halktan biri, sizden biri" olarak tarif eden Kılıçdaroğlu ne kendisinin ne ailesinin saraylarda yaşamadığını belirterek sözlerine şöyle devam etti:

"Benim verilmeyecek hesabım yoktur. Ben sizden birisiyim, halktan birisiyim. Ben onlar gibi saraylarda yaşamıyorum. Saraylara gideceğim diye bir çabam da yok. Benim evlatlarım öyle parayla pulla oynamıyorlar, sarayları arkalarına almıyorlar.

Değişimi yapacak olan kadınlar. Tarlalarda kocalarınızdan fazla çalışıyorsunuz. Niye sizin sigortanız yok? Neden emekli olamıyorsunuz. Bu kardeşiniz onu yapacak hiç meraklanmayın. Aile Destekleri Sigortası getireceğiz. Geliri asgari ücretin altında olan ya da hiç geliri olmayanların bir güvencesi olacak. Para kadının hesabına yatacak. Kocalarınız muhtaç etmeyeceğiz sizi. Bir toplumda kadın ne kadar güçlü olursa toplum o kadar güçlüdür."

"MUTFAKLARDA YANGIN VAR"

Kılıçdaroğlu mutfaklardaki yangına da dikkat çekti:

"Sıkıntılarınız var biliyorum. Mutfaklarda yangın var biliyorum. Devletin yönetilmediğinin de farkındayım. İktidar sahiplerinin gaflet içinde olduğunun da farkındayım. 'Sınır namustur' diyoruz. Sınırların sınır olmaktan çıktığını da biliyorum. Biz insana insan olduğu için bakarız. Irkına, yaşam tarzına bakmayız.

Bu memlekette yoksulluğu, fakirliği bitireceğim. Hiçbir anne 'Mutfağımda tencere kaynamıyor' demeyecek. O tencere kaynamıyorsa o anne bilecek ki Kemal Kılıçdaroğlu'nun evindeki tencere de kaynamıyor.

Türkiye'nin imkanları çok ama bu imkanlar bir avuç kişiye veriliyor. 10 şeker fabrikasını 11 milyar liraya sattılar. Memleketin sahibi hepimiziz. Hepimizin sorumluluğu var. Dönemi, düzeni değiştireceğiz.

CHP'ye geçmişte çok kızan arkadaşım vardı ama özeleştiri yapmaktan da çekinmiyoruz. Kusurumuz, hatamız varsa onu da rahatlıkla söylüyoruz. Ayrışmaya değil, kavga etmeye değil kucaklaşmaya, helalleşmeye ihtiyacımız var."