BirGün'den Berkay Sağol'un haberine göre; Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta yaşanan depremlerin ardından yaşanan koordinasyonsuzluğun yansıması, depremlerden 42 gün sonra eğitimi de etkiledi. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, depremden en çok etkilenen Adıyaman, Malatya, Maraş ve Hatay’da ise okulların 27 Mart tarihinde açılacağı duyuruldu.

Bölgede okulların açılması için çalışmalar sürerken Hatay İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 19 Mart gecesi öğretmenlere, “20 Mart’ta göreve başlanmasını rica ederim” mesajı gönderdiği öğrenildi. Öğretmenler, “Öldük mü, yaşıyor muyuz yoksa sakat mı kaldık, bunları bilmeyen MEB, bizi acil göreve çağırıyor” diyerek tepki gösterdi.

Samandağ İlçe Milli Eğitim Müdürü Erdem Yaşar imzasıyla öğretmenlere atılan mesajda, “Değerli mesai arkadaşlarım, yaşadığımız hazin ve üzücü deprem sonrası yaralarımızı sarmak, yeniden alanımızda öğrencilerimize ve vatandaşlara hizmet etmek amacıyla sizleri görevinizin başına davet ediyorum. Hatay valiliğinin ekteki kararı ve Samandağ Kaymakamımız Sayın Murat Kütük beyin talimatıyla 20.03.2023 tarihi itibariyle idari izinli veya raporlu olmayan tüm Okul Müdürü, Müdür Yrd., Öğretmen ve personelin görevine başlamasını rica ederim. Aksi durumda Kaymakamlık yasal işlem başlatacaktır bilginize” denildi.

Öğretmenlere atılan mesaja tepki gösteren SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Feray Aytekin Aydoğan, “Depremin ilk gününden bugüne geçen sürede MEB’in, karar alıcıların yaptığı açıklamalar deprem bölgesindeki yurttaşlarımızın, öğrencilerin, eğitim emekçilerinin gerçekliğinden ne kadar uzak olunduğunun göstergesidir. Bu uygulamanın en önemli örneklerinden biri de dün gece saatlerinde öğretmenlere ulaştırılan bir mesajla birlikte Samandağ Kaymakamlığı ve Samandağ İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü eliyle öğretmenlere yaşatılmaktadır” dedi.

OKULLARDA EĞİTİM NASIL SÜRECEK?

Hatay’da eğitim öğretimin sürdürebilmesi için soruların hala yanıtlanmadığını belirten Aydoğan, “Deprem bölgesinde kaç eğitim emekçisi hayatını kaybetmiştir? Kaç eğitim emekçisinin tedavisi devam etmektedir? Kaç eğitim emekçisi Hatay’dan ayrılmak zorunda kalmıştır? Bölgede kaç okul kullanılabilir durumdadır? Kullanılabilir durumda olduğu belgelendirilen -varsa- okulların raporlaması hangi kurumlar tarafında yapmıştır? Okullarda eğitimin nasıl sürdürüleceği konusunda da net bir açıklama yapılmamaktadır. Binalarda sürdürülecekse binalar güvenli midir? Çadırlar, konteynerlerde sürdürülmesi durumunda gerekli hazırlık ve alt yapı koşulları sağlanmış mıdır? Öğretmenlerin evlerinin hasar durumu nedir? Öğretmenlerin yaşamlarına devam etme koşullarını sağlamak açısından hangi adımlar atılmıştır?” diye sordu.

Aydoğan şunları dile getirdi: “Bu sorulara ve daha onlarca sorulacak sorulara ilişkin kaygıları giderecek hiçbir açıklama yapılmadan, gerekli adımları atmadan öğretmenlerin okullara çağrılması etik de, vicdani de hukuki de değildir. Alınan bu anlık plansız kararlar öğretmenlerin de öğrencilerin de sorunlarını, kaygılarını daha da artırmaktadır. Samandağ Kaymakamlığı ve Samandağ İlçe Eğitim Müdürlüğü bir an önce bu çağrıyı geri çekmelidir. Deprem nedeniyle eğitim emekçilerine tanınan mazeret tayin hakkının kapsamı çok dar tutulmuştur. Bu kapsam genişletilmeli; bölgede çalışan tüm eğitim emekçilerine istemeleri halinde şartsız tayin hakkı tanınmalıdır. Deprem bölgesinde olup, tayin istemeyen ama çalışabilecek durumda olmayan tüm eğitim emekçileri idari izinli sayılmalıdır. Bölgenin ihtiyacına göre acilen öğretmen ataması yapılmalıdır. Bölgede çalışacak öğretmenlere maddi destek çift maaş, ek ders ücretlerinde artırım gibi olanaklar sağlanmalıdır. Acilen prefabrik dersliklerin yapımı planlanmalı, bu dersliklerin yapımı tamamlanana kadar, mobil derslikler ve sınıfa dönüştürülmüş çadırlarda öğrencilerin, öğretmenlerin kendilerini güvende hissedebilecekleri ortamlar sağlanmalıdır.”

“BİZ BİRBİRİMİZİN ÇARESİYİZ”

Aydoğan son olarak şunları söyledi: “SOL Parti olarak ilk günden bugüne halkın, eğitim emekçilerinin, öğrencilerin gıdadan çadıra, temiz suya, hijyen malzemelerine, çocukların ufacık bir gülümsemesi için çocuk etkinliklerinden, hukuki bilgilendirme toplantılarına, psiko-sosyal destek buluşmalarına ihtiyaç duyduğu ne varsa burada dayanışmayı büyütmeye devam ediyoruz. Hatay’ ı Hatay halkı ile birlikte yeniden kurmak için gitmiyoruz, buradayız. Halkın, eğitim emekçilerinin, çocukların, gençlerin yanındayız. Biz birbirimizin çaresiyiz. Hataylı öğretmen arkadaşların ‘Öldük mü, yaşıyor muyuz yoksa engelli olarak mı yaşamımıza devam ediyoruz bunları dahi bilmeyen MEB, kaymakamlık, ilçe milli eğitim bizi acil göreve çağırıyor’ diye gösterdikleri tepkiyi, seslerini büyütmeye devam edeceğiz.”