Diyarbakır’da 2017 Newroz’unda üniversitesi öğrencisi Kemal Kurkut’un “olası kastla öldürmekten” yargılanan polis memuru Yakup Ş.’ye verilen beraat kararının gerekçesini mahkeme açıkladı.

Mahkeme gerekçesinde Ulusal Kriminal Büro, Kriminal Polis Laboratuvarı ve kamera verilerine rağmen, polis memuru Yakup Ş.’nin üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’u kasten öldürdüğüne dair herhangi bir delil bulamadı. Mezopotamya Ajansında yer alan habere göre; Diyarbakır’da 2017 Newroz’unda üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’u “olası kastla öldürmekten” yargılanan polis memuru Yakup Ş.’ye verilen beraat kararının gerekçesi açıklandı. Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin oy çokluğuyla verdiği beraat hükmünün gerekçeli kararında, Üye Hakim Fatma Şeyda Polat Çalık muhalefet şerhi düştü. Gerekçeli kararda, sanık hakkında olası kastla adam öldürme suçundan her ne kadar dava açılmışsa, yargılama aşamasında cezalandırılmasına yeter nitelikte her türlü kuşkudan uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilmediği ileri sürüldü. Olayın meydana geliş şeklinin anlatıldığı kararda, Kemal Kurkut’un vücudunda 3 ateşli silah giriş-çıkış yarası tespit edildiği, Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarının bu yaralardan Kurkut’un sol elindeki mermi nüvesinin sanık polis Yakup Ş.’nin silahından çıktığı tespitine yer verildi. Kurkut’un Yakup Ş.’nin tespit edilen mermisiyle ölmediği, göğsünün sol kafesinden giren mermiyle öldüğü öne sürülen kararda, Kurkut’un vücudundan ölümüne neden olan 9 milimetre çapında bir adet mermi çekirdeği deforme gömleği elde edildiği kaydedildi.

POLİSİN DUYMADIĞINI "HEPİNİZİ PATLATACAĞIM" SÖZÜNÜ MAHKEME DUYDU

Kurkut’un vücudundaki 3 mermi giriş-çıkışı yaralanmasının “tek silahla mı birden çok silahla mı” gerçekleştiğinin tespit edilemediğine belirtilen kararda, olay yerinde silahından çıkan 8 mermi kovanı bulunan polis memuru Onur M.’nin, Kurkut’un “Hepinizi patlatacağım” dediğini duymadığını söylemesine rağmen, Kurkut’un “Hepinizi patlatacağım, yaklaşmayın ulan” dediği savunuldu.

‘AYAKLARINA ATEŞ EDİLDİĞİ’ SAVUNMASI

Gerekçeli kararda, “… şahsın defalarca uyarılmasına rağmen durmadığı ve sürekli hepinizi öldüreceğim şeklinde tehditler savurması göz önünde bulundurulduğunda şahsın örgüt mensubu olabileceği ve sansasyonel bir eylem yapabileceği değerlendirildiğinden şahsı durdurmak için bazı görevlilerce havaya uyarı atışı yapıldığı, şahsın aldırış etmediği ve kontrolsüz şekilde elinde bıçağı görevlilere doğru salladığı, saldırmaya devam etmesi ve basın protokol girişinin bulunduğu arama notasına doğru koşar adımlarla gitmesi üzerine telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilecek olası bir eylemin önüne geçmek maksadıyla olay yerinde bulunan bazı görevlilerce şahsı etkisiz hale getirecek ölçüde ayaklarına doğru silahla ateş edildiği…” ifadelerine yer verildi.

ULUSAL KRİMİNAL’DEN İLK RAPORU HATALI

Adli Tıp Kurumu’nun (ATK), Kurkut’un sol kolundan giren merminin kolu kat ederek vücuda girerek ölüme neden olmasının mümkün olduğu, ATK’nin Üst Kurulu raporunda ise Kurkut’un yerden seken mermiyle öldürüldüğüne yönelik görüşüne işaret edilen gerekçeli kararda, Ulusal Kriminal Büro’nun Kurkut’un polis Yakup Ş. tarafından vurulduğu yönündeki ilk raporunun hatalı olduğu savunuldu. Kararda, “…15/10/2018 tarihli İstanbul ATK 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporu ve 24/10/2019 tarihli İstanbul ATK Üçüncü Üst Kurulu raporları birlikte değerlendirildiğinde Ulusal Kriminal Büro tarafından düzenlenen ilk rapora itibar edilmediği, Ulusal Kriminal Büro tarafınca da düzenlenen ek raporda ilk raporun hatalı olduğunu açıkça sabit görülmekle…” denildi.

POLİSİN CEZALANDIRILMASI İÇİN YETERLİ DELİL BULUNAMADI

Kararda, beraat hükmü şu şekilde gerekçelendirildi: “Her ne kadar olası kast ile kasten öldürme suçundan sanık Yakup Şenocak hakkında kamu davası açılmış ise de; aşamalarda alınan raporlar, görüntü kayıtları, otopsi raporları ve ATK raporları doğrultusunda sanığın bu suçu işlediğini gösterir ve cezalandırılmasına yeter nitelikte her türlü kuşkudan uzak kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden CMK'nın 223/2.e maddesi gereğince beraatine…”

HEYETİN VİCDANİ KANAATİ

Gerekçeli kararda, olay yerindeki diğer polisler ve Onur M.’nin polis ifadesinde 9 kez ateş ettiğini beyan etmesine karşın takipsizlik kararında 8 kez ateş etmiş şeklinde kabul edilerek takipsizlik kararı verilmesi karşısında etkin soruşturmanın yapılması ve failin bulunması için vicdani kanaate varılarak, olay yerindeki polisler ve Onur M. hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği kaydedildi. Kararda, kararın kesinleşmesinden sonra söz konusu polisler hakkında idari soruşturma açılmak üzere ihbarda bulunulmasına yer verildi.

MUHALEFET ŞERHİ "BİLİNÇLİ TAKSİRLE CEZALANDIRILMASI" YÖNÜNDE

Gerekçeli kararda Üye Hakim Fatma Şeyda Polat Çalık’ın muhalefet şerhine de yer verildi. Çalık, şerhinde, sanık polis Yakup Ş.’nin “bilinçli taksirle cezalandırılması” görüşünü dile getirdi. Sanık polisin eyleminin sonucu öngörmüş olması gerektiğine işaret eden Çalık, olaydaki delilleri bütün olarak değerlendirerek, “Sanık tarafından mümkün ya da muhtemel olarak öngörülen neticenin kabullenilmesinin somut olayda söz konusu olmadığı, sanığın öngördüğü tipik neticenin meydana gelmeyeceğine yönelik bir güvenle hareket ettiği, bu kapsamda sanığın neticenin meydana gelmeyeceğine dair kendisine olan yersiz güveni neticesinde ölüm olayının vuku bulduğu…” şeklinde şerh koydu. Çalık, hakimin somut delillerle bir değerlendirme yapabileceği, dosyada mübrez raporlar bu kadar açık iken katılan iddialarına da itibar edilemeyeceği kanaatinde olduğunu vurguladı