İstanbul Sağlık Meslek Odaları Koordinasyonu çağrısıyla İstanbul Tabip Odas'ında aşı olmayan yurttaşları ve Sağlık Bakanlığı'nı uyarmak için basın toplantısı düzenlendi.

HABER: FATOŞ ERDOĞAN

"GEÇ KALMADAN ÖNLEM PAKETİ OLUŞTURMAYA ÇAĞIRIYORUZ"

İstanbul Dişhekimleri Odası, İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Veteriner Hekimler Odası'ndan oluşan İstanbul Sağlık Meslek Odaları Koordinasyonu, "Aşı olmak bir tercih değil, toplum sağlığı için gerekli ve vazgeçilmez bir uygulamadır Sağlık Bakanlığı ve ilgili tüm kurumları geç kalmadan bir önlem paketi oluşturmaya çağırıyoruz" dedi.

"DELTA VARYANTININ ÜLKEMİZDE DE YAYGINLAŞMIŞ OLMASI KAÇINILMAZDIR"

Ortak basın açıklamasını İstanbul Tabip Odası başkanı Pınar Saip okudu. Açıklamanın tamamı şu şekilde:

"Pandemisinden en çok etkilenen biz sağlık çalışanları, aşı olmanın bir tercih değil, toplum sağlığı için gerekli ve vazgeçilemez bir uygulama olduğunu vurguluyor, Sağlık Bakanlığı ve ilgili tüm kurumları geç kalmadan bir önlem paketi oluşturmaya çağırıyoruz. Türkiye’de 1 Temmuz itibariyle tüm salgın kısıtlamaları kaldırıldı, çok bulaştırıcı bir tür olan Delta varyantının yaygın olarak görüldüğü ülkelerden gelenlere bile sınırlarımız ardına kadar açıldı. Uzatılmış kurban bayramı tatilinin etkisiyle COVID-19 vaka sayıları, Sağlık Bakanlığı’nın resmî rakamlarına göre bile dört kattan fazla artarak 4-5 binlerden 22 bine ulaştı. Sağlık Bakanlığı netlikle dile getirmese de, tüm dünyada baskın tür haline gelen Delta varyantının ülkemizde de yaygınlaşmış olması kaçınılmazdır. Bugünlerde hastaneye başvuru ve yatışlar artıyor, kapatılmış Covid servisleri ve yoğun bakımlar yeniden açılıyor. İki ay aradan sonra bir hekim arkadaşımız, Dr. Ali İnal, Covid nedeniyle yaşamını yitirdi. Bu gerçeklik yaşanırken, toplumun ancak üçte biri yeterli bağışıklık sağlayacak iki doz aşı olmuş durumdadır. Bu oran toplum bağışıklığı için ulaşılması gereken hedefin çok gerisindedir. Ülkemizde aşılama zaten geç başlamış, aşı tedarikinde aylarca ciddi sorun yaşanmıştır."

"SAĞLIK BAKANLIĞI NET VE ETKİLİ BİR AŞI KAMPANYASI ORTAYA KOYAMADI"

Sağlık Bakanlığı net ve etkili bir aşı kampanyası ortaya koyamadı, yalnızca Sağlık Bakanı’nın attığı ‘tweet’lerle aşı programı yürütmeye çalışıyor. Oysa Sağlık Bakanlığı’nın elinde çok değerli veriler mevcuttur.  Kimin testinin pozitif olduğu, kimin hastaneye yattığı, kimin vefat ettiği, kime aşı yapılıp yapılmadığı, kimin kaç doz hangi aşıyı olduğu kayıtlıdır. Ülkemizde bugüne kadar 75 milyon doza yakın aşı yapıldı. Bu uygulamaya ait gerçek saha verilerinin toplumla ve bilim insanları ile parça parça, ucundan kıyısından değil açıkça ve tam olarak paylaşılması gerekir. Bu verilerin şeffaf bir şekilde paylaşılması ile toplumda oluşan aşı tereddüdü giderilebilir, aşı karşıtlarının bilgiyi çarpıtarak oluşturduğu korku iklimi yok edebilir. Sağlık Bakanlığının bu tutumu, meydanı aşı karşıtı kampanya yürütenlere bırakıyor. Meydanı boş bulanlar, Covid-19 diye bir hastalık olmadığını, aşıyla insanlara çip takıldığını, aşının kısırlık yaptığını, aşı nedeniyle on binlerce insanın öldüğünü iddia ediyor, bu yalanlarla bilimsel doğrular yerine ‘sahte bilim’i savunup, aşı yaptırmamanın kişisel tercih ve özgürlük olduğunu ileri sürerek, aşı çalışmalarını itibarsızlaştırmaya kalkıyor.

"AŞIYI REDDEDEN ÖZGÜRLÜK ALANINI İHLAL ETMİŞ OLUR"

"Kişisel hak ve özgürlükleri elbette savunuyoruz. Ancak bir kişinin özgürlüğü, başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter, kişiler hak ve özgürlüklerini kullanırken başkalarına zarar veremez. Aşıyı reddeden bir hekim hastasının ve çalışma arkadaşlarının, öğretmen de öğrencisinin sağlık hakkını yani özgürlük alanını ihlal etmiş olur."

"HAYATI TEHDİT EDEN CİDDİ YAN ETKİ İZLENMEDİ"

"Dünya ve Türkiye bilimsel ortamından edinilen ve sahadan edindiğimiz bilgiler gösteriyor ki, tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisine karşı geliştirilen aşılar, hastalığın yayılmasında önemli derecede, hastaneye yatışların ve ölümlerin azaltılmasında ise çok yüksek oranda etkilidir. Dünya ve Türkiye’de yapılan faz çalışmaları yanında gerçek saha verileri kullanılan aşıların güvenli olduğunu kanıtladı. Ülkemizde iki tür aşıdan toplam 75 milyon doza yakın aşı uygulandı, her iki tip aşı sonrası hayatı tehdit eden ciddi yan etki izlenmedi."

"HAREKETE GEÇMEYE DAVET EDİYORUZ"

"Bu olgulardan hareketle biz İstanbul’daki sağlık meslek odaları, toplum sağlığı için başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, sivil toplum örgütlerini, medyayı, tüm yurttaşlarımızı bilimsel gerçekler ışığında aşağıdaki önlemlerin alınması için harekete geçmeye davet ediyoruz."

ÖNERİ VE TALEPLERİMİZ 

• Ülkemizde bugüne kadar yapılan aşılara dair gerçek saha verileri (yan etki, koruyuculuk oranı, süresi, aşı türleri arasında farklılık olup olmadığı) şeffaf olarak açıklanmalı.

• Aşı çekincesini gidermek amacıyla Sağlık Bakanlığı, uzmanlık dernekleri, üniversiteler, meslek örgütlerinin gerekirse siyasi partiler ve yerel yönetimlerin de katılımı ve işbirliğiyle etkin bir bilgilendirme kampanyası başlatılmalı.

• Başta sağlık ve eğitim çalışanları başta olmak üzere kamusal hizmet sunucularının aşılanması zorunlu olmalı, aşı olmayı reddedenlerin bu hizmetleri vermesine izin verilmemeli. Okulların eylül ayında açılacağı planlanmışken, 2 doz aşının tamamlanması için uygulamalar derhal başlamalı. 12 yaş üstündeki tüm yurttaşların aşılanması hedeflenmeli.

• Toplu olarak bulunulan kamusal alanlara (okul, yurt, kışla, toplu taşıma, AVM, maç, konser vb) giriş için aşılı olma şartı getirilmeli.

• Aşı takvimi net olarak açıklanmalı, randevu sistemi yerine aşı günü/sırası gelen kişilere ulaşılarak aşı yapılmalı, mevcut sağlık kurumlarına ek olarak merkezi yerlerde aşı istasyonları kurulmalı, ulaşılması zor köy, mezralarda ve tarım işçileri, sığınmacılar gibi çalışan grupları için gezici ekipler oluşturulmalı. 

• Gerçek saha verileri değerlendirilerek, toplum için koruyuculuğu en yüksek aşı türü belirlenmeli, yurttaşlarda kafa karışıklığına ve aşı tereddütüne yol açan “istediğiniz aşıyı tercih edin” tutumundan vazgeçilmeli.

• Pandeminin başından beri hastalıktan korunmada etkinliği gösterilmiş olan önlemler (maske, mesafe, hijyen, havalandırma, kapalı ve kalabalıklardan uzak durma vb) devam etmeli, okullarda sınıf mevcutları azaltılmalı, personel sayısı artırılmalı, kademeli mesai saatleri uygulaması gibi ek önlemler alınmalı.