İstanbul Ünivesitesi’nde araştırma görevlisi olarak çalışırken OHAL KHK’siyle uzaklaştırılan Dr. Mehmet Cemil Ozansü’ye YÖK’ten telefon açılarak geri dönebileceği söylendi. 

Konuya ilişkin sosyal medya hesabından paylaşım yapan Ozansü “Biz 29 Ekim 2016'da üniversitelerden atıldık. O günden beri hiçbir mahkeme vs. görülmedi. Tam altı yıl sonra, şimdi bir telefon geliyor ve kabul kararı verildi deniyor. Bu arada bize sürgün var aslında. Aynı üniversiteye dönmüyorsun, taşrada bir üniversitede çalışabiliyorsunuz. Hiçbir açıklama yok, öyle oldu şöyle oldu şundan yaptık diye.

Peki soruyorum bu OHAL Komisyonu neden altı sene bekledi? Yani benim gözlemlediğim solcuların dosyalarını sona attılar. Politik bir tercihte bulundular. Burada gaye, yani OHAL faaliyeti içerisine Eğitim-Sen'lilerin katılmasının sebebi üniversitelerden kamucu, cumhuriyetçi solu temizleme gayretiydi. 6 senede bunda başarılı oldular. Solcuları üniversiteden tasfiye ettiler”ifadelerini kullandı.

“İSTEDİKLERİ TASFİYEYİ, KAFALARINA GÖRE YAPTILAR”

Komisyonda görev alan, bu kararları veren kamu personellerinin bilinmediğini belirten Ozansü, “Komisyondakiler, üniversitelerde görev alanlar kim, neye göre karar verilmiş hepsi belirsiz. Kurum kanaati deniyor, içeriği boş. İstedikleri tasfiyeyi, kafalarına göre yaptılar. Bu kişiler hukuken suç işlemişlerdir ve yargılanmaları gerekiyor. Yargılanamıyor bu insanlar şu an. Açıkça Anayasa'ya aykırıdır. Hiç bir kamu görevlisinin yargının önüne çıkmama hakkı yoktur” diye konuştu.

“TERÖR İLTİSAKLISI OLARAK ANDILAR, ŞİMDİ DÜZELTMELİLER”

Bununla ilgili hukuki süreçleri sürdüreceklerini belirten Ozansü, bir itirazını daha şöyle anlattı:

“Resmi Gazete'de bizim adımızı terör iltisaklısı olarak andılar. Şimdi, altı yıl sonra bir telefon ediliyor ‘yanlış yaptık' deniliyor. Bizim talebimiz, bu durumun adımız anılarak tekrar aynı usulle düzeltilmesi gerekiyor. Siz bizlere, nasıl terör iltisaklısı deyip öyle bırakabilirsiniz. Bu da haysiyet ihlalidir.”

Barış akademisyenleriyle birlikte Eğitim-Sen üyesi akademisyenler de aynı dönemde üniversitelerden ihraç edilmişti. Bu dönemde OHAL Komisyonu, hukukçular tarafından yargı yollarını kesmek için kurulduğu gerekçesiyle eleştirilmişti.