İzmir'de 30 Ekim 2020'de Sisam (Samos) merkezli meydana gelen depremde 37 kişinin yaşamını yitirdiği Rıza Bey Apartmanı'na dair 4’ü tutuklu 9 sanıklı davanın ilk duruşması bugün İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Davada ilk kez hakim karşısına çıkan binanın projesinde mimar olarak imzası bulunan tutuklu sanık Ali Serdar Bayram, projeyi kendisinin çizmediğini, imzayı formalite amacıyla attığını söyledi.

Tutuklu sanıklar Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katılırken, mağdur aileleri, İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel ve kalabalık bir avukat topluluğu salonda hazır bulundu. Duruşmayı CHP İzmir Milletvekili Kamil Oktay Sındır da izledi.

AVUKATLAR SEGBİS İLE SAVUNMA ALINMASINA İTİRAZ ETTİ

Duruşmada ilk olarak müşteki avukatlar, tutuklu sanıkların duruşma salonuna hazır edilmeleri gerektiğini, SEGBİS üzerinden savunma alınmasını kabul etmediklerini belirtti.

Mahkeme heyetinin koronavirüs tedbirleri nedeniyle bu kararı aldığını belirtmesi üzerine müşteki avukatları, yargıda yüz yüzelik ilkesi gereğince sanıkların hazır edilerek savunmalarının alınmasını, müşteki beyanlarının alınması ile bu celsenin devamına karar verilmesini talep etti.  

Savcılık talebi doğrultusunda mahkeme heyeti, müşteki vekilleri taleplerinin reddine ve sanıkların savunmalarının SEGBİS ile alınmasına karar verdi.

"İMZAYI FORMALİTEDEN ATTIM"

Deprem sonrası polisin İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Rıza Bey Apartmanı Fenni Mesul Müdürü Ali Serdar Bayram, SEGBİS üzerinden ifade verdi. Tutuklu sanık Bayram, mesul müdür olarak imzayı “formaliteden attığını” söyledi.

Tutuklu sanıkların ifade işlemleri sırasında SEGBİS sistemindeki arıza nedeniyle adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanan sanıkların savunmasına geçildi.

İZMİR BAROSU DAVAYA MÜDAHİL OLARAK KATILDI

İzmir Barosu, Rıza Bey Apartmanı’nda hukuk bürosu bulunan ve yaşamını yitiren Avukat Ferda Murat Duman ile oğlu Ekrem Özgür Duman'ın müdahilleri olarak duruşmaya katıldı.

Müdahiller adına İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel’in de bir konuşma yapması bekleniyor. Duruşma ifadelerin alınmasıyla devam etti.

"İMZAYI FORMALİTEDEN ATTIM"

Rıza Bey Apartmanı'nın mimarı olarak projede imzası bulunan, tutuklu sanıklardan Ali Serdar Bayram, ifadesinde resmi evrakta mimar olarak formalite amacıyla fenni mesul olarak imza attığını ancak fiili olarak herhangi bir tasarrufta bulunmadığını söyledi. Bayram, "150 gündür cezaevindeyim ve hala neden cezaevinde olduğumu sorguluyorum. Bu olayın meydana gelmesinden dolayı çok üzgünüm. Mimarı görülmeme rağmen bu projeyi ben çizmedim. Fenni mesul olarak görülüyorum ama böyle bir sözleşmem yok. Rıza Bey Apartmanı'nın inşaatının devam ettiği yıllarda İzmir'de bile değildim. Binanın beton sınıfının, beton kalitesinin ne olduğunu, statik yapısı ve hesaplaması gibi konular mimar olarak benim uzmanlık alanımda değil" dedi.

DAVA ERTELENDİ

İfadeler sırasında, yakınlarını kaybeden bazı şikayetçiler ile sanık avukatları arasında tartışma çıkınca mahkeme başkanı duruşmaya ara verdi. Davada SEGBİS'te yaşanan arıza nedeniyle ifade işlemleri yarım kalırken, duruşma 10 Eylül'e ertelendi.

DURUŞMA ÖNCESİ AİLLELER ADALET TALEP ETTİ

Duruşma öncesi İzmir Adliyesi önünde yakınlarını kaybeden aileler açıklama yaptı.

Rıza Bey Apartmanı’nda Feda ve Diren adlı iki çocuklarını kaybeden Emine Yücel, “Rıza Bey Apartmanı’nda iki çocuğumu, iki yeğenimi ve kayınvalidemle birlikte 37 kişiyi kaybettim. Rıza Bey Apartmanı’nın yapımında, denetiminde birçok sorumlu var. Yıkılan binada tam anlamıyla bir ihmaller zinciri yaşanmış. Burasının deprem ülkesi olduğu bilinmesine rağmen görmezden gelinen ihmaller zinciri depremin takdiri ilahi olmadığını gösteriyor. Rıza Bey Apartmanı’nda yaşanan kelimemin tam anlamıyla bir katliamdır. Çocuklarımızın ölümünden sorumlu herkesin yargılanarak hak ettikleri cezaya çarptırılmalarını istiyoruz. Depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen binada sorumluluğu olan kamu görevlilerinin yargılanmamasını doğru bulmuyoruz. Bir an önce tespit edilerek bütün sorumluların yargılanmasını istiyoruz. Bu bir deprem değil, katliamdır” dedi.

Emine Yücel’den sonra konuşan, aynı evde Lena ve Vera adlı iki çocuğunu ve annesi Arife Yücel’i kaybeden Deniz Yücel ise “Rıza Bey Apartmanı özelinde kusurlu olanlar belli. Binada usulsüz gerekli izinler ve ruhsatlar alınmadan yapılan epoksi işlemi var. Kat maliklerinin kafalarına göre yapıp, binamız sağlamdır dedikleri bir işlem var. Bu işlemi hiç kimse yok sayamaz” dedi.