Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İstanbul’da; “Ben Toros eteklerinde doğmuş bir Türkmen çocuğunun bu ülkedeki hakkı hukuku neyse, Hakkari’de, Diyarbakır’da Dicle Nehri’nin kenarında doğmuş bir Kürt çocuğunun da hakkı, hukuku aynıdır. Ne eksik ne fazla. Benim Yunus Emre’den kaynaklanan babaannemden öğrendiğim güzel Türkçem ne kadar mukaddesse Van Denizi’nin eteklerinde babaannesinden Feqiye Teyran’ın Ahmed-i Hani’nin güzel Kürtçesini öğrenen kardeşlerimin Kürtçesi de o kadar mukaddestir. Biz birleştirmeye geliyoruz ayrıştırmaya değil, onlar kutuplaştırmaya milleti birbirine kırdırmaya geliyorlar zaten iktidarda kullandıkları dil de bunların işareti” dedi.

Davutoğlu burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“14 MAYIS YENİ BİR UFKUN YENİ BİR VİZYONUN HABERCİSİDİR: Önümüzdeki 14 Mayıs’ta yapacağımız seçim herhangi bir seçim değildir. Bir iktidarın değişmesi değildir sadece. Bir parti grubunun yerine başka bir parti grubunun gelmesi değildir. 14 Mayıs yeni bir ufkun yeni bir vizyonun habercisidir. Nasıl mı? Türkiye’de aslında şu anda sağ-sol muhafazakâr-laik ayrımları yok. Olan ayrımlardan birisi şu, Türkiye’de bir grup var. Halkı bölüyor kutuplaştırıyor, düşmanlaştırıyor. Bir taraf ise halkı birliğe, bütünlüğe, kardeşliğe, dostluğa, barışa çağırıyor.

VANLILARDAN KAFİR ÇIKAR MI ALLAH AŞKINA: Seçim ortamına girdiğimiz son günlerde ortamı gerginleştirmeye çalışan iktidar sahipleri. Nasıl bir dil kullandılar? Bir Cumhur İttifakı partilerinden birinin genel başkanı dedi ki, 14 Mayıs günü seçimde bu ülkeyi küffara teslim etmeyeceğiz. Küffar ne demek bilirim kafir yani. Burada toplanan Vanlı kardeşlerime sesleniyorum. Allah aşkına ‘Vanlıyız, şanlıyız kılıcı kanlıyız’ diyen Sarıkamış’a daha tüyü bitmemiş çocuklarını gönderen Vanlılardan kafir çıkar mı Allah aşkına. Biz 14 Mayıs günü bu iktidarı göndermek ve toplumsal barışı göndermek için sandıklara gideceğiz.

BİR KÜRT ÇOCUĞUNUN DA HAKKI, HUKUKU AYNIDIR: Ben Toros eteklerinde doğmuş bir Türkmen çocuğuyum ama bunu zikrettiğim hemen hemen her konuşmada şunun söyledim. Diyarbakırlılar çok iyi bilir. Bir kez daha söylüyorum. Ben Toros eteklerinde doğmuş bir Türkmen çocuğunun bu ülkedeki hakkı hukuku neyse, Hakkari’de, Diyarbakır’da Dicle Nehri’nin kenarında doğmuş bir Kürt çocuğunun da hakkı, hukuku aynıdır. Ne eksik ne fazla. Benim Yunus Emre’den kaynaklanan babaannemden öğrendiğim güzel Türkçem ne kadar mukaddesse, Van Denizi’nin eteklerinde babaannesinden Feqiye Teyran’ın Ahmed-i Hani’nin güzel Kürtçesini öğrenen kardeşlerimin Kürtçesi de o kadar mukaddestir. Biz birleştirmeye geliyoruz ayrıştırmaya değil, onlar kutuplaştırmaya milleti birbirine kırdırmaya geliyorlar zaten iktidarda kullandıkları dil de bunların işareti.”