CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, "7’nci madde ne diyor biliyor musunuz? Buradan okuyayım size; ‘Afet bölgelerinde veya civarında bulunan ordu, jandarma, kıta birlik ve müessese kumandanları, hazarda, kendilerinden vali veya kaymakamlar tarafından istenilecek yardımları üstlerinden emir beklemeksizin yapmaya mecburdurlar.’ Buradan soruyorum, bu 11 vali, orduya talimat verdi mi? Verdiyse belgesi nerede? Vermediyse niye vermedi? Niye ordu harekete geçmedi" diye sordu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel, "Üzülerek söylüyorum ki Bakanlıklar arasında iletişim kopukluğunu, uyumun olmadığını, AFAD, Kızılay ve Türk Silahlı Kuvvetleri gibi güzide kurumlarımızın içi boşaltılmış, liyakatsiz kadrolarının arasında iş bölümünün ortadan kalktığını, kurumlarımızın uyum içerisinde çalışamadığını gördük. Herkesin Cumhurbaşkanının ağzından çıkacak tek bir kelimeye ve direktife baktığını gördük" dedi.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen ve 11 ilde etkili olan depremlere ilişkin TBMM Başkanlığı'na, grubu bulunan tüm partiler Meclis Araştırması önergesi verdi. Önergelerin tümü birleştirilerek görüşülmeye başlandı. 

“HAYATA GEÇMİYORSA, YASAMA FAALİYETLERİ OLUŞTURULMUYORSA, ÖNLEM ALINMIYORSA…”

CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, “Burada bir jeoloji mühendisi olarak alnımızın damarı çatladı. Tam 5 buçuk ay deprem komisyonunda 500 sayfalık üretim yaptık. Temmuz 2021. Bir komisyon daha kurarak neyi sağlayacağız, bana söyler misiniz? Bir komisyon daha, bir komisyon daha, bir komisyon daha… Hayata geçmiyorsa, yasama faaliyetleri oluşturulmuyorsa, önlem alınmıyorsa elimiz böğrümüzde on binlerce insanın ölümüne sadece yara sarmak olarak bakarız” dedi.

“YÜZLEŞMEDİĞİMİZ SÜRECE ÖNLEM ALMIYORUZ”

Şevkin, 04.17’de meydana gelen deprem sırasında evinde olduğunu söylerken, “Bir jeoloji mühendisi olarak haykırıyorum, biz orada enkazların başına gittiğimizde sadece yıkılmış binaları değil yıkılmış devleti gördük. Bunu söylemek zorundayız. Bununla yüzleşmediğimiz sürece önlem almıyoruz. Yeter artık. Şu haritayı ilkokuldaki çocuklar bile ezberledi artık. İlkokul çocukları biliyor ki ülkemiz 24 il, 500 aşkın köy, 105’i aşkın ilçemiz doğrudan fay zonları üzerinde. Bunları taşıyın dedik. Fay yasası için burada önerge sunduk, sizlerin oyuyla reddedildi” sözleriyle iktidarı eleştirdi.

“BU 11 VALİ, ORDUYA TALİMAT VERDİ Mİ?”

Şevkin, 7269 sayılı Afet Kanunu’na atıf yaparak, “7’nci maddesi ne diyor biliyor musunuz? Buradan okuyayım size; ‘Afet bölgelerinde veya civarında bulunan ordu, jandarma, kıta birlik ve müessese kumandanları, hazarda, kendilerinden vali veya kaymakamlar tarafından istenilecek yardımları üstlerinden emir beklemeksizin yapmaya mecburdurlar.’ Buradan soruyorum, bu 11 vali, orduya talimat verdi mi? Verdiyse belgesi nerede? Vermediyse niye vermedi? Niye ordu harekete geçmedi? Çok açık, açın bakın” diye konuştu.

“SAYIN ŞEVKİN’E HALKIM, ÜLKEM ADINA TEŞEKKÜR EDİYORUM”

CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, önerge üzerine aldığı sözde, “Benden önce söz alan Adana Milletvekilimiz sayın Müzeyyen Şevkin’e halkım, ülkem adına teşekkür ediyorum. Hem bir jeolog olarak hem de bölgenin milletvekili olarak yapılması gerekenleri tane tane açıkladığı için” diyerek Şevkin’e teşekkür etti.

“İKTİDARIN PİŞKİNLİĞİNİ, UTANMAZLIĞINI, İKİ YÜZLÜLÜĞÜNÜ, BASİRETSİZLİĞİNİ, HAMASETİ, İSTİSMARI GÖRDÜK”

Baltacı, “Deprem olduğunu duyar duymaz yola çıktık. Ama ancak 24 saatte Antakya’ya varabildik. Bölgede çok şey gördük. Acıyı gördük, yıkımı gördük, çaresizliği gördük, kimsesizliği gördük, kefensiz gömülen ölüleri gördük, toplu mezarları gördük, kaosu gördük, kargaşayı gördük. Geç de olsa iktidarınızı gördük. Bu iktidarın pişkinliğini, utanmazlığını gördük. İki yüzlülüğünü, basiretsizliğini, hamaseti, istismarı gördük. Ama her şeye rağmen cesareti de direnci de dayanışmayı da gördük” diye konuştu.

“İSTİFA ETMENİZ, UTANMANIZ, SORUMLULUK DUYMANIZ İÇİN ASRIN FELAKETİ PROPAGANDASINA GEREK YOK”

CHP’li Baltacı, Yunanistan’da dün sabah yaşanan tren kazasını hatırlatarak, “38 insan hayatını kaybetti. Ulaştırma Bakanı istifa etti. İstifa etmeniz, utanmanız, sorumluluk duymanız için asrın felaketi propagandasına gerek yok. Binlerce insanın ölmesine gerek yok. Sadece birazcık vicdana ihtiyaç var” sözleriyle AKP iktidarını eleştirdi.

“ARAMA KURTARMA ÇALIŞMALARI ORGANİZE ETMEYEN, EDEMEYEN AFAD BAŞKANINDAN VE YÖNETİCİLERİNDEN, İÇİŞLERİ BAKANINDAN HESAP SORALIM”

“Helallik” tartışmaları üzerine Baltacı, şöyle konuştu:

“Helallik mi istiyorsunuz? Eğer samimiyseniz yapacağımız bir tek şey var. Depremzedeler battaniye bulamazken, arama kurtarma ekipleri sokakta yatıyorken, çadır stoklayanlardan, kanımızı satanlardan, Kızılay Başkanından ve yönetiminden hesap sormalıyız. Türkiye’nin fay hatları üzerinde kurulduğunu bilip de bir ton rapor varken gerekli hazırlığı yapmayan, arama kurtarma çalışmaları organize etmeyen, edemeyen AFAD Başkanından ve yöneticilerinden, İçişleri Bakanından hesap soralım. Daha millet enkaz başındayken, yakınlarının kurtarılmasını beklerken, o enkazın başına bir vinç, bir kepçe, bir arama kurtarma ekibi gönderilememişken, yıkılan binaların 1999’dan önce yapıldığını şıp diye tespit edebilen ama enkaza dönen eski ve yeni binaların denetimini yapmayan Çevre ve Şehircilik Bakanından gelin hesap soralım.

“MİLLET BATTANİYE BEKLERKEN YARDIM KOLİLERİNİN ÜZERİNE ‘AK PARTİ’ AMBLEMİ YAPIŞTIRANLARDAN GELİN HESAP SORALIM”

Bir mesaja, bir tweete bir sese en çok ihtiyaç duyduğumuz zamanda bant daraltması talimatı veren İletişim Başkanından gelin hesap soralım. Yolları açık tutamayan, arama kurtarma ekiplerini, iş makinelerini, yardım TIR’larının ulaşımını sağlayamayan Ulaştırma Bakanından gelin hesap soralım. Askere en çok ihtiyacımız olduğu zamanda askeri sevk etmeyen, sevk edemeyen Savunma Bakanından hesap soralım. Devleti parti devletine dönüştürüp işlemez hale getiren Cumhurbaşkanının tensipleri olmadan arama kurtarma ekiplerini kente sokamayan validen, kaymakamdan, 38 milyar dolar Deprem Vergisi’ni duble yollarla yandaşlara aktaranlardan, insanlar enkaz altında ölürken not almakla meşgul olanlardan hesap soralım. Millet battaniye beklerken yardım kolilerinin üzerine ‘AK Parti’ amblemi yapıştıranlardan gelin hesap soralım. İmar çetelerinin yargılanmasını sağlayalım.”

“NEDEN BU HALKIN KADERİNDE HEP ÖLMEK HEP YALNIZ BIRAKILMAK OLUYOR?”

CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, “Neden bu halkın kaderinde hep ölmek hep yalnız bırakılmak oluyor. Neden bu ‘kader planı’ bizde oluyorken 9 şiddetinde deprem yaşayan Japonya, Şili gibi ülkelerde yok? Nerede yanlış yapıyoruz ki bu ‘kader planı’ bide acıya sebep oluyor. Acılıyız, ülkemizin başı sağ olsun. Öfkeliyiz bir doğa olayı karşısında asrın yönetim felaketine tanık olduk. En eğitimli, en disiplinli en donanımlı ordunun hayati öneme haiz dakikalarda deprem bölgelerine gönderilmediği için öfkeliyiz. Bu kararı verenler binlerce kurtarılabilecek insanın vebalini taşımaktadır” dedi.

“İNSANLAR, ‘BENİ HUZUR İÇİNDE YAŞAT’ DİYE İKTİDARA GÖREV VERDİ AMA İKTİDAR VATANDAŞLARI BETON BLOKLARI ARASINDA BIRAKTI”

AKP iktidarını Girgin, şu sözlerle eleştirdi:

“Liyakatsiz, kibir, inat ve kompleks bu sürecin kötü yönetilmesindeki dört ana sebep. Bu insanlar, ‘beni huzur içinde yaşat’ diye iktidara görev verdi ama iktidar vatandaşları beton blokları arasında bıraktı. Ancak sizde siyaseten enkazın altında kaldınız. 1999 yılındaki depremden sonra Özel İletişim Vergisi getirildi. ‘Deprem Vergisi’ olarak bilinir. O zamandan bu yana vatandaşlardan ÖTV alınır. ‘Nerede bu vergiler?’ diye sorulduğunda ‘duble yollara, demir yollarına, havalimanlarına gidiyor’ demiştiniz. Yaptığınız yollar, viyadükler çatladı. Havaalanları kullanılamaz hale geldi. Yaptığınız hastaneler ortadan ikiye bölündü.”

“HALA AKIL FİKİR BETONDA”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “konutların bir yılda yapılacağı” yönündeki açıklamalarını anımsatan Girgin, “Diyor ki ‘Bir sene müsaade edin, toplu konutlar yapacağız.’ Hala akıl fikir betonda. Çünkü elinin altında onlarca, yüzlerce bıçkın müteahhit var. Elinde çekiç varsa eğer her sorunu çivi olarak görmek istersin. Sayın Erdoğan’da sorunu o şekilde görüyor. Tek adam rejiminin piyasacı mantığı bizi getirebileceği yere getirdi. Rant, kar hedefiyle sonuç bu. Artık köhneleşmiş, eskimiş, vakti dolmuş piyasaca ekonomik politikaları bir kenara bırakmak gerekiyor. Her şey piyasaya, kamusal olarak sağlanması gerekenleri de hayırseverlerin insafına bırakmakla gelebildiğimiz yer burası” dedi.

“DEVLETİN AKLININ ÇARESİZCE BİR KONTEYNERE SIKIŞMAK ZORUNDA KALDIĞINI GÖRDÜK”

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, “Depremin olduğu ilk gün akşam üstü saatlerde aynı zamanda memleketim olan Hatay’a vardığımızda maalesef yağmur ve karanlık altında bir kentin ve Anadolu’nun diğer kentlerinin yıkılışını gördük. Milletimizin enkaz altında çaresizliğini; görev ve sorumluluklarını yerine getirmekten çok uzağa düşmüş hükümet görevlilerinin büyük aczini gördük. Yıkılan hastaneleri, jandarma binasını, emniyet ve valilik binalarının yokluğunda devletin aklının çaresizce bir konteynere sıkışmak zorunda kaldığını gördük. Ne yapacağını bilemeyen, harekete geçmek için Beştepe’den talimat almak zorunda kalan şoka girmiş bakanları ve şaşkın bir biçimde kamu görevlerini yerine getirmeye çalışan yetkilileri gördük. Özetle derin bir afet yönetim zafiyetini ve tek kişilik şahsileşmiş başkanlık sisteminin tel tel döküldüğünü gördük” diye konuştu.

“HERKESİN, CUMHURBAŞKANININ AĞZINDAN ÇIKACAK TEK BİR KELİMEYE VE DİREKTİFE BAKTIĞINI GÖRDÜK”

Açıkel, “Hatay'ımızın depremin ilk anından itibaren elektrik kesintileri nedeniyle gözleri görmeyen, telefon ve internet kesintileri nedeniyle kulakları işitmeyen ve konuşamayan, iptal olan havaalanı yüzünden Türkiye'yle bağları kopan bir il konumuna düşürüldüğünü gördük. Hatay'ın ulaştırma, haberleşme ve sağlık altyapısını çökmüş bir halde bulduk. Yıkıntılar içinde çaresiz kalmış bir hükûmet zihniyetini ve şoka girmiş bir saray personel rejiminin mevcudiyetini gördük. Üzülerek söylüyorum ki Bakanlıklar arasında iletişim kopukluğunu, uyumun olmadığını, AFAD, Kızılay ve Türk Silahlı Kuvvetleri gibi güzide kurumlarımızın içi boşaltılmış, liyakatsiz kadrolarının arasında iş bölümünün ortadan kalktığını, kurumlarımızın uyum içerisinde çalışamadığını gördük. Herkesin, Cumhurbaşkanının ağzından çıkacak tek bir kelimeye ve direktife baktığını gördük” dedi.