Garo Paylan, bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Paylan, AKP’nin Plan ve Bütçe Komisyonu’na sunduğu 48 maddelik torba yasa teklifine ilişkin, “Bir geçim torbası değil, seçim torbası” diyerek teklifi şöyle eleştirdi:

“AKP, yıllardır toplumsal taleplere kulaklarını tıkamıştı. Seçime doğru giderken seçimi kaybedeceklerini hatırladılar, şimdi EYT’liler akıllarını geldi. Şimdi, KYK borcu olan gençlerin seslerini duymaya başladılar. Milyonlarca genç eğitim almaya çalışıyor ama eğitim almaya çalışırken sosyal bir devlet olması gereken hükümetimiz, gençlerin sorunlarına kulaklarını tıkamıştı.

“10 GENÇTEN 9’U YOKSUL”

Gençlik, şu anda eğitim hakkını almak için zorlanıyor. Düşünebiliyor musunuz, Giresun’da, İstanbul’da, üniversiteyi kazanan genç konut bulamıyor, barınamıyor. Kiralar almış başını gitmiş. Kazandığı halde üniversitesini, gidip yazılamıyor. Buna iktidar sessiz. Ne yapıyorlar? Gençlere diyorlar ki ‘Biz size burs veriyoruz’. Nedir rakam biliyor musunuz, yaklaşık 4 milyon üniversite öğrencimiz var, açık öğretim dışında, yaklaşık 400 bini burs alabilir. 10 gençten birisi burs alabiliyor. Kaç para burs alıyor? 850 lira. 10 gençten birisi burs alıyor da dokuzu ne yapıyor? Bu memlekette 10 gençten birisi mi yoksul? 10 gençten dokuzu yoksul. Sosyal bir devlet, gençlerine borç vermez, burs verir.

‘Gençler tamam borçlu, işe de giremiyorlar, bunlar faizlerle katlanıyor. Biz ne yapalım? Faizlerini silelim’ diyorlar. ‘Faizini sileceğiz’ diyorlar, yalnızca gençlerin. Şu anda okuyan ve borçlu gençlerin toplamı 2 milyon. 2 milyon genç, Kerdi ve Yurtlar Kurumu’na (KYK) borçlu. 2 milyon gencin 27 milyar lira borcu var. 27 milyar lira da faizi var. İktidar, seçime giderken ‘Ben 27 milyar lira faizini sileceğim’ diyor. ‘27 milyar lira faizini siliyorum’ diyen iktidar, neden 27 milyar lira da ana parayı silmiyor? Ne diyecekler, ‘Kaynak yok’ diyecekler. Oysa kaynak var. Kaynak aynı torbanın içinde. KYK’da 2 milyon gencin 27 milyarını silen iktidar, ‘27 milyarını da silelim’ dediğimizde, ‘Kaynak yok’ diyor. Kur garantili mevduatla yoksuldan alıp zengine yüz milyarlarca lirayı aktarıyor bu iktidar. ‘Gelecek yıl da bir yıl daha aktarmaya devam edeceğim’ diyor.

“DOLAR 40 LİRA OLURSA 1 TRİLYON LİRA AKTARILACAK”

Bu yıl 300 milyar lira yoksuldan alınıp zengin aktarıldı, kur garantili mevduatla. ‘Yeniden kur garantili mevduatı uzatacağım’ diyor. Kaç para verecek biliyor musunuz? Dolar eğer 25 lirada kalırsa 500 milyar lira zengine aktarılacak; 30 lira olursa 700 milyar, 40 lira olursa 1 trilyon lirayı aktaracak.

HDP olarak, KYK borçlu gençlerin borcunun silinmesi için kanun teklifi verdik. Gençliğe borç değil burs verelim diyoruz. KYK borcu olan gençlerin ana para ve faiz borcunun silinmesini talep ediyoruz, bundan sonra da gençlerimize borç değil burs verelim diyoruz.

“GENCE BİR ÇAY, BİR SİMİDİ REVA GÖRMÜYORLAR”

Gençlere kaç para burs veriliyor? Bir ayda 850 lira. Allah’tan korkun, bir ayda 850 lira ile ayakta kalabilir mi? 850 lirayı güne vursanız kaç para yapar? Hepimiz öğrenci olduk. Bir günde 29 lira yapıyor. Diyor ki vicdansızlar, ‘Bir günde 29 lira ile geçineceksin’. Bir öğünde kaç lira yapıyor? 9 lira. Allah’tan korkun be. İstanbul’da bir simit 5 lira, bir çay 5 lira. Bu vicdansızlar, bir gence bir çay, bir simidi reva görmüyorlar.

Yapılması gereken, burs rakamını asgari olarak 4 bin liraya yükseltmektir. Gençlerin barınma sorununu da tamamıyla yeterli yurtlar yaparak çözmektir.”

Paylan, dün TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen 40 maddelik ‘sansür yasası’na ilişkin de şunları söyledi:

“Dün sansür yasası Meclis’ten geçti. TBMM’nin bir üyesi olarak utanç duyuyorum. İktidar, zulüm üretiyor. Çözüm üretemeyen iktidarlar zulüm üretir. Çözüm üretemeyen tek adam rejimleri hatalar yaparlar. Bu hataları, demokrasilerde yargı, Meclis, basın gibi güçler durdurabilir.

“MARİFETMİŞ GİBİ HATIRA FOTOĞRAFI ÇEKİYORLAR”

Dün ne yaptı Meclis? Saraydan ferman gelmiş, ‘Bu iktidar yanlış yapıyor diyenler var, bunları susturacağım’ diyerek sansür yasasına onay verdi Meclis. Utanç duyuyorum. Dün AKP ve MHP’li milletvekilleri, marifetmiş gibi, sansür yasasını geçirdik diye hatıra fotoğrafı çekiyorlar. Hiç mi utanmıyorsunuz? Sırıtıyorlar, gülüyorlar.

“ANAYASA MAHKEMESİ’NDE HAKİMLER VARSA”

Dün, Türkiye demokrasisi için kara bir gündür. Sansür yasası maalesef geçirildi. Sansür yasası, Anayasa’ya aykırı. Meclis fren olamadı, Anayasa Mahkemesi fren olabilir. Anayasa Mahkemesi’nde hâlâ hakimler varsa Anayasa açıkça aykırı olan bu sansür yasasını durdurmalıdır.

Anayasamız ifade özgürlüğünü emrediyor, bu sansür yasası ‘Gerçeğe aykırı bilgi verenleri hapse tıkacağım’ diyor. Gerçeği kim belirliyor? Saray belirliyor, İletişim Başkanlığı’ndaki dezenformasyon birimi belirliyor. Onlar ne derse gerçek olmuş olacak.

Burada emek veren siz değerli basın mensubu arkadaşlarımız hepse gireceksiniz, biz siyasetçilere fezlekeler yağacak, bir tweeti retweet eden yurttaşlarımız soruşturmalarla karşı karşıya kalacak. Biz, TBMM olarak bu sansür yasasını durduramadık. Şimdi görev, Anayasa’yı korumak üzerine yemin etmiş Anayasa Mahkemesi’ndeki hakimlerdedir. Anayasa, ifade ve basın özgürlüğünü emrediyor. Anayasa Mahkemesi’ndeki üyeler, görevini yapmalı ve bu sansür yasasını iptal etmedir.”

Paylan sansür yasasının getirdiği bir diğer tehlikeyi de şöyle anlattı:

“Bu sansür yasası, Türkiye Cumhuriyeti, Türkiye seçime giderken Twitter, Facebook, Whatsapp’sız seçime girebilmemize cevaz veriyor. Bu sansür yasası; Twitter, Facebook, Whatsapp’ın bu iktidar tarafından kapatılmasına cevaz veriyor. Yurttaşımız bir tweet attığında, diyelim ki ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç değil’ dedi. Tayyip Bey ne diyor, ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ diyor. Buna dezenformasyon dediğinde BTK Başkanı, savcı ‘Bunu çıkar’ diyecek, Twitter’a. Twitter ‘Çıkaramam’ diyecek. Bir savcıya, BTK Başkanı’na, Twitter, Facebook, Whatsapp’ı kapatma yetkisi veriyor bu yasa. Bu seçimde Twitter, Facebook, Whatsapp’sız seçim yapılabilir.”

Paylan, sansür yasası Anayasa Mahkemesi’ne taşındıktan sonra, yasa görüşülmeden önce yaşanacak mağduriyetlerin nasıl giderileceğine ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:

“Anayasa Mahkemesi, ivedilikle gündeme almalıdır. Anayasa’yı açıkça yok eden, ifade ve basın özgürlüğünü yok eden bu düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi derhal gündemine almalıdır. En büyük mağduriyet, korku imparatorluğunun kendini tahkim etmesidir. AKP, korku iklimi yaratmaya çalışıyor.

Anayasa Mahkemesi, sorumluluk alıp derhal bu yasayı iptal etmeli. İki; bu korku iklimine karşı cesaret göstermeliyiz. Gazetecilik suç değildir, yurttaşlarımızın bilgi alma hakkını sağlamaktır. Gazeteciler, bu iktidarın yanlışlarını kamuoyuna iletiyorlar.”