Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sağlık ve Sosyal Politikalar Komisyonu Eş sözcüsü Samet Mengüç ve HDP’li milletvekilleri Necdet İpekyüz, Semra Güzel ve Habip Eksik’den oluşan heyet, “Demokrasiye Çağrı” tutum belgesini paylaşmak ve “Bütçe Buluşmaları” kapsamında Türk Tabipleri Birliği’ni (TTB) ziyaret etti.

MA'nın aktardığı habere göre; HDP heyetini, TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve TTB Merkez Konseyi üyeleri karşıladı. Ziyaretin ardında konuşan Fincancı, açıklanan bütçede sağlığa cüzi miktarlarda kaynak ayrıldığını belirterek, “Milli Savunma Bakanlığı’nın bütçesi 99 milyardı. Bu da bütçede önceliğin ne olduğunu son derece açık bir şekilde gösteriyor” dedi.

‘MÜCADELE EDECEĞİZ’

Halkın bütçesinin halkla hazırlanması gerektiğini vurgulayan Fincancı, “Geçen yıl ayrılan bütçenin 5’de biri şehir hastanelerine ve garip işletmelere kira olarak gitti. Bizim hep beraber halkın bütçesine sahip çıkma ve topluma bunları aktarma sorumluluğumuz var. Demokratik kitle ve emek örgütleri kendi alanlarında önerilerle nasıl bir bütçe olmasını ifade etmesi gerekiyor. Birlikte çalışmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

Fincancı, bir taraftan faşizme karşı bir taraftan da tüm hakları için mücadele edeceklerini söyledi. 

‘FAŞİZM BÜTÇESİ’

SES Sosyal İşler Sekreteri Mehmet Sıddık Akın, Sağlık Bakanlığı bütçesinde ağırlıklı olarak sağlık meslek örgütlerine yük bırakıldığını belirterek, “Bütçenin toplumsallaşması da siyasi partilerin eliyle yürütülmeli. Sağlık emek örgütlerinin alanda yaşadığı sıkıntıları biliyoruz. Bütçe kurumsallaşmakta olan faşizmin bütçesidir. Devletin kurumları arasında bile bir aktarım yapılacaksa bile bu bütçe meselesini tek bir kişi belirliyor. Sadece bu örnek üzerinden baktığımız zaman bu bir faşizm bütçesidir. Bunu biraz öyle değerlendirmek gerekiyor. Gerçekten bütçenin tamamına baktığımız zaman başlıklar, kalemler aynı şekilde gidiyor" ifadelerini kullandı.

PERSONEL AÇIĞI

TTB Merkez Konseyi üyesi Deniz Erdoğdu ise sağlık alanında personel ihtiyacının çok fazla olduğuna dikkat çekerek, “Onlara yönelik bir kadro açıklaması yok. Fakat 350 bin sağlık çalışanı atanmayı bekliyor. Salgından sonra kamuda çok açık ve ihtiyaç var. Çok sayıda istifalar gerçekleşti. Buna yönelik de sağlık çalışanlarını teşvik edebilecek 3600 ek gösterge tasarıları da yok. Bunları talep ediyoruz ama olmadı. Bu şekilde bir sağlık bütçesinin sağlık çalışanlarına, toplum sağlığına fayda sağlayacağını düşünmüyorum” diye konuştu.

YÜZDE YÜZÜN BÜTÇESİ

HDP Sağlık ve Sosyal Politikalar Komisyonu Eş sözcüsü Samet Mengüç de, bir ülkenin bütçe içerisinde sağlığa ayırdığı payın, demokrasi ve özgürlük göstergesi olduğunu belirtti. Mengüç, hazırlanan bütçenin Türkiye toplumunun yalnızca yüzde 1’in bütçesi olduğunu söyleyerek, “Bu bütçe kurumsallaştırılmaya çalışan bir faşizm bütçesidir. Bunun da iki ayağı vardır ve onlara ayrılan bütçeye bakmak gerekiyor. Bunlardan biri diyanet, diğeri savunma” dedi. Mengüç, demokratik ittifaka ihtiyaç duyulduğuna işaret ederek, “HDP demokrasi ittifakı kavramı kullandı. Siyaset ve emek örgütleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla ilişki kurmakta bir sorun var. Bu ziyaretimiz bunlardan biri. Bu kadar yıkıma rağmen, demokrasiden söz etmeye çalışıyoruz. Muhalefetin ilk kez yükselttiği bir süreçteyiz. Bunu ortak güçle kanalize edebiliriz. Böyle bir fırsat var. Siyasetteki değişimin başlayabilmesi için bu adımın atılması lazım. Bizim birinci hedefimiz, bütün demokrasi güçleriyle bir araya gelerek, bu bütçenin yüzde yüzün bütçesi olarak nasıl yapabilirizi konuşmaktır” şeklinde konuştu.