Şirketler ve bankalar yılın ikinci çeyreğine ilişkin finansal bilançolarını açıklamaya başladılar. Son olarak 6 aylık bilançolarını açıklayan bankalardan Garanti BBVA 21,2 milyar lira, Akbank 21,1 milyar lira ve Yapı Kredi 19,2 milyar lira net kar açıkladı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre, sektör yılın ilk 5 ayında 132,1 milyar lira kar etti. Önümüzdeki günlerde tüm bankaların bilançolarının açıklanması ile yılın ilk yarısına ait tablo daha net ortaya çıkacak. Ancak ekonomistler bankaların karlılık oranlarındaki artışın devam edeceğini belirtiyor.

Ayrıca ekonomistlere göre, bankaların kamu tarafından düşük faizle fonlanması ve bu dönemde bankaların ellerinde tuttukları enflasyona endeksli tahviller bu oranların yakalanmasında önemli bir paya sahip.

DW Türkçe'ye değerlendirmelerde bulunan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Eğitim ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç Dr Atılım Murat, "2021'i yüzde 36 enflasyonla kapattık. Şu an enflasyonun geldiği yer yüzde 80. İlk 6 ayda 42 puan fark var. Bu, her ay 6-7 puanlık artış demek.
"Aynı zamanda Hazine'nin de bir borçlanmaya ihtiyacı var ve yıl başından bu yana enflasyona endeksli tahvilleri ciddi şekilde ihraç etti. Bu tahvillerin neredeyse tamamını bankalar aldı. Faiz düşük olduğu için, faiz düştükçe tahvil fiyatları arttığı için bankalar da bu enflasyona endeksli tahvillerden ciddi şekilde para kazandılar. Kağıt üzerinde karları da ciddi derecede arttı" diye konuştu.

Tam da bu yüksek kar açıklamalarının gölgesinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu'ndan önemli bir çıkış geldi. Hisarcıklıoğlu, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada şirketlerin finansmana erişimde güçlükler yaşadığını ve bankalarla ilgili şikayetler aldıklarını ifade etti.

Hisarcıklıoğlu, "Banka kredilerine ulaşmak zorlaştı. Türkiye'nin her il ve ilçesinden bankalara yönelik şikayetler artıyor. Firmaların kredi talepleri karşılanmıyor veya çok yüksek maliyetler çıkarılıyor. Üretim, istihdam ve yatırım için bankaları daha duyarlı ve yapıcı olmaya davet ediyorum" ifadelerini kullandı.

EN BÜYÜK SORUN FİNANSMANA ERİŞİM

İstanbul Tüccarlar Kulübü Başkanı İlker Önel, şu an iş dünyasının en büyük probleminin finansmana erişim sorunu olduğunu vurguladı. Firmaların bu anlamda gittikçe daha büyük problemler yaşadığının altını çizen Önel, firmaların TL kredilerine ulaşmak için bile bin dereden su getirmek zorunda kaldığını belirtti.

BDDK'nın yüksek karlılık oranlarını gördükten sonra harekete geçtiğini ve bazı adımlar attığını dile getiren Doç Dr Atılım Murat ise, "Kurumlar vergisi yüzde 25 şekilde sabit hale getirildi bankalar için. Bu çok yüksek bir oran. Kart harcamaları tarafından bankalar sıkıştırıldı. Liralaşma stratejisi çerçevesinde enflasyona endeksli tahvillerin kullanılması isteniyor. Yani ekonomi yönetimi bankaların rakamsal karlarını gördükçe, rahatsız olup bankacılık sektörünü sıkıştırıyorlar" diyor.

Buna göre bankalar bu durum karşısında hem bireysel tarafta hem de ticari tarafta kredi verme iştahını düşürüyor. Müşterilerinden yeni taleplerde bulunan bankalar kredi verme şartlarını da zorlaştırıyor.

"YENİ ŞARTLAR ÖNE SÜRÜLÜYOR"

İlker Önel, durumu şu örnekle anlatıyor: "Ben farklı sektörlerde faaliyet gösteriyorum ve 25 yıldır neredeyse aynı banka ile çalışıyorum. Şu ortamda ciddi bir finansman ihtiyacım var. Ama yıllardır çalıştığımız banka bile bizden daha önce talep etmediği şeyleri istiyor. BDDK kararlarından sonra zaten döviz kredisi kullanamıyorduk ama TL kredilerde bile bugün bu parayı nasıl kullanacağımıza dair fatura ibrazı isteniyor."

Bu noktada BDDK'nın topu bankaların üstüne attığını söyleyen Murat, "BDDK bankalara açıkça verdikleri kredilerle döviz alındığı takdirde bunun sorumlusunun yine bankalar olacağını söylüyor" diyor. Murat'a göre bankalar da bu durumda kendilerini riske atmak istemiyor ve faizleri yüksek tutuyor.

İSO TOPLANTISINDA GERİLİM

İstanbul Sanayi Odası, temmuz ayı olağan meclisi toplantısının ana gündem maddelerinden biri de bu konuydu. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun da katıldığı toplantıda konuşan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, küresel risklerin altını çizdi. Bahçıvan, "İhracat pazarları bozulurken sanayici finansman desteğinden mahrum bırakılmamalı" uyarısında bulundu.

İş insanları bu durumun maaşların ödenmesine kadar giden bir zorluğa kapı araladığını ve işletme sermayelerinin riske girdiğini söylüyor.

Artık paranın maliyetinin çok yükseldiğini vurgulayan Önel, "Bu şartlarda yüksek faizli finansmanın maliyetini ürünün maliyetine eklediğimizde kar edemiyoruz" diyor. Önel, bazı dönemlerde temin edilen finansmanın işletme sermayesi olarak kullanıldığını, hatta ay içerisinde personel maaşlarının ödendiğini bu yüzden yaşanan finansman sorununun etkilerinin de ciddi olduğunu anlatıyor.

Murat ise sakin geçen yaz döneminin ardından piyasadaki TL likidite probleminin daha da artabileceği uyarısında bulunuyor. Zira Murat'a göre geçtiğimiz dönemde ticari kredilerdeki güçlü artışın nedeni olarak işletme sermayesi ihtiyacı göze çarpıyordu.

Murat, "O kredi muslukları kısılıyor ama şirketlerin işletme sermayelerine ihtiyaçları devam ediyor. Enflasyonun hala yüksek olduğu bir ortamda eylül-ekim aylarında piyasada bir likidite sıkışıklığı oluşabilir" diyor. Hem sektör temsilcileri hem de ekonomistler finansmana erişimin daha da zorlaştığı bir ortamda ise üretim süreçlerinin aksayabileceğini belirtiyor.