İnsan Hakları Derneği (İHD) 1990’lı yıllardan günümüze insan hakları alanında çalışma yapan bir kuruluş. İHD’ye genellikle işkence ve kötü muamele başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerle ilgili başvurular yapılıyor. Ekonomik krizin etkisini göstermesi üzerine bu başlıkta da İHD’ye başvurular olmaya başladı.

YOKSULLUK İHD BAŞVURULARINA DA YANSIDI

İHD’nin insan hakları ile ilgili hazırladığı raporlarda dönem dönem “Ekonomik ve Sosyal Haklara Yönelik İhlaller” başlığında yaşanan ihlaller de yar alıyor. Bu başlıkta yapılan başvurular daha çok ihraçlar, işten atılmalar ve ekonomi temelli yaşanan sorunları kapsıyor. Ancak 2020 yılından bu yana İHD’ye yapılan başvurularda geçim, yoksulluk ve yoksullaşma öne çıktı. Yaşanan ekonomik kriz İHD başvurularına da yansıdı.

BAŞVURULAR 2020’DEN SONRA ARTTI

Yapılan başvurular ile ilgili Artı Gerçek’e konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, İHD’ye genellikle işkence, kötü muamele, cezaevlerinde yaşanan hak ihaleleri gibi temel hak ve özgürlüklerle ilgili başvuruların olduğunu hatırlattı. Ekonomi temelli başvuruların pandemi ile birlikte 2020 yılından bu yana arttığını söyleyen Abdullah Zeytun, “Öncesinde daha çok yakınları cezaevinde olan kişilerden ya da herhangi bir engeli, dezavantajlı durumu olan bireylerden başvuru alırdık. Şimdi ise toplumun hemen hemen tümüne ilişkin böylesi başvurular geliyor” dedi.

'HALK GEÇİNEMİYOR'

İHD’ye yapılan başvurularda dile getirilen sorunlar toplumun yaşadığı sorunları gözler önüne serer nitelikte. Artış yaşanan başvuruların tümü geçim sorunu ile ilgili. İHD’nin nakdi yardım yapacak bir kurum olmadığını başvuruda bulunanlara anlattıklarını ifade eden Zeytun, “Başvuruda bulunan kişiler kazandıklarının masraflarına ve çocuklarının eğitimine yetmediğini, yüksek faturalar sebebiyle ekonomik zorluklar yaşadıklarını ifade ediyorlar. Direkt başvurularda aylık kirasını ödeyemediğini, faturalarını ödeyemediğini söyleyenler ve dolayısıyla nakdi destek isteyen var. Elbette kendilerine nakdi destek sunabilecek bir kurum olmadığımızı iletiyoruz. Yine de sosyal ve ekonomik haklar yönünden çok büyük bir gerilemenin olduğunu bu başvurulardan anlıyoruz” diye konuştu.

'DİĞER BAŞVURULARLA EŞİT NOKTAYA GELDİ'

Ekonomik kriz temelli yapılan başvuruların oranlarının sadece İHD’ye yapılan başvuru sayısı ile anlaşılamayacağını ifade eden Zeytun, kayda geçmeyen başvuruların da olduğunu söyledi. Bazılarının sadece mesaj atarak, ya da kişisel olarak arayarak bilgi aldığını anlatan Zeytun, “Ekonomik temelli başvuruların diğer başvurularla eşit seviyede olduğunu söyleyebilirim. Belki bir hapishane, işkence veya toplumsal gösteri alanında yaşanılan kadar olmasa da, ciddi bir rakama tekabül ettiğini söyleyebilirim. Yüzde 15-20 bazında ekonomik başvuru olduğunu söyleyebilirim. Çünkü bu başvuruların hepsi yansımıyor. Günde en az 5-6 yurttaş bize telefonla ulaşıyor. Taleplerini telefonla iletiyor. Nakdi destek veren kurum olmadığımızı, ama başvuruyu almak istediğimizi söylediğimizde ‘Yok siz öyle bir kurum değilseniz sadece bilgi amaçlı aradık’ diyorlar. Bunu da hesaba kattığımızda başvuruların olandan daha fazla olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.

'ETNİK TEMELLİ EKONOMİK AYIRIMCILIK'

Başvuruda bulunan aileler yoksul kesim. Ülkede yaşanan ekonomik kriz nedeniyle geçinemediklerini ifade etseler de, geneli bu yoksulluğun bölgeler arası uygulanan ayırımcılıktan kaynaklı olduğunu düşünüyor. İHD’ye başvuranların burada yaşayan yoksul Kürt aileleri olduğunu ifade eden Zeytun, “Mevsimlik işçiliğin ve getirisinin düşüklüğü, sonrasında batıya mevsimlik işçi olarak gidenlerin yaşadıkları öne çıkıyor. Yaşadığı ekonomik zorluğun sebebinin Kürt olmalarından kaynaklandığını fade ediyorlar. Etnik temelli bir ekonomik ayırımcılığa uğradıklarını ifade ediyorlar” dedi.

'BU TAPLO YATIRIMIN SADECE GÜVENLİĞE YAPILDIĞINI GÖSTERİYOR'

İHD’nin ekonomik ve sosyal haklar yönünden daha önce de başvurular aldığını, bu başvurular ile ilgili bilgilerin önceki dönem raporlarında da yer aldığını hatırlatan Zeytun, şunları söyledi: “Ancak son bir iki yılda bu başvurular çok arttı. Bunlar bir iki yıl içerinde yaşanan kriz neticesinde olan başvurular. Bu kadarda İHD’nin gündemine gelebilecek bir artışı doğrusu son dönemde ilk kez görüyoruz. Buda doğrusu güvenliğe, otoriter politikalara dayanıyor. Bütün sosyal, ekonomik yatırımın o alanlara harcandığını da gösteriyor. Böylesi bir ekonomik sebeple gelen başvurular İHD’ye bu kadar artmışsa çok üzerinde düşünülmesi gereken bir durum olduğunu düşünüyoruz.”