İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, son bir haftada yaşananlarla ilgili olarak Cumhuriyet gazetesine özel açıklamalarda bulundu.

İmamoğlu, hapis ve siyasi yasaktan cumhurbaşkanlığı adaylığına kadar her konuda konuştu. Kendisini hedef alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da yanıt veren İmamoğlu, “Bu saatten sonra onun kâbusuyum” dedi. 

DOLU DOLU KUMPAS

- Size verilen cezanın ardından Erdoğan “Bizansvari taht oyunları”, MHP lideri Devlet Bahçeli ise “Saraçhane kumpası” ifadelerini kullandı. Yorumunuz nedir?

Şantaj, kumpas, tuzak denilen şeyler mahkeme sürecinin içinde dolu dolu var. Atanan hâkimin adil davranma gayreti üzerine sürülmesi, yeni heyetin getirilmesi. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) başkanının siyasi bir yol haritası çizmesi, bir bakanın “Şöyle alırım, böyle almam” demesine kadar içinde kumpas, tuzak, şantaj hepsi var. Böyle sıfatlar masanın gündeminde yalnızca “bunları bertaraf etme düşüncesi” olarak var.

- Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na sizinle ilgili ‘başka ebeveynler arıyor’ ifadelerine ne dersiniz?

Herkesin ebeveyni belli. Bunu da hakeret kabul edebilirim ama gündemime dahi almıyorum. Genel başkanımızın baba oğul ilişkisi ifadelerinden gurur ve onur duyuyorum. Yarın da abla kardeş ilişkisine takılabilir. Çünkü muhalefetteki bu dayanışma, işbirliği en zor anda bile ayakta kalabilmesi onların akıllarını karıştırdı. Böyle sataşmalara devam edecekler. 

"VAHLANIYORLARDIR"

- Kılıçdaroğlu ve Akşener’in grup toplantıları eleştirileri boşa çıkarmadı mı? 

Erdoğan, “Ben burayı neden karıştıramadım” şaşkınlığı yaşıyor. Bugünkü konuşmasından o anlaşılıyor. Tam amacıma vardım derken biri, “Baba, oğul” dedi. Biri, “abla kardeş” ilişkisini ortaya koydu. Erdoğan şimdi vahlanıyordur. 

- Size verilen cezayla ilgili birçok senaryo çiziliyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

Mülk edinme duygusuna sahip iktidar mensupları var. Benzerini ülke için yaşatıyorlar. İstanbul için “Kazansanız da vermeyiz” duygusunu yaşattılar. Ne oldu millet farkı 806 bin oya çıkarttı. Bunu mülk edindiklerini düşündükleri için kabul edemiyorlar. Gelinen noktada “İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır” diyen anlayış bu korkuyu kapısında hissediyor. Bu korku yüzünden ana aktör gördüğü insanları da kumpas, şantaj duygularıyla bertaraf etmeye çalışıyor. Onları şaşırtacak derecede cesur ve onlardan birkaç kat daha yetenekli bir Karadenizli olduğumu unutuyor. Bu saatten sonra cumhurbaşkanına tek tavsiyem şudur; sahayı mertlikle dizayn etsinler.  

"TEDBİR ALACAĞIZ"

- Seçim sırasında da namertlik olabilir mi?

Her şey olabilir. Ben değil, YSK başkanı söylüyor. “Mertçe mücadele edeceğiz” deniyorsa, istinaf bunu bozsun. Namertlik düşünceleri için de tedbir aldık, bunu da bilsin. Nasıl İstanbul seçimlerinde tedbir aldıysak Türkiye seçiminde de daha güçlü bir anlayışla tedbirimizi alacağız. Mahkeme olayı, kurdukları kumpas sürecine aldanmayan 6’lı masa, Kılıçdaroğlu ve Akşener, gösterilen uyumlu bakış onları iyice alabora etti. Her akşam beni rüyasında gördüğünü düşünüyordum ama bu saatten sonra onun için kabusa döndü.

KÜRSÜYE ÇIKSAYDI NE DERDİ?

- CHP’nin grup toplantısında konuşma için davet edilmeyi bekliyor muydunuz?

Genel başkanımız, “Seni yarın grupta, yanımda görmek istiyorum” dedi ve ben o şekilde gittim. Dava süreciyle ilgili sohbet ettik. En son Meclis’teki makamına 2013’te Beylikdüzü aday adayı iken “Ön seçim istiyoruz” talebimi iletmeye gitmiştim. Kürsü işi hiç geçmedi. Şu vardı tabii aklımda. Olur da çağırır, yanına davet eder. Bana da bir şeyler söylemek düşer. Elbette kafamda hazırladığım bir şey vardı. Hem daveti için teşekkür etmek, hem TBMM kürsüsünde olmanın verdiği gurur. Dava sonrası başta genel başkanımızın ve diğer parti liderlerine teşekkür ederdim. Her şeyin çok güzel olacağı bir yıla giriyoruz deyip birliktelik mesajı vermeyi kafamda canlandırdığım bir metin hazırlığım vardı. Ama öyle bir beklentim yoktu. 

- İYİ Parti’den gruplarına da katılma daveti geldi mi?

Hayır. 

- Karar İmamaoğlu’nun mu Türkiye’nin mi önünü tıkıyor?

Demokrasiye yapılan her müdahale Türkiye’nin önünü tıkar. Bunu başarısız kılmamız gerek. Öyle yaparsak Türkiye’nin önü açılır. Hukuksuz biçimde verilen tüm kararlar için geçerli bu. Arkadaşlarımız içeride, Demirtaş içeride şu an. Aileleri kötü durumda.