Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Hatay’da depremzedeleri ziyaret etti. Baş, “Sivil inisiyatif bu afeti yönetmiştir, hükümet sınıfta kalmıştır. Ama bu hükümet, bu yaşananların faturasını gün gelecek ödeyecek. Bu ülkede iş makinası, insan gücü, asker, polis, bekçi, kamu personeli mi yok? Bu ülkede her şey var, her şey tam ama bu ülkede bir organizasyon eksik” dedi.

Hüseyin Baş, deprem bölgesine ziyaretlerini sürdürüyor. Baş, Osmaniye ziyaretinin ardından bugün Hatay’a geçerek, BTP’nin burada kurduğu yemekhane çadırının önünde yurttaşlarla sohbet etti. Baş, özetle şunları söyledi:

“İNŞALLAH DEPREMİN BİR DOĞA OLAYI OLARAK KALMASINI SAĞLAYACAK YAPILAŞMAYI, ZİHNİYETİ BAŞARIRIZ”

“Şimdi bakıyoruz, Asi Nehri’nin çok yakınları yapılaşmaya açılmış. Bunu bütün uzmanlar da çok uzun yıllardır söylüyor. Uzman olmaya gerek yok, hepimiz biliyoruz. Deprem esnasında zeminde sıvılaşma söz konusu olabiliyor ve binanızın, çok sağlam olsa dahi yıkılma ihtimali çok yüksek. Kanunlarımız ve kıyı kanunlarımız, ‘Derenin, gölün, denizin, akarsuyun belli bir mesafe etrafına yapılaşma yapamazsınız’ diyor. Bunları imara açtığınız zaman, buralarda yapılaşma yaptığınız zaman bu tip felaketlerle karşı karşıya kalıyoruz. Onun yanı sıra bir sürü inşaat tekniği var. Bu teknikler uygulandığı zaman hiçbir şey olmuyor, hiçbir hasar almıyor. Bunları konuşmanın vaktidir, değildir, bu ayrı bir konu ama bunlar gerçektir. Bunlar, yüzleşmemiz gereken gerçeklerdir. İnşallah depremin bir doğa olayı olarak kalmasını sağlayacak yapılaşmayı, zihniyeti ve yardım hızını organize edebiliriz, bunu başarırız diye umut ediyoruz. Çok geçmiş olsun. Burada, ne kadar göstersek de ekranlarda görünenin çok çok ötesinde bir felaketle karşı karşıyayız. Allah, burada olan bütün kardeşlerimizin yardımcısı olsun. Bir an önce inşallah bu yaraları hep birlikte, omuz omuza saracağız. Elimizden ne geliyorsa yapacağız.

“BURAYA SAHİP ÇIKACAĞIZ, DÜNDEN DAHA GÜZEL BİR YER HALİNE GETİRECEĞİZ”

Üzerinde şu anda oturduğumuz topraklar, başta Atatürk'ün bize emaneti, bizim kardeşlerimizin yaşadığı yerler. Buraya sahip çıkacağız, dünden daha güzel bir yer haline getireceğiz. Yaralarımızı saracağız. Bu vesileyle hayatını kaybeden, şehit olan bütün kardeşlerimize Allah'tan rahmet ve yaralılara da acil şifalar diliyorum.

“BU FELAKETİN ÜSTESİNDEN GELEN BİR KUDRET VARSA O, MİLLETİN KENDİ KUDRETİDİR”

Böyle bir felakette insanlar kaderine terk edilebilir mi? Çok ciddi eksiklikler oldu ama hep birlikte bu yaraları saracağız. Türkiye, 84 milyonluk güçlü bir ülkedir. Bu ülke, bütün kurumlarıyla, milletiyle, tarihiyle kenetlenmiş, bütün felaketlerin üstesinden gelmiştir, yine gelecek. Yine gelmeyi başaracağız. Ama şunu her zaman bilmemiz lazım; bu felaketin üstesinden gelen bir kudret varsa o, milletin kendi kudretidir.

“BU ÜLKEDE HER ŞEY VAR AMA BU ÜLKEDE BİR ORGANİZASYON EKSİK”

Hiç ‘Devlet nerede’ demeyin. Bu afeti devlet yönetmiştir; ama o devlet, bu millettir. Sivil inisiyatif bu afeti yönetmiştir, hükümet sınıfta kalmıştır. Vatandaşımız, milletimiz kendi imkanları ile kendi birlikteliğiyle çok müthiş işler, çok doğru işler yaptı. Bizim arkadaşlarımız da burada aynı şekilde çalıştı. Ama bu hükümet, bu yaşananların faturasını gün gelecek ödeyecek. Niye ödeyecek? Bunu ben bir tehdit anlamında söylemiyorum. Burada insanımız anlatıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Biz Maraş'a gittiğimizde de gördük? Bir tane portatif tuvalet getirmek çok mu zor, konteyner getirmek çok mu zor? Günlerce çadır gitmedi. Maraş’ın köylerinden altıncı, yedinci gün insanlar bizden çadır istedi. Şöyle bir şeyle övünülebilir mi? Deprem olmuş, 10’uncu gün enkazdan insan çıkarılıyor. Bununla övünmek nasıl bir duygu ya? 10 gün olmuş, enkazın altında bırakmışsın; nasıl bir şey? Bu ülkede iş makinası mı yok, bu ülkede insan gücü mü yok, asker mi yok, polis mi yok, bekçi mi yok, kamu personeli mi yok? Bu ülkede ne eksik? Bu ülkede her şey var, her şey tam ama bu ülkede bir organizasyon eksik.”