Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Antalya Şube Eş Başkanı Şükran İçöz, çalıştığı Aile Sağlığı Merkezinde bir erkek tarafından öldürülen hemşire Ömür Erez hakkında açıklamalarda bulundu. Şükran İçöz, “Kadına ve sağlıkçıya yönelik her türlü şiddeti durduralım! Şiddete karşı sesimizi yükseltelim" dedi.

İçöz, "Sözün bittiği yerdeyiz! Tahammülümüz kalmadı! Nefes alamıyoruz! Tükendik! Güvenli ortamlarda çalışmıyor, her an şiddet tehdidi altında inanılmaz bir stresle yaşıyoruz. Kadına ve sağlık emekçilerine yönelik şiddet her geçen gün her geçen dakika artıyor. Şiddet pandemisi ile karşı karşıyayız. Biz artık bir meslektaşımızın kılına dahi zarar gelmesini istemiyoruz. Bir şiddet failinin daha serbest bırakıldığını, bir suçun daha cezasız kaldığını görmek istemiyoruz. Artık bağlı bulunduğumuz bakanlığın ölüm sessizliğine tahammülümüz kalmadı. Ölüyoruz! Ve hal böyleyken çalışamıyoruz. Bırakın çalışmayı nefes dahi alamıyoruz" dedi.

"Dün ise çok acı bir haberle sarsıldık. Hiç birimiz bunun gerçek olduğuna inanmak istemedik. İstanbul Kartal’da bir Aile Sağlığı Merkezi’nde çalışan hemşire arkadaşımız silahlı saldırıya uğradı ve hayatını kaybetti. Bu ülke kadınları korumuyor! Kadınlar her gün tanıdığı ve hatta tanımadığı erkekler tarafından şiddete maruz kalıyor ve gerekli mercilere başvurduklarında, hayatları için koruma istediklerinde bile yalnız bırakılıyor" diyen İçöz şunları söyledi:

"BİZ SAĞLIKÇILAR YAŞAMAK VE YAŞATMAK İSTİYORUZ"

"Kadınların can güvenliğinin olmadığı bir atmosferde,  iktidar kadına yönelik şiddeti önlemek ve kadın kazanımlarını geliştirmek yerine, kadın düşmanı politikaların sürdürücüsü olmaya devam ediyor. Cezasızlık politikasından ve iktidarın kadın düşmanı politikalarından cesaret alan erkekler her gün en az 3 kadını katlediyor. Bu ülkede kadınlar her gün  evde, işte, sokakta, erkek şiddetine maruz kalmakta, toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı her alanda saldırı gelişmekte.  Bu ülke kadına yönelik şiddet faillerini cezalandırmıyor! Bu ülke kadına yönelik şiddeti teşvik ediyor!  Ömür Erez yalnızca bir erkek tarafından katledilmedi. İstanbul Sözleşmesi’ni feshedenler, tacize, tecavüze, istismara, kadın katliamlarına, LGBTİ+lara yönelik nefret söylemleri ve ekranlarda cinsiyet eşitsizliğini savunan siyasetçiler, erkek yargı, kadın düşmanı politikalar katletti."

"Evet biz sağlıkçılar yaşamak ve yaşatmak istiyoruz" diyen Şükran İçöz, "Nasıl bir sağlık hizmet düzenidir ki, resmi rakamlara göre bile her gün 50 sağlık çalışanı sözlü ya da fiziksel olarak şiddete maruz kalmaktadır. Hastaneler artık sağlıkla değil şiddetle anılmaktadır. Mevcut sağlık sisteminde herkes mutsuz, en çok da sağlık emekçisi mutsuzdur. Sağlıktan mutlu olan tek kesim sağlıkta dönüşüm sayesinde oylarımız artmıştır diyenlerdir. Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım servis kapısını barikat ile kapatmaya çalışan sağlık çalışanları halen hafızalarımızdadır. Hasta yakınlarının tekmeli saldırısına uğrayan gebe hemşire, kafasında mermer blok kırılan hekim, boğazı kesilmeye çalışılan sağlık emekçisi, her gün her dakika elinde bıçakla, tabancayla sağlık emekçilerini canlarıyla tehdit eden yeni bir hasta yakını haberi almaktayız" ifadelerini kullandı.

"ŞİDDETLE YÜZ YÜZE KALAN SAĞLIK EMEKÇİLERİNE SAHİP ÇIKMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ"

"Artık yeter, sağlık emekçilerine yaptıkları işe yabancılaşmış durumdadır. Hayatlarıyla meslekleri arasına sıkıştırılan, emeklerinin karşılığı ödenmeyen sağlık emekçileri bu cendereden kurtuluş olmadığını düşünmekte, mesleklerini yurtdışında yapmanın imkânlarını araştırmaktadır. Memlekette kalanlarsa özellere akın etmektedir. Kendisi de bir özel hastane zinciri patronu olan Sağlık Bakanı bu durumdan hoşnut bile olabilir ancak bundan zarar görenler yine özellerde çalışan sayısı arttıkça mali haklarında gerileme yaşayacak olan, iş güvencesinden mahrum bırakılmış sağlık emekçileri olacaktır" diyen İçöz, "Gerekli önlemlerin alınması için daha ne beklenmektedir? Şiddete daha ne kadar seyirci kalınacaktır? Hekim, hemşire, ebe, teknisyen, idari memur, sağlık işçisi, bu ülkenin tüm sağlık emekçileri olarak bizler şiddete, şiddeti özendiren tüm politikalara karşıyız. Kadına yönelik her türlü şiddete karşı İstanbul sözleşmesinden ve sağlıktaki şiddete karşı etkin mücadeleden asla geri adım atmayacağız. Şiddetle yüz yüze kalan tüm sağlık emekçilerine sahip çıkmaktan vazgeçmeyeceğiz" vurgusu yaptı.  

Şükran İçöz, "Bugün startını verdiğimiz ve 28 Ocağa kadar sürecek olan 'sağlıkta şiddeti durduralım' temalı bir dizi eylem etkinlikler yapacağız. Bu süre boyunca işyerlerimizde siyah kurdele ve kokart takacak, şiddete karşı kitlesel basın açıklamaları gerçekleştirecek, bu açıklamalar sırasında şiddete karşı korunmadığımızı ifade etmek için baret, kalkan gibi sembolik koruyucu ekipmanlar giyeceğiz. Yine maskelerimize sağlıkta şiddeti protesto eden yazılar yazacak, üyelerimiz ve yöneticilerimiz tarafından hazırlanacak kısa videoları sosyal medyada yaygın dolaşıma sokacak, bu dönem içinde yapılacak tüm eylem ve etkinlikleri şube/temsilcilik hesaplarımız ve üyelerimize ait bireysel hesaplardan #SağlıktaŞiddetiDurduralım hashtagıyla etiketleyerek paylaşacağız.  Yaşanacak her şiddet olayının iş sağlığı ve güvenliği kapsamında iş kazası olarak bildiriminin yapılması için işkolu emekçilerini bilgilendirme çalışması yürüteceğiz" dedi.