Haber : Fatoş Erdoğan

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Dayanışması, barınma gündemiyle ilgili taleplerini yinelemek ve bu talepleri yükseltirken yaşadıkları güvenlik şiddetine karşı ses çıkartmak için İTÜ Arı Kapı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Açıklamaya İstanbul Üniversitesi Dayanışması, Koç Üniversitesi Dayanışması, Boğaziçi Üniversitesi Dayanışması ve Yıldız Teknik Üniversitesi Dayanışması da destek verdi. 

"YENİ YURTLARIN YAPIMINA BAŞLANMALI"

Basın açıklamasını İTÜ Dayanışması adına Turan Uykun okudu. Uykun, açıklamaya taleplerini yineleyerek başladı:

"Döneme daha başlamadan ülke genelinde yaşanan barınma sorunuyla birlikte tüm öğrenciler ev/yurt arayışı içine girdi. İTÜ’de de durum yurtların geç açılması, fahiş zamların uygulanması ve birçok öğrencinin yerleştirilmemesinde karşılık buldu. Dönemin başından beri sıra arkadaşlarımızdan yükselen ses sonucunda, İTÜ Dayanışması olarak yaşanan yurt krizine dair taleplerimizi ortaya koyduk ve bu talepleri gür bir sesle kampüsümüzde haykırdık. 

Taleplerimizi buradan tekrar edelim:

1. Son 10 senedir İTÜ’de yeni yurt yapılmamasından dolayı körüklenmiş durumdaki barınma sorununun çözülebilmesi için acilen yeni yurtların yapımına başlanması.

2. Kontenjanların devamlı artmasına rağmen yurt kapasitelerinde hiç artış olmaması sonucu yedek listeleri 2000 kişiye kadar uzanıyor. Bu yüzden yedek listesindeki arkadaşlarımızın mağduriyetinin derhal giderilmesi ve yurt kapasitelerinin arttırılması.

3. 2000 TL’ye kadar varan ve öğrencinin ödeyemeyeceği boyutlara ulaşan yurtlara yapılan zamların geri çekilmesi.

4. Okul içerisinde oluşturulan rant kapılarından elde edilenlerin üzerine bir de yurtlar aracılığıyla öğrencinin sırtından kar elde eden vakıfların üniversiteden kovulması.

"ÜNİVERSİTEMİZDE ÖGB TERÖRÜNÜ KABUL ETMİYORUZ"

Taleplerimizin etrafında hızlıca kampüste yankı bulduğumuz halde rektörlük tarafından 2 hafta boyunca taleplerimiz görmezden gelindi. Bir yandan sesimizi afişlerle, pankartlarla ve bildirilerle büyütürken, barınma sorunumuz çözülmediğinden bazılarımız geçici konaklayabileceğimiz yerlere yerleştik. Artık bu çözümlerin de tükenmesi ardından sesimizi daha da yükseltmek için 18 Ekim Pazartesi günü, geceyi Merkezi Derslik Binası’nda geçirmeye karar verdik. Eğitim almak, özgürce bilim üretmek için geldiğimiz okulumuzda en temel ihtiyaçlarımızın karşılanmıyor olması nedeniyle karşılanmayan yurt ihtiyacımızı, kampüste en çok vakit geçirdiğimiz yer olan MED’de kalarak karşılamak istedik. Kütüphanelerde kalan, belki hayatında ilk defa gördüğü akrabalarında kalan arkadaşlarımızın yalnız olmadığını göstermek için hep birlikte bir gece geçirdik. 

Şarkılarla ve oyunlarla süren eylemimiz özel güvenliklerin saldırısıyla son buldu. Okulumuzda karşılaştığımız ilk ÖGB saldırısı değil bu, 2 yıl önce de güvenlikler boğazımıza sarılmıştı. Bugün de kendilerinde bizleri tekmelerle ittirerek üzerimize basa basa Merkezi Derslik Binası’ndan çıkarma haddini buluyorlar. Bunun sebebinin ÖGB’lerin saldırılarının rektörlük emriyle gerçekleşmesi olduğunu biliyoruz. Ayrıca saldırı uygulayan güvenliklere dair hiçbir işlem yapılmıyor olması kampüsteki güvenlik şiddetini meşrulaştıran bir zemin hazırlamaktadır. Bizlere yapılan saldırının İTÜ öğrencisine olduğu kadar barınma talebine ve hakları için mücadele eden tüm öğrencilere, üniversiteleri özgürleştirme mücadelemize olduğunu da biliyoruz. Haklı taleplerimiz için ortaya koyduğumuz iradeyle karşılaşan kayyum rektör İsmail Koyuncu çözümü yurt yapmakta değil, kampüse polis sokmakta ve özel güvenlikleri öğrencilere saldırtmakta bulmuştur. Üniversitemizde ÖGB terörünü kabul etmiyoruz!

"GÜVENLİK TACİZİ TÜM OKULLARDA RUTİN BİR PRATİĞE DÖNÜŞMÜŞTÜR"

Bu saldırılar bugün üniversitelerde yaygınlaştırılmış ve kanıksatmaya çalışılmaktadır. Güvenlik tacizi tüm okullarda rutin bir pratiğe dönüşmüştür. Bu da yetmezmiş gibi kampüslere kolluk kuvvetleri sokulmaktadır. Yıldızda barınma nöbetine edilen müdahalede de, Koç’ta arkadaşlarımızın çadırlarını toplayan jandarmalarda da, kayyum rektörü protesto ettiği için tutuklanan Berke ve Perit’te de bu yıldırma politikasını görüyor ve arkadaşlarımızın yanında olduğumuzu bir kez daha bildiriyoruz.

"ÜNİVERSİTELER BİZİMDİR BİZİMLE ÖZGÜRLEŞECEK"

Üniversitelerin asıl öznesi olan öğrencilerin, hakkını bile savunmasına tahammülü olmayanlar tarafından üniversitelerde 'Okulunuzu bitirin, etliye sütlüye karışmayın' fikri örgütlenmek istemektedir. Fakat bizler deneyimlerimizde ve arkadaşlarımızın gözlerinde görüyoruz ki; bizler bir araya geldikçe haklarımızı alıyor, özgürleşiyoruz. Taleplerimiz etrafında gerçekleştirdiğimiz tüm eylemlilikler boyunca, üzerimize yapıştırılmak istenen 'kayıtsız ve örgütsüz' bir kere daha boşa çıkarmış olduk. Pazartesi günü MED’de verdiğimiz mücadele de bizlere yanyana geldiğimizde, birbirimizin gözlerinden aldığımız güçle ortaya koyduğumuz iradeyi gösterdi. İTÜ’lünün sesini şiddetle susturabileceğini sananlara burdan bir kere daha kenetlenerek sesleniyoruz: Üniversiteler bizimdir bizimle özgürleşecek!"