Gezi Davası'nın 5. duruşmasında avukatların reddi hakim talepleri reddedildi. Avukatlar salonu terk ederken izleyiciler dışarı çıkartıldı. Mahkeme AİHM kararına rağmen Osman Kavala'yı tahliye etmedi. Ertelenen duruşma sonrası HDP Milletvekili Garo Paylan ve CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu mahkeme heyetine sert tepki gösterdi.

İnsan hakları savunucusu ve iş insanı Osman Kavala’nın tutuklu, 15 kişinin tutuksuz yargılandığı Gezi Davası’nın beşinci duruşması Silivri Kampüsü'ndeki İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmanın başlamasıyla birlikte söz alan Osman Kavala'nın müdafii avukatı Köksal Bayraktar söz alarak mahkeme heyetinin reddini istedi. Bianet, Evrensel Gazetesi ve dokuz8HABER'den Fatoş Erdoğan'ın geçtiği bilgilere göre Gezi Davası'na yaşananları derledik. Kavala soruşturması dosyasında 'ihbarcı' olarak yer alan eski asker Murat Pabuç'un dinlenmesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun yedi yönden ihlal edildiğini dile getiren Bayraktar şöyle devam etti: "Dinlemelerinizde hiçbir şekilde sesli aktarma bulunmadınız bu birinci hata. İkinci hata; görüntülü aktarma yapın. Biz başka bir yerde bulunacağız. O ekrandan bize aktarma yapılacak. Üçüncüsü, soru sorma hakkı hazır bulunma hakkı olan kişilere kullandırılmamıştır. Siz, 'Sorularınızı yazılı verin' diyorsunuz. Hayır. CMK soru sorma hakkı saklıdır diyorsa, savunmanın bir hakkı olarak söylüyorum, soru sorma hakkı bir çeşit çapraz sorgunun uzantısı olarak buraya konmuştur. Soruların yazılı olarak söylenmesi kanunun esasına aykırıdır.

"SAVCI VE SAVUNMA MAKAMI EŞİT"

"Ceza yargılamasında savcı ile savunma makamı eşittir. Tanığın dinlenmesi sırasında avukatların olmaması 'silahların eşitliğine' ve Anayasa'daki eşitlik kuralına aykırıdır. Biz nasıl hazır bulunma hakkına sahipsek ve bundan vazgeçmiyorsak, Cumhuriyet Savcısı da hazır bulunma hakkına sahip. Nasıl o hazır bulunduruluyor da biz bulundurulmuyoruz ya da ses ya da görüntü aktarımıyla dinlendirilmiyoruz? "Tanık bizden kaçırılıyor. Nerede dinlendiği belli değil. Kanuna aykırı elde edilen delile dayanılamaz. Bu nedenle yüksek heyetinizi CMK 24 ve 25. maddelerine uyarak reddediyoruz." Can güvenliği olmadığı gerekçesiyle ifadesinin kimsenin olmadığı bir duruşmada alınmasını talebi mahkeme tarafından kabul edilen Murat Papuç'un Linkedin'den müdafilere davet gönderdiğini belirten Avukat Turgut Kazan şöyle konuştu: "Sanık müdafiilerine davet gönderen ve o koşullarda dinlenen tanığın durumunun ne olduğuna bakmanız gerekmez mi? O davetin sadece sanık müdafiilerinden Aslı Kazan'a değil başka müdafiilere de gönderildiğini bilgilerinize sunmak istiyoruz. Hayati tehlike var diye dinlediğiniz Murat Pabuç. "Dinlemede hazır bulunursa hayati tehlike yaratacağını düşündüğünüz bu olayda Murat Papuç Aslı Kazan'ı tanıyormuş. Bu durum can güvenliği nedeniyle yoklukta alınan ifadenin ne kadar yanlış olduğunu apaçık gösteriyor. Murat Papuç Mahkemeyi yanıltmıştır, mahkeme yanılmıştır. Sizin can güvenliği nedeniyle verdiğiniz karar, avukatlara tehlike yarattı. Murat Papuç'la ilgili suç duyurusunda bulunulmalıdır." Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman ve Can Atalay'ın müdafii Avukatı Fikret İlkiz ise konuyla ilgili şunları söyledi: “Murat Papuç ifadesinden hareketle pek çok soru sorduğunuzu biliyoruz. İddianame Arap Baharı ile başlıyor. Ne tuhaf değil mi, sizin 28 Mart 2016'da dinlediğiniz Papuç da söze Arap Baharı ile başlıyor. “Ayrıca ne tuhaf değil mi bilgi veren şahsa avukat isteyip istemediği de soruluyor. 17.12.2019 tarihli 30 ACM tarafından yazılmış bir yazı var Murat Papuç ifadesini bize gönderin diye. Savcılık ifade biz de yok diye yanıt verdi. “Nasıl olduysa ifade bir şekilde dosyaya girdi. İfadelere bakınca anlıyoruz ki ifade sırasında Pazartesi günü ara verilmiş. İfadenin kalanının tarihi Perşembe devam ediyor. O arada ne oldu? Bunun basit bir maddi hata olmadığı açık. Heyetinizin tanığa bunu sormadı. “Bunu nasıl sormazsınız diye heyetinize sormuyorum. Çünkü zaten anlatıldı. Bu tanığı niye dinliyorsunuz, rücu edin dedik. Buna rağmen Murat Papuç sizin için bulunmaz bir tanık haline geldi. “Bütün bunları dikkate alınca, size hiç güvenimiz yok. Biz Gezi ile ilgili olarak ben yapmadım, görmedim, etmedim demiyoruz. Basın açıklaması mı? Benim müvekkillerim yaptılar. Herhangi bir sanığı bizim yüzünden tutuklu tutuyorsanız tutmayın. Bize sorun ki açıklayalım. “Kimseden gizleyecek bir şeyimiz yok. Heyetinizin reddi ile ilgili olan ve Murat Papuç'la ilgili tavrınız nedeniyle heyetinizi reddediyorum."

USUL TARTIŞMASI

İlkiz'in ardından söz alan Yiğit Ali Ekmekçi müdafii Avukatı Hasan Fehmi Demir ise Papuç'un dinlenmesiyle alakalı "CMK'nın 58 maddesi gereği 'Tanıklar, karar alınması halinde taraflar olmadan da dinlenir, bu halde sesli görüntülü kayıt yapılır.' Heyetiniz kayıt almayarak kanuna aykırı davranmıştır" dedi ve şöyle devam etti: "İlk celseden itibaren dava dosyasına gelen belgelerin okunması konusunda da usule uymadığınızı görüyoruz. Bu nedenle de heyetinizi reddediyoruz. "Yunus Fındık 'Şikayetçi değilim' diyor, siz katılmasına karar veriyorunuz. Ahmet Güçlü, Emre Polat, Erdoğan Akyüz 'Katılmak istemiyorum' diyor. Siz katılmasına karar veriyorsunuz. Bu açıkça kanuna aykırıdır. "Mevlüt Saldoğan, Ali İsmail Korkmaz'ın katili. 13 yıl hapis cezası almış eyleminden ötürü. Saldoğan 'Eskişehir'de Ali İsmail Korkmaz'ın ölümü nedeniyle beni suçladılar, ceza aldım, KHK ile çıktım' diyor. Siz bir katili, katil olduğu için dosyaya kattınız"

ALİ İSMAİL KORKMAZ'IN AİLESİ İTİRAZ ETTİ

Demir'in sözleri üzerine Mahkeme Başkanı Galip Mehmet Perk "İddianameye bakarsanız polise taş attıkları için kabul ettik" dedi. Ali İsmail Korkmaz'ın annesi mahkeme hayetine itirazda bulundu. Mahkeme Başkanı Ali İsmail Korkmaz'ın ailesine "Acınızı Anlıyorum" dedi. Bunun üzerine salondan sesler yükseldi. Demir'in ardından Osman Kavala'nın müdafii avukatı İlkan Koyuncu, Can Atalay ve Tayfun Kahraman'ın müdafii avukatları Ayhan Erdoğan ve Özgür Karaduman, Yiğit Ali Ekmekçi'nin müdafi Avukatı Emel Ataktürk Sevimli ve Çiğdem Mater'in müdafii Avukatı Hürrem Sönmez söz alarak mahkemenin usule uymadığını belirtti. Avukatlar mahkemeyi tanımadıklarını belirterek reddi hakim talebinde bulundu. Müdafi avukatların ardından sanıklardan Can Atalay söz almak istedi. Mahkeme Başkanı Galip Mehmet Perk "Reddi hakim talebi değerlendirildikten sonra sanıklara soru sorulur" dedi. Bunun üzerine Can Atalay şöyle konuştu: "Duruşmanın girişinde Avukat İlkan Bey dedi ki; 'Red meselesi öncelikle çözülmesi gerekir.' Sorun şu; edde ilişkin karar yetmez, ara karardan rücu meselesini çözmeniz gerekir. İkincisi, red gerekçesinden önce dosyadan el çekmeniz gerekir. Üçüncüsü katılma kararlarından rücu etmenizle ilgili karar vermeniz gerekir. Dördüncü burada biri tutuklu. Haksız, hukuksuz bir şekilde tutuklu bırakmaya devam ediyorsunuz. Gezi'yle ilgli bir şeyi saklamayız, gizlemeyiz, onurla taşırız. "Ben heyetiniz ketenpereye mi geliyor diye kaygılanıyorum. 17 Aralık 2019'da savcılığa yazı yazıp Murat Papuç'un ifadesinin tamamını istediniz. Savcılık da, 'Bende mahkemedeki evrakın dışında bir şey yok, tam hali odur' dedi. Siz bu belgeleri geçen duruşmada neden okumadanız? Yasanın açık hükmüne rağmen okumadınız. Bu belgeyi okumayarak açıkça kanunu ihlal ettiniz."

REDDİ HAKİM TALEPLERİ RED EDİLDİ

Atalay'ın konuşmasının ardından reddi hakim taleplerine dair ara kararlarını açıklayan mahkeme, talepleri CMK'ya dayanmadığı gerekçesiyle reddetti. Bunun üzerine söz alan Osman Kavala'nın avukatı Deniz Tolga Aytöre "Gerekçenize itiraz ediyoruz. 58/3'ten rücu etmediğinizi görüyoruz. Yani tanığın hayati tehlikesini tahmin etmeye yönelik kararınız kabul edilebilir değildir" dedi ve avukatlar salonu terk etmeye başladı. İzleyicilerin de alkışlarla avukatlara destek vermesi üzerine Mahkeme Başkanı Galip Mehmet Perk alkışlayan izleyicilerin dışarı alınmasına karar verdi ve duruşmaya ara verildi. Verilen aranın ardından devam eden duruşmaya sadece basın mensupları ve gözlemciler alındı. Mahkeme Başkanı Galip Mehmet Perk, Osman Kavala'ya söz hakkı verdi ve Murat Papuç'un ifadesinin çözümünün kendisine tebliğ edilip edilmediğini sordu. Kavala edilmediğini söyledi. Mahkeme başkanı Kavala'ya ifadeyi okuyup okumadığını sorunca Kavala, "Beyan yasaya uygun alınmadığı için cevap veremeyeceğim" dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı Murat Papuç'un ifadesini okudu. Bu sırada CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu "Avukat olmadan sanık dinlenemez. Duruşmaya devam edemezsiniz" diyerek itiraz etti. CHP'li Vekil Sera Kadıgil ve HDP'li Vekil Garo Paylan da Tanrıkulu'na destek verdi. Kadıgil "Tanıkları alacak Çağlayan'da dinleyeceksiniz. Meslektaşlarımızı çıkaracaksınız.Sonra buna karar mı diyeceksiniz? Müsamereye çevirdiniz" diye tepki gösterdi. Milletvekillerinin itirazları sonrası heyet salonu yine terketti. Kısa bir süre sonra salona dönen heyet Osman Kavala'yı dinlemeye devam etti. Müdafii avukatlar olmadığı için beyanda bulunmak istemediğini ifade eden Kavala "Müdafiilerimin ve diğer yargılananların müdafiilerinin dediği gibi tanık dinlemesi yasaya uygun olmamıştır. Kendisine soru sorma imkanım olmadı" dedi ve şöyle devam etti: "Tanık dinlemesi yasaya uygun yapıldığı halde kendisine sorular sormak istiyorum. Değerlendirmemi de ondan sonra yaparım. Müsade ederseniz tahliyeme ilişkin beyanda bulunmak istiyorum. Hükümete karşı ayaklanma, bir ayaklanmayı finanse ettiğime dair tek bir kanıt yok. Faaliyetlerim yasal haklarım çerçevesindedir. İddianamede yer alan gizlilik içeren, gizleme kaygısı ima edilmiş hiçbir unsur yok. Bu nedenle gizlenmiş bir bilginin mevcut olduğunu düşünmek hukuki akıl yürütmek değildir. https://twitter.com/dokuz8haber/status/1222117113118253056?s=20 "AİHM kararında da belirtildiği gibi delil olmaksızın kişinin özgürlüğünden mahrum edilmesi ciddi bir hak ihlalidir. İlk tutuklamadan sonra tutukluluğun uzatılması ihlali ve mahkemenin sorumluluğunu artırmaktadır. Benim durumumda AİHM'in derhal bırakılmama ilişkin karardan sonra 'kesinleşmediği' gerekçesiyle bu ihlale devam ediliyor. Tutuklama kararının hak ihlali olduğu hükmünün oybirliği ile alınmış olması kararın hukuki gerekçelerinin göstergesi. "Bu kararla birlikte AYM'nin aynı konuda almış olduğu kararın artık geçersiz hale gelmiş olması, bu nedenle de mahkemenizin son tutuklama gerekçeleri arasında AYM kararından söz edilmemesi AİHM kararının ağırlığının ve işlerliğinin somut göstergesidir. Buna rağmen mahkemenizin AİHM'in kesin hak ihlali olduğuna dair kararını görmezden gelmesi anlaşılabilir değildir. AİHM kararı geçerli bir karardır ve değişmediği sürece mahkemeniz AİHS'i ihlal eden bir merci olarak görülecektir. "AİHM kararına rağmen tutukluluğumda ısrar etme davranışınızın davanın sonucunu da etkilemesinden büyük endişe duyuyorum. Bu davranış mahkemenizin adil karar verme yetisini bozan fiili bir durum yaratmakta, hakkımda ağır bir karar verme yönünde bir baskı yaratmaktadır. Tutukluluğumun kaldırılması sadece üç yıl süren hukuksuzluğa son vermiş olmayacak, mahkemenin bundan sonraki süreçte AİHM içtihatlarına uygun şekilde yürütülmesine imkan sağlayacaktır." Osman Kavala'nın ardından Mücella Yapıcı, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Çiğdem Mater, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Aksakoğlu ve Yiğit Ekmekçi'ye söz hakkı verildi. Hak savunucuları avukatlarının yokluğunda beyanda bulunmayı uygun görmediklerini, bunun hukuka aykırı olacağını söylediler.

SAVCI TUTUKLULUĞUNUN DEVAMINI İSTEDİ

Duruşma savcısı, dosyanın gelmiş olduğu aşama ve dosya kapsamı gereğince esas hakkındaki mütalaayı hazırlaması için süre verilmesini, Osman Kavala'nın da tutukluluk halinin devamını talep etti. CHP'li Vekil Tanrıkulu'nun dışarı çıkartılmasına karar verildiği sırada Tanrıkulu "Bu asker benimle muhatap olamaz. Benimle muhatap olacak olan mübaşirdir. Bana bir kararınız varsa mübaşir getirir. Burası hala hukuk devletinin mahkemesidir. Ben insan hakları komisyonu başkan vekiliyim" dedi. Tanrıkulu daha sonra duruşma salonundan dışarı çıkarıldı.

TALEPLER RED EDİLDİ

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti dosyanın esas hakkında mütalaanın hazırlanması için savcılığa tebliğine karar verdi. Soruşturmanın genişletilmesi talepleri reddedilirken Ali İsmail Korkmaz'ın ölümüne neden olan Mevlüt Saldoğan'ın katılma kararından rücu edilmesi talebi reddedildi. Mahkeme ayrıca adli kontrol tedbirlerinin kaldırılması talebinin reddine de karar verildi. Avrupa İnsna Hakları Mahkemesi kararının kesinleşmediğinin bildirilmiş olması, Anayasa Mahkemesi'nin de hak ihlali bulunmadığı kararına istinaden Kavala'nın tutukluluğunun devamına hükmedildi. Bir sonraki duruşma 18 Şubat'ta. Duruşmanın ardından HDP Milletvekili Garo Paylan ve CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu açıklama yaptı.

GARO PAYLAN: DURUŞMADA SARAYDAN GÖREVLENDİRİLMİŞ BİR HAKİM VAR

Garo Paylan, mahkemede gerçek bir hakimin olmadığını belirterek, "Maalesef duruşmada saraydan görevlendirilmiş adı hakim olan kişiler var. Savcı da hakimler de görevlerini yerine getiriyorlar. 'Osman Kavala'yı bir an önce mahkum edin' talimatı kendilerine verilmiş. Hukuku çiğniyorlar. Türkiye'ni bir hukuk devleti olma iddiası varsa bu mahkemeler bu şekilde görülemez" dedi.

SEZGİN TANRIKULU: ÖZEL OLARAK BU DURUŞMAYA ATANMIŞ BİR HEYET VAR

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise mahkeme heyetine neden tepki gösterdiğini anlattı. Tanrıkulu duruşmada mutlaka müdafinin olması gerektiğine dikkat çekerek, "Duruşmada müdafi olmadan duruşma devam edemez. Mahkeme usülsüz bir şekilde Osman Kavala'ya sorular sorduğu için TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanvekili olduğum için mahkemeye bu konuyu hatırlattım. Böyle bir ortamda duruşmanın devam edemeyeceğini söyledim ancak mahkeme heyeti beni dışarıya davet etti. Çok açık ihlaller var. Özel olarak bu duruşmaya atanmış bir heyet var. Duruşma devam ederken bu mahkemenin başkanı ve üyeleri duruşmadan alındılar. Yeni atanan bu heyete bu dava dosyası teslim edildi. Özel atanmış bir heyetin yönetiği duruşma ile karşı karşıyayız. Mahkeme usülsüz bir şekilde AİHM'in Osman Kavala kararını yok sayarak onu tutuklu tutmaya devam ediyor.