İHD Bitlis Şubesi, Garzan Mezarlığı’nda 267 cenazenin çıkartılmasına ilişkin yaptığı inceleme sonucunda “Mezarların içi boş, cenazelere ait herhangi bir kemik ya da başka bir materyale rastlanmamıştır” tespitinde bulundu.
[mks_dropcap style="letter" size="52" bg_color="#ffffff" txt_color="#000000"]İ[/mks_dropcap]nsan Hakları Derneği (İHD) Bitlis Şubesi, Yukarı Ölek köyünde bulunan Garzan Mezarlığı’nda ailelerin haberi olmadan çıkartılan ve İstanbul Adli Tip Kurumu’na gönderilen 267 cenazeye ilişkin rapor hazırladı. Yetkili heyetin 24 Aralık 2017 tarihinde mezarlıkta gerçekleştirdiği incelemeler sonucunda yıkımın iş makineleriyle yaptırıldığı belirtildi. İHD, TİHV, ÖHD SÜRECE MÜDAHİL OLDU Ailelerin başvurusu üzerine yıkım alanında yapılan incelemeler ise şöyle aktarılıyor:
  • Mezarlık alanının muhtemelen iş makineleri ile yıkıldığı görüldü. Cenazelere ait herhangi bir kemik ya da başka bir materyale rastlanmadı.
  • Mezarların içinin boş olduğu, beton ve moloz yığınının yoğun olarak görüldüğü, mezarlık alanında çok sayıda kırılmış, üzerlerinde çeşitli yazılar, semboller olan mermer parçaları ile sarı kırmızı ve yeşil renkli boyalı beton ve metal demir parçalarının varlığı tespit edildi.
  • Derneğe şu ana kadar beş ailenin başvuru yaptığı belirtilen raporda, İHD, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği’nin (ÖHD) sürece müdahil olduğu açıklandı.
NE OLMUŞTU? Bitlis merkeze bağlı Yukarı Ölek köyü kırsalında bulunan ve farklı zamanlarda yaşamını yitirmiş 267 PKK'li mezarının bulunduğu Garzan Mezarlığı iş makineleriyle yıkılmış, mezarlar açılarak cenazeler İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilmişti. Bir ailenin Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı başvuru ile olay medyaya yansımıştı. Ardından ailelerin, avukatların ve insan hakları örgütlerinin girişimleri sürerken konuya dair sessizliği koruyan Bitlis Valiliği günler sonra bir açıklama yaparak, ailelerden izinsiz yapılan işlemlerin imam ve Cumhuriyet Başsavcılığı nezaretinde Adli Tıp Uzmanı tarafından tek tek “yasal mevzuata uygun muhafaza altına alınarak yapıldığını” ileri sürmüştü.