MA’dan Abdurrahman Gö’ün haberine göre, 16 Eylül'de Jîna Emînî'nin(Mahsa Amini) Tahran'da polis tarafından öldürülmesi ardından başlayan eylem ve protestolar İran ve Rojhilat'ın tüm kentlerine yayıldı. Rejim güçlerinin arttırdığı şiddetle sonuç alamayınca gözaltına aldığı yurttaşlardan bazılarını idam ederek sonuç almayı amaçladığı yorumları yapılıyor.

Yargı Sözcüsü Mesud Setayişi 6 Aralık'ta resmi devlet ajansı IRNA'da yer alan konuşmasında, şu ana kadar 7 kişi hakkında idam kararı verildiğini açıkladı. Bu konuşmanın ardından Mohsen Şekarî isimli genç, 25 Eylül'de Tahran'da katıldığı bir eylemde polis (Besic) memurunu sol kolundan bıçakla yaraladığı iddiasıyla 8 Aralık sabahı (bugün) idam edildi. 

Bu haber, eylemlerde gözaltına alınıp benzer gerekçelerle idam cezalarına çarptırılan gençlerin de sessiz sedasız idam edileceği endişesi yarattı. Birçok sanal medya kullanıcısı uluslararası insan hakları örgütlerini de etiketleyerek bu duruma dikkat çekmeye çalıştı. 

Yaklaşık iki buçuk aylık tutukluluğun ardından 23 yaşındaki Mohsen Şekarî'nin idam edilmesi dikkatleri bir anda, şu an tutuklu bulunan ve haklarında idam cezası verilen gençlere çevirdi. Bunlardan biri de Kirmanşanlı 27 yaşındaki Kürt müzisyen ve söz yazarı Saman Yasin (Seyidî). 

SAMAN YASİN İŞKENCE ALTINDA İFADEYE ZORLANDI

Saman Yasin, Tahran'da 2 Ekim'de evine yapılan baskın sonucu gözaltına alındı. Ardından Evin Cezaevi'nde bulunan Savcılık Güvenlik Bürosuna götürüldü. Buradaki işlemlerin ardından Faşafuyeh Cezaevi'ne nakledildi. Burada yaklaşık iki hafta tutuklu kaldıktan sonra Tahran'daki Evin Cezaevi'ne geri getirildi.

29 Ekim'de İran İslam Cumhuriyeti Haber Ajansı (IRNA), aralarında Saman Yasin'in de bulunduğu çok sayıda tutuklu için bir mahkeme duruşmasının yapıldığını bildirdi. Aynı gün, devlet medyası tarafından Yasin'in zorla ve işkence altında alındığı açık olan kimi ifadelerine yer verdi. Saman Yasin'in üç gün boyunca üstü açık soğuk bir yerde tutulduğu, aralıksız şiddete maruz kaldığı ve yüksek bir yerden atıldıktan sonra ifade vermeye zorlandığı bildirildi.

Rejim medyası, Kürt sanatçının "Allah'a düşmanlık" (muharebe) ve "ülkenin güvenliğine karşı hareket etmek amacıyla toplanma ve gizli anlaşma" ile suçlandığını bildirdi.

Saman Yasin'in baskı ve işkence sonucu elde edilen ifadeleri üzerine "Allah düşmanlığı" (muharebe) suçlaması ile yargılanması ve tutukluluk durumu ailesi, insan hakları örgütleri ile Kürdistan ve İran kamuoyunda endişe yarattı. 

AVUKAT HAKKI TANINMADI

9 Kasım'da çocuklarını görmek için Kirmanşan'dan Tahran'a giden aile, Evin Cezaevi'nde bulunan Saman Yasin ile görüştürülmedi. Bunun üzerine Saman Yasin, ailesi ile iletişim hakkının engellenmesini protesto etmek için açlık grevine girdi. Eyleminin ikinci günü cezaevi idaresi, ailenin çocuklarıyla görüşmesine izin verdi. 

24 Kasım'da, Saman Yasin ikinci kez ailesiyle görüşmeyi başardı. Aile, şu ana kadar çocuklarının avukat ile görüşemediğini ve avukat tutma hakkının engellendiğini belirtiyor. 

RACAYÎ ŞEHR CEZAEVİ'NDE HÜCREYE KONULDU

Saman Yasin'in geçen günlerde Evin Cezaevi'nden Tahran'a yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Guhardeşt'te bulunan Racayî Şehr Cezaevine sevk edildiği ve burada hücreye konulduğu belirtiliyor. Bu cezaevinde hücrede tutulması idam endişelerini daha da arttırdı. 

SAMAN YASİN'İN ANNESİ: OĞLUMA YARDIM EDİN İDAM EDİLMESİN

Saman Yasin'in annesi sanal medyada paylaştığı videoda, herkese çağrıda bulunarak oğlunu idamdan kurtarmalarını istedi. Anne, "Ben Saman Seyidi'nin annesiyim. Sizler onu Saman Yasin olarak tanıyorsunuz. Oğluma idam cezası verildi. Avukat hakkı tanınmadı. Sizlere, insan hakları örgütlerine, herkese çağrımdır: Oğluma kavuşmama yardım edin.  

Dünyanın neresinde bir çöp tenekesi için öldürülen bir insan gördünüz? Benim oğlum sanatçı o bir isyankar değil. Yüreği yanan bir anneyim. Oğluma yardım edin. Oğlum idam edilmesin."

AİLENİN AVUKATI: NE YAZIK Kİ CEZA DEVRİM MAHKEMESİ'NDE VERİLDİ

Ailenin avukatı Muhammed İsmail Beygî, "Saman Yasin'e idam cezası verilmediği" yönündeki kimi iddialara yanıt olarak sanal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Bugün, (08 Aralık) Saman Yasin'den (Seyidî) vekaletname almak için cezaevine gittim, ancak her zamanki gibi dosyanın gizliliği bahanesiyle vekalet almam engellendi. Ne yazık ki, cezası Devrim Mahkemesi'nde verildi ve temyiz için Yüksek Mahkeme'ye gönderildi" diyerek Yüksek Mahkeme tarafından gelecek kararı beklediklerini duyurdu. 

EYLEME KATILANLAR HAKKINDA İDAM KARARLARI VERİLİYOR

Ali Moazzami Goudarzî, Muhammed Biroqanî ve doktor Hemîd Qarahesenlu gibi isimlerin de idam cezasına çarptırıldığı belirtiliyor. Yine 6 Aralık'ta görülen bir mahkemede, 3 Kasım'da Karac-Kazvin Karayolunu trafiğe kapatan kitleye müdahale sırasında yaşamını yitiren polis (Besic) Ruhullah Acmaîn'i öldürme iddiasıyla yargılanan 16 kişiden 5'i hakkında idam cezası verildi. 18 yaşından küçük üç çocuğun da aralarında bulunduğu 11 kişiye de 25 yıla kadar ağır hapis cezaları verildi. Kararın temyiz edileceği belirtildi.