Kavcıoğlu, "Enflasyon tahminlerimizde herhangi bir değişikliğe gitmeyerek, 2023 yıl sonu tahminimizi yüzde 22,3, 2024 yıl sonu tahminimizi de yüzde 8,8’de sabit tuttuk” dedi. Kavcıoğlu, geçen kasım ayında Suudi Arabistan'dan Merkez Bankası'na 5 milyar dolarlık bir mevduat yatırılacağı yönünde çıkan haberler hatırlatılarak bu yönde bir gelişme olup olmadığının sorulması üzerine, "O anlamda çeşitli ülkelerle her zaman görüşmeler yapıyoruz ama şu ana kadar herhangi bir gelişme ya da bir mevduat söz konusu değil" yanıtını verdi.

TCMB, 2022'de yayınladığı son Enflasyon Raporu’nda, enflasyonun 2023 yıl sonunda yüzde 22,3 ve 2024 yıl sonunda ise yüzde 8,8 seviyesine gerileyerek azalış eğilimini sürdüreceğini tahmin etmişti. Şahap Kavcıoğlu, yılın ilk Enflasyon Raporu'na ilişkin bugünkü sunumunda, 2023 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 22,3, 2024 yılsonu enflasyon tahmini yüzde 8,8 olarak sabit tuttuklarını belirtti.

Şahap Kavcıoğlu, yaklaşık 1,5 saat süren sunumunda özetle şunları söyledi:

“ENFLASYON BEKLENTİLERİ AŞAĞI YÖNLÜ GÜNCELLENMEYE BAŞLANDI"

 2022 yılında küresel enflasyon enerji maliyetlerindeki büyük artış kaynaklı olarak yükselmiş olmakla birlikte, son dönemde enerji ve emtia fiyatlarında gerçekleşen azalış, Çin’in pandemi politikasındaki değişiklikle birlikte, tedarik süresinde gözlenen iyileşmeler ve enerji fiyatlarında uygulanan destekler, tüketici fiyatları enflasyonunu olumlu yönde etkilemiştir. Enflasyonun yükselişinde önemli rol oynayan unsurların hafiflemesi sonucunda 2023 yılına ilişkin enflasyon beklentileri, ülkemizde de olduğu gibi, birçok ülkede aşağı yönlü güncellenmeye başlanmıştır.

DERİN RESESYON EĞİLİMİ AZALDI

 Küresel ekonomik görünümde, ikinci çeyrekte başlayan yavaşlama eğilimi, yılın son çeyreğinde daha da belirginleşmiştir. Öte yandan, büyüme oranları, öncü göstergelere göre toparlanma eğilimi göstermektedir. 2022 yılında iktisadi faaliyete ilişkin açıklanan veriler, öngörülenden daha olumlu yönde gerçekleşmektedir. Küresel finansal koşullar ve jeopolitik risklerin etkisiyle 2023 yılına ilişkin büyüme tahminleri, önceki rapor dönemine göre küresel ölçekte bir miktar aşağı yönlü güncellenmekle birlikte, kasım ayından bu yana birçok ülkede yukarı yönlü güncellenmektedir. Bu görünüm çerçevesinde, derin bir resesyon ihtimalinin oldukça azaldığı değerlendirilmektedir.

TÜRKİYE, BÜYÜME PERFORMANSIYLA G20 ÜLKELERİNDE BİRİNCİ SIRADA

 Küresel arz şoklarına ve Rusya-Ukrayna savaşına rağmen Türkiye ekonomisi, sürdürülebilir düzeyde ve kesintisiz olarak büyümeye devam etmiştir. Türkiye ekonomisi, 2019 yılının son çeyreğinden bu yana gösterdiği büyüme performansıyla G20 ülkeleri arasında birinci, OECD ülkeleri arasında ise ikinci sırada yer almıştır.

TÜRKİYE’NİN KÜRESEL EKONOMİ İÇİNDEKİ PAYI İKİYE KATLANDI

 Türkiye’nin küresel ekonomi içerisindeki payı, satın alma gücü paritesine göre hesaplanan milli gelir bazında, yıllar itibarıyla ikiye katlanarak yüzde 2’ye ulaşmıştır. Buna ek olarak, söz konusu artış, 2000 yılında dünya sıralamasında 18'inci sırada bulunan ülkemizin 2022 yılı itibarıyla 11'inci sıraya çıkmasını sağlamıştır. Aynı dönemde ihracat payımızın da yüzde 0,43’ten yüzde 1,02’ye çıkarak iki katından fazla artmış olması, büyümenin sağlam temeller üzerinde gerçekleştiğini göstermektedir.

YÜKSEK TEKNOLOJİ YOĞUNLUKLU SANAYİ ÜRETİMİ YÜZDE 49,7 ARTTI

 Geçen yılın ilk yarısındaki artıştan sonra üçüncü çeyrekte sanayi üretiminde dış talepteki yavaşlamanın etkileri, sınırlı oranda da olsa hissedilmiştir. Öte yandan, dördüncü çeyrekte sanayi üretimi toparlanma kaydetmiş ve özellikle ihracat yoğunluğu yüksek sektörlerde rekor düzeylere çıkmıştır. 2022 yılında, sanayi üretiminin yapısında, teknolojik üretim kapasitesi açısından da önemli bir gelişme yaşanmıştır. Yüksek teknoloji yoğunluklu sanayi üretimi, kasım ayı itibarıyla yıllık bazda yüzde 49,7 oranında artmıştır.

İŞGÜCÜNE KATILIM TARİHİ SEVİYELERİ AŞTI

 Kasım ayı itibarıyla istihdam, bir önceki rapor dönemine göre yaklaşık 500 bin, 2022 yılının ilk 11 ayında ise 1,6 milyon kişi artarak 31,6 milyon kişi olmuştur. Aynı dönemde işgücüne katılım oranı da yükselmiş ve yüzde 54,1’e ulaşarak pandemi öncesi dönemde gözlenen tarihi yüksek seviyeleri aşmıştır. Sektörler itibarıyla incelendiğinde, 2022 yılının üçüncü çeyreğinde istihdam edilen kişi sayısı, pandemi dönemine kıyasla hizmetler sektöründe, yüzde 21,4 oranında büyümeyle 3,1 milyon ve sanayi sektöründe yüzde 25 oranında büyümeyle 1,3 milyon olmak üzere toplamda 4,9 milyon kişi artmıştır. Türkiye, OECD ülkeleri arasında pandemi öncesinden bu yana istihdamını hem kişi sayısı hem de büyüme oranı açısından en fazla artıran ülkelerden biri olmuştur.

ENERJİ FİYAT GELİŞMELERİ HARİÇ EKONOMİ, CARİ FAZLA VERDİ

 Enerji ithalatı fiyatlarında 2021’e kıyasla yüzde 100’ün üzerinde bir artış gerçekleşirken ithalat miktarı, doğal gaz kaynaklı olarak gerilemiştir. Dolayısıyla enerji ithalatımızda 50 milyar dolara yaklaşan artışın tamamı uluslararası fiyatlardan kaynaklanmakta ve bu etki, cari açığımızdan daha yüksek bir rakama işaret etmektedir. Başka bir deyişle; enerji fiyat gelişmeleri dışlandığında ekonomimiz, 2022 yılında cari fazla vermiştir.

ENFLASYON KASIM-ARALIK DÖNEMİNDE İVME KAYBETTİ

 2022 yılının ilk yarısında jeopolitik gelişmelere bağlı olarak yükselen tüketici fiyatları enflasyonu, takip eden aylarda küresel arz şoklarının etkilerini büyük ölçüde yitirmesiyle yavaşlamış ve kasım-aralık döneminde belirgin olarak ivme kaybetmiştir. Yılın son çeyreğinde yıllık enflasyon, 19,2 puan azalarak aralık ayında yüzde 64,3’e gerilemiş ve 'Ekim Ayı Enflasyon Raporu’nda öngördüğümüz patikada seyrederek, tahminimizin orta noktasının yaklaşık bir puan altında gerçekleşmiştir.

ÜRETİCİ FİYATLARI YIL BOYUNCA KADEMELİ OLARAK AZALDI

 Üretici fiyat artışları, 2022 yılı boyunca kademeli olarak azalmıştır. Bu olumlu görünüm yıllık bazdaki artış oranlarına da yansımış ve ekim ayından itibaren üretici fiyatları yıllık artış oranı sert bir düşüş göstermiştir. Aralık ayında ise üretici fiyatları genel seviyesinde, 37 aydan sonra ilk defa azalış gerçekleşmiştir. Buna ek olarak, 12 aylık üretici fiyatları enflasyonu beklentisi de ocak ayında 14,2 puanlık düşüş kaydetmiştir.

TİCARİ KREDİLER 2022’DE 5,5 KATINA ÇIKTI

 2022 yılında TL ticari kredi kullanımı güçlü bir gelişim göstermiş ve 2021 yılı kullanım tutarının yaklaşık 5,5 katı düzeyinde gerçekleşmiştir. Ayrıca 2022 yılında ticari kredilerde, önceki yılların aksine KOBİ’lerin ağırlığı artmış ve KOBİ’lere 2021 yılı tutarının 7 katına yakın miktarda kredi kullanımı sağlanmıştır.

BU YILIN İLK YARISINDA MEVDUATTA LİRALAŞMA HEDEFİ YÜZDE 60

 2022 yılında bankacılık sektörünün mevduat yapısındaki liralaşma, alınan önlemlerle güçlenerek devam etmektedir. Türk lirası mevduat oranı, yükselerek, ocak ayındaki yüzde 35,6 seviyesinden 2022 yıl sonu itibarıyla yüzde 55,1 seviyesine ulaşmıştır. Para Politikası ve Liralaşma Stratejisi metninde de belirttiğimiz gibi, 2023 yılı için mevduatta liralaşma hedefimiz, yılın ilk yarısı için yüzde 60’tır.

2023 VE 2024 YIL SONU ENFLASYON TAHMİNLERİ SABİT TUTULDU

 Gerek enflasyon gerekse tahminlerimize ilişkin varsayımlarımız, bir önceki raporda sunulan öngörülerimizle uyumlu olarak gerçekleşmiştir. Enflasyon bir önceki tahmin orta noktasının yaklaşık bir puan altında gerçekleşirken dışsal değişkenlere yönelik tahminlerimizde de çok önemli bir farklılaşma olmamıştır. Dolayısıyla tahminlerimizde herhangi bir değişikliğe gitmeyerek 2023 yıl sonu tahminimizi yüzde 22,3, 2024 yıl sonu tahminimizi de yüzde 8,8’de sabit tuttuk.”

“KKM'NİN DEVAMINDAN MEMNUNUZ”

Enflasyon sunumunun ardından soru-cevap bölümüne geçildi. Kavcıoğlu, gazetecilerin soruları için yaklaşık bir saat süre ayırdı. Gazetecilerin soruları ve Kavcıoğlu’nun cevapları şöyle:

Soru: Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında birkaç hafta üst üste mevduat düzeyinin gerilediğini, en son ocak ayının ikinci haftasında 3 milyar dolarlık bir artış olduğunu görüyoruz. Bugün Resmi Gazete’de yayınlanan kararla birlikte KKM ve liralaşma stratejisi kapsamında yeni enstrümanlar gelecek mi?

Cevap: Kur korumayla ilgili dönem dönem TL tarafta azalıyor, döviz çevrilebilir tarafta artıyor. Orada gayet iyi bir gidişat var. Liralaşmaya çok önemli katkı veren bir alan. Dolayısıyla oradaki gelişmeden, gidişattan memnunuz. Dün akşam aldığımız kararların da buna olumlu tarafta katkı yapacağını düşünüyoruz. Bunun tabii hem rezervlerin artırılması noktasında KKM’nin katkısı önemli hem de bankacılık sektörünün -ki en önemlisi bence rezervlerden önce, en az 3 ay vadeli biliyorsunuz bir TL mevduat yapılması söz konusu- kaynak vadesinin uzatılması hem de daha düşük maliyetli olarak uzatılması anlamında çok önemli bir uygulama. Dolayısıyla iki taraflı olarak da KKM’nin devamından memnunuz. Bu süreç içerisinde liralaşma stratejiyle beraber kendi mecrasında yolunu bulacaktır diye düşünüyorum. Gidişat onu gösteriyor. Bu anlamdaki öngörülerimizde bir değişiklik ya da bir yanılma söz konusu değil.

"SUUDİ ARABİSTAN'DAN 5 MİLYARLIK BİR MEVDUAT GELMESİYLE İLGİLİ HERHANGİ BİR ŞEY YOK" 

Soru: Kasım ayı sonunda Suudi Arabistan'dan Merkez Bankası'na 5 milyar dolarlık bir mevduat yatırılacağı haberleri yapılmıştı. Sizden bir açıklama yapılmamıştı ama Suudi yetkililer son aşamaya gelindiğini özellikle belirtmişti. Bu konuda bir gelişme var mı?

Cevap: O anlamda çeşitli ülkelerle her zaman görüşmeler yapıyoruz ama şu ana kadar herhangi bir gelişme ya da bir mevduat söz konusu değil. Biz, bu konularda zaten herhangi bir, yani Merkez Bankası'nı depo yapan ya da çeşitli şekilde bankalarla olan ilişkilerimizi çok basınla paylaşmıyoruz. Dolayısıyla o anlamda şu ana kadar, siz ifade ettiğiniz için söyleyeyim, herhangi bir şey yok. Biz, bankalarla ilgili herhangi bir gelişme olduğunda zaten kendi içimizde onu yönetiyoruz.

"GELİŞMELERE GÖRE FAİZ KONUSUNDA ADIM ATMAKTAN HİÇBİR ŞEKİLDE ÇEKİNMEYİZ"

Soru: Faiz indirimlerinin her seferinde büyümeye ve ekonomiye katkı sağladığını öngörüyorsunuz. Bu kapsamda yüzde 9’da, yeni bir indirim yapmadan duracak mısınız? Seçime kadar bu faiz oranını koruyacak mısınız?

Cevap: Faiz politikasıyla ilgili, para politikası metinlerimizde yaklaşımlarımızı ifade ediyoruz. Para politikasına ilişkin ‘indireceğiz, pas geçeceğiz veya artıracağız’ gibi bir ifademiz hiçbir zaman olmuyor. Olması da doğru değil zaten. Biliyorsunuz biz, geçen yıl da 2021 sonunda aralık ayına kadar faiz indirdikten sonra 2022’nin ilk yarısında, hatta ağustos ayına kadar faizi dünyadaki ve bizdeki gelişmelere göre sabit tutarak gittik. Son dönemde de hem doğru öngörerek hem de dünyadaki resesyon ve gelişmelere göre Türkiye Ekonomi Modeli’yle uyumlu olarak desteklenmesi noktasında son dönemde tekrar 5 puan faiz indirimiyle yılı bitirdik. 2023 yılındaki gelişmeleri de aynı şekilde arkadaşlar çalışıyorlar, dünyadaki gelişmeler, içerideki gelişmelere göre. Bu gelişmelere göre de önümüzdeki dönemlerde gerekli adımları Merkez Bankası olarak atmaktan hiçbir şekilde çekinmeyiz.

"SEÇİM SÜRECİ, ENFLASYONU TABİİ Kİ ETKİLİYOR"

Soru: Seçim ortamına, atmosferine girmiş durumdayız. Vergiler yüzde 122 civarında arttı. Asgari ücret yüzde 55, emeklilere ve memurlara da yüzde 30 civarında zamlar var. Bunlar, ister istemez enflasyonu körükleyen unsurlar. Seçim yatırımlarının yol açacağı parasal genişlemeyi azaltıcı önlemler var mı?

Cevap: Seçim süreci, enflasyonu tabii ki etkiliyor. Bizim normalde enflasyon tahminlerimiz içerisinde ocak ayı, zaten tarihsel olarak da çok yüksek olarak gelen bir aydır. Diğer aylara göre bizim de bu tahmin patikamız içerisinde ocak ayını aynı şekilde değerlendirdik. Bunun içerisinde genelde asgari ücret zamları, memur zamları gibi her sene bizim beklentimiz oranında veya beklentimizin üzerinde yapılacak zamları öngörerek daha yüksek bazda tahmin ederiz. Bu anlamda baktığımızda, diğer seçim sürecinde oluşabilecek tabii ki bir parasal genişleme, o anlamda seçim dönemindeki harcamalar, bütün sektörler vakadır. Bizim, yılın ilk yarısında, hepsini fiyatlayarak tahmin aralığımızda bir değişiklik yok. Çünkü seçimin yılın ilk yarısında olacağı geçen sene de belliydi. Dolayısıyla biz, bu seçim öngörülerimizi belirlerken bunların hepsini fiyatladık. Biraz yanılırız, biraz yakalarız ama bunların hepsi fiyatlamanın içerisinde var.

"MERKEZ BANKASI PERSONELİNE DE KAMUYLA AYNI ORANDA ZAM YAPILACAK, BAŞKA ZAM YOK"

Soru: Ne kadar zam yaptınız çalışanlarınıza? Merkez Bankası'nda ortalama ücretler ne kadar? Bazı çalışanlarınızın özellikle 1 Şubat tarihi itibariyle şehir dışına görevlendirildiği, kabul etmeyenlerin işlerine son verildiği şeklinde bize çok sayıda telefon geliyor. Bu konuya açıklık getirir misiniz?

Cevap: Böyle bir şey yok. Merkez Bankası'nda işten çıkarma diye bir şey yok. Defalarca söyledim. Ben işe ilk atandığımda da işte 100 kişiyi işten çıkarmışım gibi haberler çıktı. Bu haberler, gazetecilikle çok bağdaşmayan, çok doğru haberler değil. Bizim taşınma süreci içerisinde tabii ki bazı personellerimizin gitmek istememesi, insani olarak kendilerine göre bazı gerekçelerinin olması kadar doğal bir şey yoktur. Kendi personelimi benden daha fazla düşünecek birisi olduğunu zannetmiyorum. Dolayısıyla hepsinin sorunu benim sorunum, hepsinin huzuru hep benim görev alanımda ve sorumluluğumdadır. Dolayısıyla Merkez Bankası'nda herhangi bir personelimizin işten çıkarılması söz konusu değildir. Herhangi bir personelimizin zorla bir yere gönderilmesi ya da farklı alanlara gönderilmesi söz konusu değildir. Dolayısıyla birileri, bu işleri köpürtmek için, İstanbul'a taşınmayı siyasi olarak seçim dönemi kullanmak için bazı şeyler yapıyor olabilirler. Benim sizden ricam, bu tür şeyleri ciddiye almamanız. Bizim zam oranımıza dair çok detay bilmiyorum ama memur zamlarıyla aynı galiba, kamuyla aynı. Onun dışında bir zam yapmıyoruz.

"BANKALARDA İHRACATÇIYA AYRI BİR KUR YOK"

Soru: Bu sabah gelen düzenleme kapsamında ihracatçılara döviz çevrimlerinde yüzde 2 prim ödenmeye başlanacak. Şöyle bir durum oluşmaya başladı; bankaya gittiğimizde farklı bir kur görüyoruz, Kapalı Çarşı'ya gittiğimizde farklı bir kur görüyoruz, ihracatçıysak farklı bir kur görüyoruz. Çok farklı kur oranları görmeye başladık. Bu durum sürdürülebilir mi? Burada bir ikili kur uygulamasına geçiliyor, bunun için ilk adım diye eleştiriler var. Siz bunu böyle görüyor musunuz?

Cevap: Türkiye'de şu an öyle bir farklı kur yok. Bankalarda ihracatçıya ayrı bir kur yok. Bizim KKM ile beraber yaptığımız, saat 11:00, saat başı verdiğimiz bir kur var. O, piyasa kuruyla aşağı yukarı aynı. Bir tık yukarı olmasının nedeni de süreç içerisinde herhangi bir müşterinin lehine, aleyhine bir durum olmaması için. Bir fark yok orada, zaten gün içerisinde oluşan tek bir kur. Kapalıçarşı'da farklı bir kur uygulanması; bankacılıkla Kapalı Çarşı arasında anormal öyle bir şey söz konusu değil ama zaten eskiden beri piyasa her zaman hem vergi olmadığı için hem farklı şekilde Kapalı Çarşı'dan bir tık piyasanın üzerindedir. Kapalı Çarşı'ya gidenle bankacılıkta işlem yapan aynı müşteri değil zaten. Dolayısıyla yani Kapalı Çarşı'da oluşan, öyle ikili bir kur sistemi yok bir kere. Ama banka kuruyla Kapalı Çarşı arasında bir her zaman bir fark olabilir mi? Olabilir. Biz, mali sektöre bakacağız. Mali sektör içerisinde oluşan farklı bir kur var mı, ona bakacağız. Eğer öyle bir kur oluşuyorsa o zaman dediğinizde haklısınız. Biz, ikili bir kur uygulamıyoruz. Burada sadece ihracat değil, yurt dışından gelen kaynağı teşvik için ödediğimiz bir prim.