Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Hep beraber bir yılı devirdik. Toplumun beklentileri fazla. Daha güzel bir Türkiye istiyoruz. 

Düşüncenizi ifade ederken bile çekindiniz. Başıma bir şey gelir mi diye kaygı içinde oldunuz. Ama artık Türkiye bu zincirlerini koparmak zorunda, bu tablonun dışında çıkmak zorunda. Türkiye'yi bu tablonun dışına çıkarmaya herkesin huzurunda söz veriyorum. 

Bir politikacının alkıştan çok, sağlıklı ve tutarlı eleştiriye ihtiyacı vardır. Yanlışımız varsa o insanlar bize söyleyebilmeli, biz bundan gocunmamalıyız. Akıl akıldan üstündür. Demokrasi bunun üzerine inşa edilmiştir. "Her şeyi ben bilirim, ben yaparım" düşüncesi insanlığı felakete sürükler. Devleti bir adama teslim etmek ülkeyi felakete sürükler, geldiğimiz tablo budur. Rüşvet alanlar var. Devlette liyakati yok ettiler. Rüşvetçilerden, uyuşturucu baronlarından bu ülkeyi 2023 seçimlerinden sonra temizleyeceğiz. 

Neyi nasıl yapacağımızı biliyoruz. Sadece liderler değil onların altında ekipler çalışıyor. Güzel şeyler yapacağız, güzel şeyleri hayata geçireceğiz. Göreceksiniz. Yepyeni bir Türkiye. 

Türkiye'yi yöneten kişi asla para için kapı kapı dilenci gibi dolaşmayacak. Buna da son vereceğiz. Kendi gücümüzle büyüyeceğiz ve kalkınacağız. Rüşvetin, torpilin, yolsuzluğun olmadığı bir Türkiye'yi inşa edeceğiz. Eğer kul hakkına herkes saygı gösteriyorsa, kul hakkı yemenin en büyük günah olduğuna toplum olarak inanıyorsanız kul hakkı yiyenleri iktidardan göndereceğiz, adaletten yana olanları iktidara getireceğiz. 

Terörün sıfırlandığı bir Türkiye'yi inşa edeceğiz. Bütün komşularımızla barış içinde yaşayacağız. 

Allah nasip eder halkın oylarıyla iktidar olduğumuzda, her kuruş verginin hesabını vermeyi onurlu bir görev olarak üstleneceğiz. Gençlere söylüyorum; ödediğiniz verginin hesabını sormuyorsunuz, bu yüzden demokrasi gelişmiyor. Temel faktör bunu sormaktır. Bu ülkenin yediden yetmişe hepimiz ödediğimiz vergilerin nerelere harcandığını sormak zorundayız. Bizim iktidarımızda bu soru sorulmasa da biz bunun hesabını kuruş kuruş vereceğiz.

Bu ülkenin hapishanesinde haksız yere yatanlar var. Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, haksız yere yatıyorlar!  Adaleti savunmazsanız siyaset yapmanızın mantığı yoktur. Her haksızlığa itirazımızı yapacağız. 

Hiç kimse endişe etmesin. Az kaldı, geliyor gelmekte olan.

SİNAN ATEŞ SUİKASTI

Bu ülkenin başkentinde bir suikast gerçekleşti. Sinan Ateş. Genç bir babayı öldürdüler. Ülkücü hareketin en değerli isimlerinden birisiydi. Ankara'nın göbeğinde katlettiler. Ailesi talep etti, konu siyasallaşmasın diye sabırla susuyorum. Sabırla sonucu bekliyorum. Tabii ki bize de bilgiler akıyor, biz bunun farkındayız. Tabii ki çok şey biliyoruz. Bu işten çok pis kokuların geldiğinin de farkındayız. Görevliler işini yapsın diye şimdilik sesimizi çıkarmıyoruz. Bakınız, saraydan tık yok. Sarayın stepnesi ise sanki en değerli evlatlarından biri öldürülmemiş gibi tek kelime dahi etmiyor. Kendi evladına dahi sahip çıkamıyor. Bu cinayeti görmezlikten gelemezler, susarak bu işi geçiştiremezler. Biz buna CHP olarak izin vermeyeceğiz, gerçek aydınlanıncaya kadar. Aile, adalet istiyor. Haksızlıklara karşı durmak istiyor. Adaleti savunan kişiler olarak bizler de bu olay aydınlanıncaya kadar da takipçisi olacağız. Eşine de, babasına da söz verdim. Kimse unutmasın, Bay Kemal kafasına bir şey koyduysa mutlaka çözecektir. 

İMAMOĞLU DAVASI

İstanbul seçimleri yapıldı, seçimleri İmamoğlu kazandı. İtirazlar geldi, YSK üzerinden bir kumpas çevirdiler. YSK üyeleri toplandı, aynı zarfın içine konan 4 oydan 3'ü doğru, 1'i yanlıştır dediler. Dünya tarihinde, yargı tarihinde görülmemiş bir şey. Ben bunlara YSK çetesi dedim. Her zaman her yerde söylüyorum dedim. İkinci seçim yapıldı. 13 binlik fark 800 bine çıktı. Bu millet haksızlığa tahammül edemiyor. Evlere baskın yapıldı. 

Eğer soruşturma açılmazsa o hakimle ilgili, Adalet Bakanı da bu kumpasın içindedir. Gerçekleri bilmeye 85 milyonun hakkı var. Hakim hangi gerekçeyi gösteriyor ve hakime kim söyledi 'biz istinafı da ayarladık' diye. 

Sarayın sofrasına oturan hakimin kararına itibar edilmez. Saraydan talimat alan hakimin kararına itibar edilmez. Karar hakimin değil, sarayın kararıdır. 

Üçüncü kumpas, "Siz neden Fatih Sultan Mehmet tablosunu aldınız Türkiye'ye getirdiniz..." Allah size akıl fikir versin. 

Yeni bir saray oyunuyla karşı karşıyayız. Bir şekilde İBB'ye çökmek istiyorlar. Amaçları, seçime İstanbul'un kaynaklarını kullanarak girmek. Ekrem İmamoğlu'na kurulan komplonun tek sebebi budur. Şimdi görüyoruz ki işi kayyıma kadar götürmek hevesindeler. Ekrem Başkanımıza bu komployu devam ettirirlerse, kayyım atama aptallığına girişirlerse bunu bir diktatörün halkına uyguladığı terörizm olarak kabul edeceğiz ve öyle göreceğiz. Bunu yapmaya kalkarlarsa kimse daha fazla Bay Kemal'den sabır beklemesin, açık ve net söylüyorum.

Ayrıntılar geliyor...