İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Vakfı aracılığıyla bu yıl üçüncüsünü düzenledikleri kurban bağışından elde edilen konservelerin 232 bin haneye dağıtımını başlattı. İmamoğlu, “Biz, İBB olarak, göreve geldiğimiz ilk günden itibaren bu sıkıntıyı dert edinen ve bunu, ‘Ekonomi Büyükşehir Belediyesi’nin sorunu değildir’ demeden, ‘İlave hangi metotlarla daha büyük katkıları nasıl sunabilirizin' arayışına geçtik. Ülkemizde uygulanan politikalar, vatandaşlarımızı olabildiğince yalnız bıraktı. Ama biz, bu süreçte ortaya koyduğumuz kabiliyetlerle, ortaya koyduğumuz yeni uygulamalarla, 1,5 milyonu aşan haneye bir şekilde dokunan yardımlaşma ağlarını oluşturmuş olduk” dedi.

İBB, 2020 ve 20221 yıllarında yaptığı gibi geçen Kurban Bayramı öncesinde de internet üzerinden başvuru yöntemiyle bir bağış kampanyası düzenledi. Büyük ilgi gören kampanyaya, 12 bin 85 bağışçı katılıp, hissedar oldu. Bu kapsamda bin 728 kurbanlığın kesimi gerçekleştirildi. Kavurma, kelle paça çorbası, işkembe çorbası ve kemik suyu, konservelenen etler, 21 günlük dinlenme süresine alındı. Yaklaşık 232 bin ihtiyaç sahibi aileye ulaştırılacak olan konserveler, İBB’nin Zeytinburnu’ndaki depolarına ulaştı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu; CHP PM üyesi Gökhan Günaydın, İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar ve İstanbul Vakfı Başkanı Perihan Yücel ile birlikte kurbanlıklarının dağıtımını başlattı.

Dağıtım öncesinde konuşan İmamoğlu şunları söyledi:

“UZUN BİR EMEĞİN SONUCUNDA BULUŞUYORUZ: Bugün, uzun bir emeğin sonucu, güzel bir anda buluşuyoruz. Bazen yaptığınız işler vardır, sonucu bu ana ulaştığında ve sonrasında, insanları mutlu ediş biçiminde böyle kıymetli bir aracılığı başardığınızda, gerçekten çok büyük bir manevi huzur hissedersiniz. Şu an İBB ve İstanbul Vakfı olarak bizler, başlattığımız bu sürecin o huzurunu yaşıyor durumdayız. Türkiye'mizin açık ara en büyük sorunu, ekonomi. Artık yüzde 80-85 oranında vatandaşlarımız geçim sıkıntısından, hatta beslenememekten hatta ihtiyaç duyduğu acil gıdaları alamamaktan bahsetmekte. Ki bu oran, ne yazık ki İstanbul gibi metropollerde daha büyük sıkıntılı sayılara ulaşmakta. İstanbul'da, özellikle sofralarına et girmeyen, sağlıklı ve insanları geliştiren, besleyici gıdaya erişemeyen yüz binlerce ailemiz var. Bu bizim tespitlerimiz sonucu söylediğimiz, ne yazık ki gerçek rakamlar. Bebekler süte ulaşamıyor. Henüz gelişme çağındaki çocuklar, gençler ne yazık ki evlerde, sofralarında bu besleyici gıdalara erişemiyorlar.

HALK SÜT’E ASKIDADA FATURA’YA NEDEN İHTİYAÇ DUYULUYOR: Biz, İBB olarak, göreve geldiğimiz ilk günden itibaren bu sıkıntıyı dert edinen ve bunu, ‘Ekonomi Büyükşehir Belediyesi’nin sorunu değildir’ demeden, ‘İlave hangi metotlarla daha büyük katkıları nasıl sunabiliriz’in arayışına geçtik. Ve bugün en önemli görevimiz; saydığımız bu alandaki farklı hizmetlerimizle, birçok dayanışma projesini yaşama geçirdik. Halk Süt, Askıda Fatura, Anne Kart, Yeni Doğan Bebek Paketi, Anne Bebek Destek Paketi, öğrenci burslarımız ve son dönemde hayata geçirdiğimiz Kent Lokantalarımız bunlardan bir kısmı. Baktığınızda Halk Süt’e niye ihtiyaç duyuluyor ve niye artık 180 bine yakın çocuğumuza erişiyor? Ya da bugün yine baktığınızda artık 500 bin faturalara giden Askıda Fatura’ya niçin ihtiyaç duyuluyor? 2018 itibariyle konuştuğumuz ekonomik sıkıntı, 2019’da yerel seçimde de gündemdi. Ve sonrasında pandemi, hayata bambaşka bir sorunlu bir süreç oluşturdu. Ki bu dönemde de ne yazık ki ülkemizde uygulanan politikalar, vatandaşlarımızı olabildiğince yalnız bıraktı. Ama biz, bu süreçte ortaya koyduğumuz kabiliyetlerle, bahsettiğimiz bu ortaya koyduğumuz yeni uygulamalarla, neredeyse artık 100 binlerce diyeceğimiz, 1,5 milyonu aşan haneye bir şekilde dokunan yardımlaşma ağlarını oluşturmuş olduk.

SORUMLULUĞUMUZU YERİNE GETİRİYORUZ: Burada geleneklerimize, göreneklerimize, inancımıza uygun bir biçimde bütün uygulamalarımızı yaptık. Bu da neydi? Elbette ki veren elin alan eli görmediği ve hiçbir vatandaşımızın, hiçbir hanenin, hiçbir çocuğumuzun asla rencide olmadığı bir sistemle, yardımlaşma sürecini başardık. İslam dini dayanışmayı, kardeşliği, birlik ve beraberliği öğütlüyor. Dolayısıyla dinimizin gereği olan bu anlayışla ortaya koyduğumuz bütün bu faaliyetlerde, sizler de şahitsiniz ki 3 yıl boyunca ne bir fotoğraf görebilirsiniz ne de bir vatandaşımızın rencide edildiği bir anı görebilirsiniz. Bunun çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Çünkü bizim hizmet anlayışımızda şu realite var: Biz, bugün sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Tabii ki ülkeyi yönetenlerin bir başka sorumluluğu daha var. Ülkede yoksulluğu bitirmek. Yoksulluk bittiğinde elbette bizler o zaman ülkemizde başka şeyleri konuşuyor oluruz. Ama bugün yoksulluk var ise, bizler de bu sürecin çözümüne katkı sunmak durumunda olan yöneticileriz.

ÇOCUKLARIMIZIN GELİŞİMİNE KATKI SUNACAK: Kurban kesimleri İslami usullere uygun bir biçimde gerçekleştirildi. Gördüğünüz gibi, burada hem kesilen kurbanlardan konserve elde ediyoruz, kavurma yapıyoruz hem aynı zamanda işkembe çorbamız var, kemik suyu var. Yani burada ortaya koyduğumuz ürünlerle, aslında insanlarımızın evine sadece bir gıda değil, aynı zamanda o evdeki çocuklarımızın, ailelerin gelişimine katkı sunacak ürünleri hazır hale getiriyoruz. Bu bir emek süreci. Dağıtımıyla beraber yaklaşık 3-3,5 ayımızı alan çok titiz bir çalışma. Hem dini vecibelerini onların adına titizlikle, belki yaşayacakları zorlukları da onlara yaşatmadan onlara destek olarak bu sonuca erişiyoruz.

3 YILDA 580 BİN HANEYE KONSERVE ULAŞTIRMIŞ OLDUK: Yaklaşık 43,5 milyon lirayı aşan bir bağış elde ettik. Bugün de ortaya konan 232 bin konservemizi yola çıkartıyoruz ve ailelerimize ulaştıracağız. Şöyle bir geçmişe baktığımızda; yaklaşık olarak biz, 580 bine yakın eve 3 yılda konserve ulaştırmış olduk. Bu da çok değerli bir başarı haline geldi diyebilirim, amacına ulaştı. Bunun daha da büyüyerek bir geleneğe dönüşmesini, bugün başlattığımız bu hamlenin çok daha büyük sayılara ulaşacağını bugünden görüyorum. Hem insanlarımızın ibadetlerine kolaylık hem bugüne dönük gereğini yerine getirmek -ki kurban eti zaten paylaşılması büyük oranda maksadıyla gerçekleştirilen bir ibadet- yönüyle de çok çok değerli bir işi başardığımızı görüyorum. Şu anda bu konservede, orada belki kazanda kaynayan binlerce insanımızın bağışladığı etlerin birbirine lezzetinin karıştığı bir biçimde, 232 bin haneye dağılacak ve o lezzetle insanlarımız buluşacak. Çok çok mutluyuz. Bütün emek veren arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Hem Allah kabul etsin bağışlayanlara hem de afiyet olsun kıymetli hemşerilerimize.”

İmamoğlu ve beraberindeki heyet, konuşmanın ardından, İstanbullu ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak ilk konserveleri, İBB araçlarına yükledi.