CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, “Yaşadığımız felaket sonrası depremden kurtulan yurttaşlarımızı bir de salgın hastalık riski bekliyor ne yazık ki. Kalabalık ve kış mevsimi de değerlendirildiğinde grip, COVID gibi solunum yolu enfeksiyonlarında artış beklenmekte; kızamık gibi çocukluk çağının önemli hastalıkları ile uyuz, bit, mantar gibi temas ile bulaşan hastalıkların ve ishalli hastalıkların görülme olasılığı meydana gelmektedir. Depremden kurtulan vatandaşlarımızı, salgın hastalıklardan kaybetmeyelim. Bölgedeki salgın hastalıklara karşı önlemlerin etkili bir şekilde alınması için bilim insanlarının ve bizlerin çağrılarına kulak verin” açıklamasını yaptı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, deprem sonrası hayatta kalan vatandaşların, temiz suya ve hijyen malzemelerine ulaşım konusunda büyük sıkıntı yaşadığını belirtti. İlgezdi, yazılı açıklamasında şunları kaydetti:

“AŞIYA ERİŞİM SAĞLANMALI”

“Arama kurtarma çalışmalarında ter döken görevliler ve enkaz altından çıkarılan depremzedeler, paslı demirlere maruz kalmaktadır. Molozlardan kaynaklı yaralanmalar gerçekleşmektedir. Hayat kurtarmak için canla başla çalışan görevliler açık yaralarla görevlerine devam etmektedirler. Yine aynı şekilde depremzedelerimiz de günlerdir yara bere içinde bölgede yaşam mücadelesi vermektedir. Salgın hastalık kapmaya çok müsait bir alandalar. Hijyen adına hiçbir şey yok. Cesetlerle bir arada bulunulan bir bölge ne yazık ki. Depremden etkilenen bölgelerde acilen salgın riskleri bertaraf edilmelidir. Bölgede ihtiyacı olan yurttaşlar için tetanos, difteri ve Hepatit B aşılarına erişim sağlanmalıdır.

“SALGIN RİSKİ KAPIDA”

Deprem sonrası alt yapının bozulması, güvenli içme ve kullanma suyunun olmaması, atıkların kaldırılamaması, bağışıklama hizmetlerinde aksama, soğuk hava gibi sorunlar nedeniyle ciddi bir salgın riski mevcut.  Öncelikle gebeler için, tetanosa karşı başta aşı olmak üzere önlemler alınmalı, tüberküloz hastalarının düzenli izlemi sağlanmalı ve ilaç kullanımı kesintiye uğramamalıdır."

“KOLERA TEHLİKESİ BERTARAF EDİLMELİ”

Genel Başkan Yardımcısı Dr. Gamze Akkuş İlgezdi; Dünya Sağlık Örgütü’nün bildirimlerine göre son bir yıl içinde Suriye'de 80 bine yakın Kolera vakası tespit edildiğini hatırlattı, şu değerlendirmeleri yaptı:

“Deprem bölgesinin, özellikle Hatay'ın Suriye'ye yakınlığı göz önünde bulundurulduğunda Kolera ile ilgili herhangi sorun çıkmaması için önlemler alınmalıdır. Bölgede kolera tehlikesi bertaraf edilmelidir.

“RUHSAL SAĞLIĞIN KORUNACAĞI AŞAMAYA NASIL VE NE ZAMAN GEÇİLECEK?”

Cumhurbaşkanlığı kararıyla depremden etkilenen illerimiz afet bölgesi ilan edildi. Afet bölgesi ilan edilen yerlerde sağlık hizmetleri ücretsiz olur ve bölgede toplumsal travmaların ileride olumsuz sonuçlar yaratmaması adına psikologlar ve sosyologlar gönderilir. Hükümet yetkilileri daha çadır, yiyecek, ısınma gibi ihtiyaçları dahi tam manasıyla giderebildiği bir aşamaya geçememişken ruhsal sağlığın korunacağı aşamaya nasıl ve ne zaman geçilecek. Depremden etkilenen vatandaşlarımızın yanı sıra depremzede konumunda olan sağlık çalışanlarının da ruh sağlığı yönünden desteklenmesi gereklidir.

“BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK BİRİMLERİ KURULMALI”

Öncelikle uygun geçici barınma koşullarının sağlanmalıdır. Uygun beslenme koşulları oluşturulmalıdır. Temel sağlık hizmetlerinin verilebileceği birinci basamak sağlık birimlerinin kurulması deprem bölgeleri için büyük önem arz etmektedir. Bölgede hayatını idame ettirecek insanların sağlıklarına kavuşmaları ve yeni hastalıklarla mücadele için birinci basamak sağlık hizmetlerine çok önem verilmelidir. Etkilenen kişi sayısı ve özelliklerinin saptanarak kayıt altına alınmalı bu kişilerin gereksinim duyduğu sağlık hizmetleri ivedilikle bölgeye ulaştırılmalıdır. Yeterli miktarda ve güvenli su sağlanmalıdır. Atıklar, çöpler, tuvaletler, hayvan ölüleri uygun şekilde toplanmalı ve çevreye yönelik koruyucu sağlık hizmetlerini gerçekleştirebilmek için ilgili kurumlar ile iş birliği içinde çalışılmalıdır. Maske tedariki ve kullanımının önerilmesi de son derece önemlidir. Tabii bunun için öncelikle dezenfektan temini ve dağıtım meselesinin çözülmesi gerekmektedir. Çadır bulmakta dahi zorlanan vatandaşlarımıza maske kullanın demek de pek mümkün görünmemektedir.

“ÇADIR KENTLER STANDARDA UYGUN OLMALI”

Hem salgın hastalık riski hem de yangın gibi riskler göz önünde bulundurularak çadır kampları, çadır kentleri kurulmalıdır. Tuvalet gereksinimleri bir an önce sağlanmalıdır. Özellikle toplu yerleşimin olduğu yerlerde tuvaletlerin kadın- erkek olarak ayrılması ve gerektiği kadar temizlenmesi çok önemlidir.

Yaşadığımız felaket sonrası depremden kurtulan yurttaşlarımızı bir de salgın hastalık riski bekliyor ne yazık ki. Kalabalık ve kış mevsimi de değerlendirildiğinde grip, COVID gibi solunum yolu enfeksiyonlarında artış beklenmekte; kızamık gibi çocukluk çağının önemli hastalıkları ile uyuz, bit, mantar gibi temas ile bulaşan hastalıkların ve ishalli hastalıkların görülme olasılığı meydana gelmektedir. Depremden kurtulan vatandaşlarımızı, salgın hastalıklardan kaybetmeyelim. Bölgedeki salgın hastalıklara karşı önlemlerin etkili bir şekilde alınması için bilim insanlarının ve bizlerin çağrılarına kulak verin.”