Gençler “yoğun” işsizlikle karşı karşıya kaldı. Çalışma Ekonomisi Uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı işsizlik verilerine işaret ederek, “15-24 yaş arası gençlerde işsizlik oranının yüzde 20,3, genç kadın işsizliğinin ise yüzde 25,5 olduğunu görüyoruz. Her 5 gençten biri, her 4 genç kadından biri işsiz. Gençler çok daha yoğun bir işsizlikle yüz yüze” dedi. Geniş tanımlı işsizlik oranlarının yükseldiğini vurgulayan Çelik, “İşsizlik oranları yükselmeye devam edecek. İş gücüne katılma oranının yüzde 53 gibi düşük bir seviyede olması da potansiyel olarak işsizliğin artmasını mümkün kılıyor” diye konuştu.

Prof. Çelik, TÜİK ve İŞKUR’un işsizlik verilerini GAZETE DURUM’dan Deniz Dalgıç’ın sorularını cevaplayarak durumu değerlendirdi.

TÜİK VE İŞKUR'UN AÇIKLADIĞI İŞSİZLİK RAKAMLARINI NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?

TÜİK’in dar tanımlı işsizlik verileri gerçek işsizliği yansıtmıyor. TÜİK Hanehalkı İşgücü Araştırması verilerine göre işsizlik, son bir yılda 3 milyon 942 binden milyon 453 bine inerek 489 bin kişi azalmış. İşsizlik oransal olarak da düşmüş. Ancak dar tanımlı işsizlik verileri, işsizliğin gerçek boyutlarını anlamak için yetersizdir. Bunun için bakılması gereken yer, geniş tanımlı işsizlik oranı veya diğer adıyla atıl iş gücüdür. DİSK Araştırma Merkezi tarafından yapılan hesaplamaya göre geniş tanımlı işsizlik artış eğilimindedir. Pandemi öncesinde 2019’da 6 milyon 319 bin olan geniş tanımlı işsizlik, 2 milyon 28 bin kişi artarak 8 milyon 387 bin kişiye ulaştı. Aynı şekilde geniş tanımlı işsizlik oranı, pandemi öncesinde yüzde 18,6 iken Mayıs 2022’de yüzde 22,4’e yükseldi. Geniş işsizlik oranı iş gücü piyasasının gerçek durumunu ortaya koyan veridir.

TÜİK ile İŞKUR verileri arasında uyumsuzluk devam ediyor. Mayıs 2021 ile Mayıs 2022 arasında İŞKUR’un kayıtlı işsiz sayısı ile TÜİK’in ankete dayalı işsiz sayısı arasında da büyük farklar var. TÜİK anket verilerine göre işsizlik, son bir yılda 489 bin azalmış! Ne ala!

İŞKUR kayıtlı işsiz verilerine göre ise işsizlik, 644 bin artmış. Aralarında yöntemsel farklar var. Biri kayıt diğeri anket. Ancak arada bu kadar büyük ve ters yönlü bir ilişkinin olması anlaşılır değil. TÜİK’in dar tanımlı işsizlik verilerinin tartışmalı olduğunu söylemek mümkün.

İŞSİZLİK NEREYE GİDİYOR, BÜYÜYECEK Mİ?

Bu sorunun yanıtı hangi işsizlik oranı ve hesabını esas aldığınıza bağlı olarak değişir. TÜİK’e göre dar tanımlı işsizlik düşüyor. Oysa geniş tanımlı işsizlik oranlarına baktığımızda pandemi öncesinde göre ciddi bir yükseliş var. Asıl önemli olan bu. Dolayısıyla geniş tanımlı işsizlik oranının yükselişte olduğunu ve yükselmeye devam edeceğini söyleyebilir. Öte yandan özellikle iş gücüne katılma oranının yüzde 53 gibi düşük bir seviyede olması nedeniyle potansiyel olarak işsizliğin artması mümkün. Daha fazla insan iş gücü piyasasına girerse işsizlik hem dar hem de geniş olarak yükselecektir.

GENÇ İŞSİZLİK NE DURUMDA?

TÜİK’in aylık verilerinde genç işsizliğine ilişkin veriler yer alıyor. Daha ayrıntılı veriler üç aylık işsizlik verilerinde bulunuyor. Üç aylık veriler açıklandığında daha ayrıntılı değerlendirme yapmak mümkün. Aylık verilere baktığımızda 15-24 yaş arası gençlerde işsizlik oranı yüzde 20,3 olarak gerçekleşti, genç kadın işsizliğinin ise yüzde 25,5 olduğunu görüyoruz. Her 5 gençten biri, her 4 genç kadından biri işsiz. Gençler çok daha yoğun bir işsizlikle yüz yüze.

GENÇLER HER GEÇEN GÜN AĞIRLAŞAN YAŞAM KOŞULLARI ALTINDA NE YAPMALI?

Aslında gençler ellerinden geleni yapıyor. Okuyor, üniversite bitiriyor. Çabalıyor ancak iş bulamıyor. Bulsa da düşük ücretli ve güvencesiz işler buluyor. Gençler üzerine düşeni yapıyor. Yapılması gereken gençlere iş yaratmak, gençlere düzgün ve nitelikli işler yaratmak. Ekonomik sistem gençlere iş yaratamıyor, nitelikli işler yaratamıyor. Gençler iş ve adil çalışma koşulları talepleri etrafında örgütlenmeli ve hak mücadelelerine katılmalıdır.

SİZCE İŞSİZLİĞİN ÖNÜNE GEÇİLEBİLİR Mİ? NASIL ÖNLEMLER ALINABİLİR?

Elbette işsizliğin önüne geçilebilir. Yüksek işsizlik kader değildir. Dünyada çok daha düşük işsizlik oranlarının olduğu ülkeler var. Türkiye’de de daha düşük işsizlik oranları gerçekleşti. İşsizlik birkaç şekilde düşürülebilir. Öncelikle ekonominin istihdam yaratma kapasitesinin ve olanaklarının artması lazım. Mevcut ekonomik politikalar ile istihdamsız bir büyüme yaşanıyor. Ülke büyüyor ama yeterimce istihdam yaratamıyor. İstihdam yaratan bir büyümeye ihtiyaç var.

İşsizliğin azaltılmasının diğer yolu çalışma saatlerinin düşürülmesidir. “Herkesin çalışması için, herkesin daha az çalışması” ilkesi doğrultusunda haftalık çalışma süresi 40 saate, 37,5 saate düşürülebilir. Türkiye’de çalışma süreleri 40 yıldır düşürülmedi. Artık çalışma sürelerini düşürmenin zamanı geldi de geçiyor. Fazla çalışmalar için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir. Yasa dışı fazla çalışma (mesai) uygulamalarına son verilmelidir. Böylece yeni iş olanakları ortaya çıkacaktır.

Kamu istihdamının artırılması bir diğer önemli konudur. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalı ve kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.